Hukuk Genel Kurulu'nun 2022/1006 E., 2023/517 K. sayılı kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.05.2023 tarihli, 2022/1006 E., 2023/517 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2022/1006 E., 2023/517 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/85 E., 2022/148 K.
KARAR : Davanın reddine
1. Taraflar arasındaki Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili; müvekkili tarafından “EUROPATENT+Şekil” ibareli 36, 41 ve 42 nci sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunun 41 ve 42 nci sınıf bazı hizmetler bakımından 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 7/a ve 7/c maddeleri dayanak alınarak reddedildiğini, itirazları üzerine YİDK tarafından nihai olarak 556 sayılı KHK’nın 7/a maddesi gereğince hem itirazlarının hem de ilanına karar verilen diğer mal ve hizmetler için başvurunun tamamının reddedildiğini, oysa müvekkili başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesine aykırı olmadığını, öte yandan YİDK tarafından itiraz edilmeyen hususlarda inceleme yapılamayacağını ileri sürerek marka başvurularına ilişkin YİDK red kararının iptali ile başvuru konusu işaretin tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı vekili; YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru konusu işaretin tescil kapsamına alınmak istenilen hizmetler için ayırt edicilik unsurunu taşımadığını, bu nedenle marka olabilme vasfının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı
6. Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 20.07.2007 tarihli ve 2007/51 Esas, 2007/181 Karar sayılı kararı ile; başvuru konusu işaretin 41/1, 3, 4 üncü sınıf hizmetler dışında kalan hizmetler için davacının Avrupa menşeli bir patente sahip gibi bir izlenim bırakacağı, sunulan hizmetlerin Avrupa menşeli olduğu veya bağlantılı olduğu veyahut Avrupa patentlerini vermeye tek yetkili kurum tarafından sunulduğu biçimde anlaşılmasının yüksek ihtimal dâhilinde olduğu, dolayısıyla başvurunun bu hizmetler bakımından yanıltıcılık taşıyacağı, “EUROPATENT” ibaresinden müteşekkil işaretin 42/1, 3, 4 üncü sınıf hizmetler için somut ve soyut olarak ayırt ediliciliğinin bulunmadığı ve başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/a maddesi gereğince reddi gerektiği, YİDK’in 556 sayılı KHK’nın 7/a maddesine göre başvuruyu reddetmesinin hukuka uygun bulunduğu, ayrıca davacı tarafından yapılan başvurunun, başvuru konusu mal ve hizmetler için 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin a, c, d ve f bendi gereğince reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarihli ve 2020/656 Esas, 2020/4710 Karar sayılı kararı ile; “…Dava, davacı başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/c bendi uyarınca reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacının “EUROPATENT+ŞEKİL” unsurlu marka başvurusunda TPMK mal ve hizmet sınıflandırma listesine göre 41/1, 3, 6, 7, 11, 13 ve 42/1, 2, 3, 4. sınıf hizmetlerin Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 556 sayılı Marka KHK m. 7/1-a maddesi uyarınca çıkartıldığı, davacının bu karara karşı TPMK YİDK nezdinde itirazda bulunduğu, bu defa YİDK’in davacının itirazının reddine karar verdiği gibi, daha önce marka başvurusundan çıkartılmayan 42/1,3,4. sınıf hizmetlerin de 556 sayılı KHK’nın m. 7/1-c, d, f bendleri uyarınca çıkartılmasına ve başvurunun bütünü ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Olaya uygulanacak mülga 556 sayılı Marka KHK m. 33 üncü ve 36. maddeleri uyarınca TPMK YİDK’nin inceleme yetkisi, Markalar Dairesince verilen kararın kapsamı ve kendisine yapılan itirazla sınırlı olup, karar alma sürecinde en üstte bulunan YİDK tarafından önüne itirazen gelmeyen bir konuda, itiraz hakkını ortadan kaldıracak şekilde mutlak ret nedenlerine dayalı olarak başvuru kapsamından ilave hizmetlerin çıkartılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kurum kararına yönelik davanın da aynı gerekçe ile reddi doğru olmamış kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı
9. Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/85 Esas, 2022/148 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ek olarak, 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesi ile öngörülen mutlak ret nedenlerinin kamu düzenine ilişkin olduğu, idarenin kamu düzenini sağlayacak kararları her aşamada almak zorunluluğunun bulunduğu, kamu düzeni ile ilgili bir konuda kamu düzenine aykırılığın bir üçüncü kişi tarafından ileri sürülmesine gerek bulunmadığı, bozma kararı benimsendiği takdirde YİDK kararlarına karşı açılan davaları gören mahkemelerin de mutlak ret nedenlerini re’sen incelemeyecekleri anlamının çıktığı, YİDK’e inceleme izni verilmeyen bir husus sebebiyle mahkemenin YİDK kararını iptal etmesi hukuka aykırı olacağından mutlak ret nedenlerinin bir kez Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından gözden kaçırılması durumunda 556 sayılı KHK’nın 35 inci madde kapsamında yayına itiraz edilmediği sürece başvurunun mutlak ret nedenlerine aykırı bir şekilde tescil edileceği, bu nedenle mutlak ret nedenleri bakımından kurum kararının bir bütün olarak ele alınması ve nihai olarak çıkan kurum kesin kararını değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; YİDK’nın mutlak ret nedenleri kapsamında inceleme yetkisinin Markalar Dairesince verilen kararın kapsamı ve kendisine yapılan itirazla sınırlı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle TÜRKPATENT kararına itiraz edilmesi hakkında açıklama yapılmasında fayda bulunmaktadır.
13. Marka tescil işlemlerini TÜRKPATENT’in hizmet birimlerinden biri olan Markalar Dairesi Başkanlığı yürütmektedir. Markalar Dairesi tescil başvurusunu öncelikle somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 29, 30, 31 ve 32 nci [6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 3, 4, 5 ve 11 inci] maddeleri çerçevesince inceler. Markalar Dairesi başvurunun gerekli şartları taşımadığı kanaatine varırsa marka başvurusunu reddeder; başvurunun gerekli şartları taşıması veya eksiklik olmaması veyahut da eksikliğin giderilmesi hâlinde ilgili kişileri başvurudan haberdar etmek üzere başvurunun bültende yayımlanmasına karar verir.
14. 556 sayılı KHK’da ismen belirtilmese de TÜRKPATENT kararına karşı iki ayrı itiraz hakkı düzenlenmiştir. Bunlardan birisi 556 sayılı KHK’nın 35 inci (SMK’nın 18 inci) maddesi ile düzenlenen “yayıma itiraz” hakkıdır. Diğeri ise 556 sayılı KHK’nın 47 nci (SMK’nın 20 ve 21 inci) maddesi ile düzenlenen “karara itiraz” hakkıdır.
15. Markalar Dairesinin kararı üzerine başvurunun bültende yayımlanması aşamasında 556 sayılı KHK’nın 35 inci maddesi gereğince ilgili kişiler başvurunun yayınından itibaren üç ay içerisinde başvurunun mutlak ve nispi ret nedenlerine dayalı olarak tescil edilemeyeceğine veya başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin itirazlarını ileri sürebilirler. Burada düzenlenen itiraz, başvurunun yayımlanması üzerine üçüncü kişi tarafından yapılan yayıma itiraz olup ilgili kişilerin başvurusu yapılan işaretin marka olarak tescil edilemeyeceğine ilişkin olarak TÜRKPATENT’e yönelttikleri hukuki bir taleptir. Yayıma itiraz ancak ilgili kişiler tarafından yapılabilir. İlgili kişi ya da kişiler ise başvurunun tescil edilmesinde zarar görebilecek kimselerdir (Tekinalp, Ünal: Fikri Mülkiyet Hukuku, ..., 2012, s. 393).
16. Başvurunun bültende yayımı aşamasında Markalar Dairesinin başvuru konusu işaretin tescil edilip edilmeyeceği hakkında henüz bir kararı yoktur. Başvurunun yayımlanması, başvuru konusu işaret hakkında mutlak red nedenlerinin mevcut olmadığı yönünde nihai kararın verildiği anlamına da gelmez. Ancak bu yayım Markalar Dairesinin başvuru konusu markayı tescil etme yönündeki iradesini ortaya koyuyor olması bakımından önemlidir. Markalar Dairesi 556 sayılı KHK’nın 7 nci (SMK’nın 5 inci) maddesi kapsamında başvuruyu incelemiş ve yayımlanmasına karar verdiği hususlarda başvuruya ilişkin bir red nedeni tespit etmediği için başvurunun yayımlanmasına karar vermiştir.
17. Yayıma itirazı Markalar Dairesi inceler ve kararını verir. Markalar Dairesinin yayıma itiraz üzerine verdiği karar, TÜRKPATENT’in nihai kararı değildir. İtiraz hakkında verilen kabul veya red kararı üzerine 556 sayılı KHK’nın 47 nci (SMK’nın 20 nci) maddesi gereğince TÜRKPATENT nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz Markalar Dairesi kararını durdurucu etkiye sahip olup itiraz incelenip karar verilmeden Markalar Dairesi tescil işlemlerine devam edemez.
18. 556 sayılı KHK’nın 47 nci (SMK’nın 20 ve 21 inci) maddesi ile “karara itiraz” hakkı düzenlenmiştir. İtiraz konusu ise TÜRKPATENT’in hizmet birimlerinden biri olan Markalar Dairesinin kararıdır. Markalar Dairesi itiraz konu kararı resen vermiş olabileceği gibi görüş bildirme veya yayıma itiraz üzerine yaptığı inceleme neticesinde de vermiş olabilir. Markalar Dairesi tarafından alınacak kararlardan zarar gören kişiler, kararlara karşı kararın bildiriminden sonraki iki ay içerisinde yazılı olarak TÜRKPATENT nezdinde itiraz edebilir. 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun’un 15/C maddesi gereğince karara itirazı TÜRKPATENT’in diğer bir hizmet birimi olan YİDK inceler ve nihai kararı verir.
19. 556 sayılı KHK’nın 49 uncu (SMK’nın 20 nci) maddesi gereğince itiraz kararın bildiriminden sonraki iki ay içerisinde yazılı olarak yapılır ve itiraz dilekçesinde itiraz konusunun gerekçeleri açıkça belirtilir. Bu süre içerisinde gerekçelerin verilmemesi hâlinde itiraz yapılmamış sayılır. YİDK, Markalar Dairesinin her kararını resen inceleme ve denetleme yetkisine sahip değildir. Başka bir deyişle Markalar Dairesi tarafından verilen bir kararın YİDK tarafından incelenebilmesi ve denetlenebilmesi için muhakkak karara itiraz edilmiş olmalıdır.
20. 556 sayılı KHK’nın 52 nci (SMK’nın 21 inci) maddesi gereğince itirazın incelenmesinden sonra YİDK itiraz hakkında karar verir. YİDK itirazı incelerken itiraz dilekçesinde belirtilen talep ve gerekçelerle bağlıdır. Başka bir deyişle YİDK’nin inceleme yetkisi, Markalar Dairesi tarafından verilen kararın kapsamı ve kendisine yapılan itirazla sınırlı olup önüne itiraz olarak gelmeyen bir konuda, itiraz hakkını ortadan kaldıracak şekilde karar veremez. Ayrıca dava konusu YİDK tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 06.08.2004 tarihli ve 25545 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği (YİDK Yönetmeliği) gereğince de bunun aksi öngörülmemiştir.
21. Hemen belirtilmelidir ki TÜRKPATENT bağımsız idari otoritelere yakın derecede özerkliğe sahip, kamu tüzel kişiliği olan bir yerinden yönetim kuruluşudur. TÜRKPATENT idari bir kurum olduğu için markanın tescili sürecinde almış olduğu kararlar da “idari karar” niteliğindedir. Öte yandan Markalar Dairesinin tescil sürecinde gerek re’sen gerekse yayıma itiraz üzerine verdiği kararlar, “tek iradeli (basit) işlem”dir. Zira karar metni sadece Markalar Dairesi Başkanı tarafından imzalanır. Karara itiraz hâlinde, birden fazla kişinin irade açıklaması ile alınan YİDK kararları ise “kolektif (kurumsal/ortaklaşa) işlem” niteliğindedir. YİDK kararları, Yönetmelikte de belirtildiği üzere kurul başkanı ve itiraza konu kararda görevli bulunmayan en az iki uzman üyenin katılımıyla ve salt çoğunluğu ile alınır. Kararın hukuka uygun olabilmesi için toplantı ve karar yetersayılarına uyulmuş olması gerekir.
22. YİDK’nın itiraz hakkında verdiği karar kesin nitelikte bir idari karardır. İdari bir kararın kesinleşmesi, başka mercilerin kararına ihtiyaç olmaksızın bu kararın, hukuki sonuç doğuracak şekilde uygulanması anlamına gelir. Karara karşı idari başvuru imkânı devam ettiği müddetçe karar kesinleşmiş olmaz. Başka bir deyişle idari bir kararın kesinliği, kararın uygulanmaya hazır hâle geldiğini ve bütün unsurlarıyla tamamlandığını gösterir. Dolayısıyla idari kararların kesinleşmesi ile yargı kararlarının kesinleşmesi birbirinden farklı kavramlardır.
23. Öte yandan bir idari kararın “kesinleşmiş olması” ile “nihai olması” da farklı kavramlardır. Bu kapsamda TÜRKPATENT’in kesin kararı Markalar Dairesi veya YİDK tarafından verilmiş olabilir; ancak nihai kararı sadece YİDK verir. Markalar Dairesinin kararına süresinde itiraz edilmezse, itiraz süresinin geçmesi ile Markalar Dairesi kararı TÜRKPATENT kararı olarak kesinleşir. Markalar Dairesinin kararına süresi içerisinde itiraz edilirse nihai karar niteliğindeki YİDK kararı TÜRKPATENT kararı olarak kesinleşir.
24. TÜRKPATENT kararına karşı iptal davası açabilmek için idari başvuru yolunun tüketilmesi suretiyle kararın nihai karar olması gerekir. Bunun için Markalar Dairesi kararına itiraz edilmeli ve itiraz üzerine YİDK tarafından bir karar verilmelidir. Başka bir deyişle Markalar Dairesinin kesinleşen kararına karşı iptal davası açılması mümkün olmayıp, TÜRKPATENT’in kararının YİDK’nın nihai kararı ile kesinleşmiş olması iptal davasının dinlenme şartıdır. Bu kapsamda 556 sayılı KHK’nın 53 üncü maddesi gereğince YİDK’nın itiraz işlemleri ile ilgili kesinleşen kararlarına karşı bildirim tarihinden itibaren iki ay içerisinde yetkili mahkemede dava açılabilir. TÜRKPATENT’in kararına karşı iptal davası açılması idari anlamda kesinleşmiş olan idari işlemin yürürlüğünü durdurmaz. Marka tescilinin önlenebilmesi için mahkemeden tedbir kararı alınması gerekir. Dolayısıyla tedbir talep edilmez veya alınamaz ise TÜRKPATENT markayla ilgili işlemlere devam eder ve tescil işlemini yapar.
25. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından 17.11.2004 tarihinde “EUROPATENT+Şekil” ibareli 36, 41 ve 42 nci sınıf hizmetleri içeren marka başvurusunda bulunulduğu, Markalar Dairesi tarafından başvurunun 41/01, 03, 06, 07, 11 ve 13 üncü alt sınıf ile 42/01, 02, 03 ve 04 üncü alt sınıflarda reddine; diğer sınıf ve alt sınıflar yönünden yayımlanmasına karar verildiği, davacı başvurucunun reddedilen alt sınıflar nedeniyle Markalar Dairesi kararına itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. İtirazı inceleyen YİDK tarafından ise itiraz dilekçesinde belirtilen talebi aşar şekilde başvurunun bültende yayımlanmasına karar verilerek ilan edilen sınıf ve alt sınıfları da içerecek şekilde başvurunun tümden reddine karar verilmiştir.
26. Yukarıda da belirtildiği üzere YİDK tarafından incelenecek olan husus itiraz dilekçesinde ileri sürülen talep ve gerekçelerdir. Dava konusu YİDK karar tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat gereğince YİDK tarafından itiraz dilekçesinde ileri sürülmeyen hususlarda inceleme yapılarak yetkisi kapsamında bulunmayan marka başvurusunun reddine dair karar vermesi mümkün değildir.
27. Bu itibarla mahkemece, dava konusu YİDK karar tarihi itibariyle YİDK’nın inceleme yetkisinin Markalar Dairesi tarafından verilen kararın kapsamı ve kendisine yapılan itirazla sınırlı olduğu ve önüne itiraz olarak gelmeyen bir konuda itiraz hakkını ortadan kaldıracak şekilde mutlak ret nedenlerine dayalı olarak başvuru kapsamından ilave hizmetlerin çıkartılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
28. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.