AYM'nin 2020/28956 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 30/4/2025 tarihli ve 2020/28956 başvuru numaralı kararı
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
ELİF YEŞİL BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/28956) |
Karar Tarihi: 30/4/2025 |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
Kenan YAŞAR |
||
Ömer ÇINAR |
||
Metin KIRATLI |
||
Raportör |
: |
Mehmet ALTUNDİŞ |
Başvurucu |
: |
Elif YEŞİL |
Vekilleri |
: |
Av. Erol ARSLAN |
Av. Levent MAZILIGÜNEY |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, eczane ile yapılan sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Ankara'da faaliyet gösteren eczanenin sahibi ve mesul müdürü olarak 1/12/2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacılar Birliği (TEB) Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol (Protokol) kapsamında TEB ile imzaladığı Tip Sözleşme uyarınca SGK kapsamındaki hastalara ilaç satışı yapmaktadır.
3. SGK Kavaklıdere İl Müdürlüğünce başvurucuya gönderilen 1/12/2016 tarihli yazı ile Protokol'ün "Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir" şeklindeki 5.1. maddesi uyarınca sözleşmenin yazının tebliğ tarihinden itibaren bir ay sonra feshedileceği bildirilmiştir.
4. Başvurucu, sözleşmenin fesih işleminin iptali için 16/12/2016 tarihinde Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Dava dilekçesinde, Tip Sözleşmenin hangi hâllerde feshedileceğinin Protokol'ün 5.1. maddesinde düzenlendiği ancak SGK tarafından gönderilen yazıda bu maddede sayılan sebeplerden hiçbirine yer verilmemesi nedeniyle savunma hakkının engellendiği ileri sürülmüştür. Ayrıca hakkında anılan sözleşmeyi etkileyebilecek soruşturma veya kovuşturma yapılmadığı gibi disiplin cezası da verilmediği vurgulanmıştır. Dilekçede son olarak MEDULA (Sağlık Bakanlığı tarafından ilaç almayı kolaylaştırmak için oluşturulmuş bir program) sisteminin kapatılmasının olumsuz sonuçlar doğuracağından anılan sistemin tedbiren açılması ve fesih işleminin iptali talep edilmiştir.
5. Mahkeme 31/1/2019 tarihinde fesih işleminin iptaline karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; fesih işlemi tesis edilirken herhangi bir gerekçeye dayanılmadığı, dava sürecinde dosyaya dahil olan belgeler incelendiğinde sözleşmenin feshinin ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit eden terör örgütleri ile bağlantılarından dolayı haklarında inceleme, soruşturma, tutuklama bulunan veya bahse konu terör örgütleri ile bağlantılı oldukları belgelenen sağlık hizmeti sunucularının kuruma bildirilmesinin istenilmesi sonrasında kuruma intikal eden bildirimler doğrultusunda feshedildiği, başvurucunun herhangi bir terör örgütüyle bağlantısının varlığının ispat edilmesi gerektiği, buna karşın başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması veya başka terör örgütleriyle bağlantısının bulunduğu yolunda herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından başvurucu hakkında soruşturma bulunup bulunmadığının sorulması üzerine gönderilen cevabi yazıda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi sorgulamasında herhangi bir soruşturma bulunmadığının bildirildiği belirtilmiştir.
6. SGK fesih işleminin iptaline yönelik Mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 27/5/2019 tarihinde istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde; Tip Sözleşmenin 5.1. maddesi gereğince SGK'nın bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman fesih hakkının bulunduğu ve fesih gerekçesini bildirme zorunluluğu olmadığı belirtilmiştir. Bu karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir.
7. Başvurucu, nihai kararı 20/7/2020 tarihinde öğrendikten sonra 18/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu; somut hiçbir neden bulunmaksızın gerçekleştirilen fesih işleminin hukuka aykırı olduğunu, yargılama aşamasında da Protokol'de yer alan fesih nedenleri arasında güvenlik soruşturmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, yargı mercilerince soyut ve genel geçer ifadeler ile ret kararı verildiğini belirtmiştir. MEDULA sisteminin kapatılması nedeniyle ilaç satışı yapamadığını ifade eden başvurucu, gelirinin tamamına yakınını kaybettiği gibi şahsi ve mesleki itibarının da zedelendiğini vurgulayarak gerekçeli karar hakkının, maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının, çalışma hakkının, mülkiyet hakkının ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığının yapılacak kabul edilebilirlik incelemesinde dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Başvuru, özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
12. Mesleki hayata yönelik tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat bağlamında uygulanabilir olduğu hususunda belirlenen ölçütler C.A. (3) ([GK], B. No: 2018/10286, 2/7/2020, §§ 90-96) kararında açıklanmıştır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi Mustafa Akyıldız ([2. B.], B. No: 2020/23302, 2/10/2024, §§ 29, 30) kararında SGK ile yapılan Protokol kapsamında Tip Sözleşmenin feshedilmesi şeklindeki uygulamanın başvurucunun mesleği çerçevesinde ilişki kurabilme ve geliştirebilme imkânının önemli ölçüde zayıflamasına, mesleğini devam ettirebilmesi, sosyal ve mesleki itibarını koruyabilmesi açısından ciddi sonuçlar doğurmasına yol açacağı kabul edilerek sonuca dayalı olarak özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir bulmuştur. Somut başvuruda da anılan tespitten ayrılmayı gerektiren bir durum olmadığı anlaşılmıştır.
13. Sözleşmenin feshedilmesinin özel hayata saygı hakkına müdahale oluşturduğu, anılan müdahalenin kanuni dayanağı ile meşru amacının mevcut olduğu kabul edilmiştir (Mustafa Akyıldız, §§ 36-38).
14. Anayasa Mahkemesi başvuru konusunu incelediği anılan kararda, eczacılık faaliyetinin özünde bir serbest meslek olmasına rağmen sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesine aracılık etmesi itibarıyla kamusal yönünün de bulunduğu, mesleğin belirtilen özelliği nedeniyle diğer mesleklerden farklı kurallar ve denetleme yöntemlerine tabi olmasının olağan olduğunu kabul etmiştir. Bununla beraber her durumda mesleğin ifasına ilişkin kuralların, uygulamaların ve tedbirlerin esaslarının açıkça mevzuatta düzenlenmesi gerektiği; mesleğin ifasının imkânsız hâle getirilmesi ya da meslek sahibine ölçüsüz külfet yüklenmesi hâlinde mesleğe yapılan müdahalenin somut olaya göre temel hak ve özgürlükleri ihlal edebileceği vurgulanmıştır (Mustafa Akyıldız, § 48).
15. Ayrıca Anayasa Mahkemesi Tip Sözleşme ve MEDULA sisteminin niteliğini irdeleyerek özünde serbest meslek olan eczacılığın esasen bu sözleşmeler çerçevesinde etkili bir şekilde ifa edilebilir bir meslek olduğu ve MEDULA sistemine erişimin eczanelerin ticari faaliyetlerinin devamı için elzem olduğu sonucuna ulaşmıştır. Sonuç olarak gerek fesih işlemini gerçekleştiren SGK tarafından verilen kararda gerekse yargı mercilerince verilen kararlarda; fesih yönünde kullanılan takdir yetkisinin kanuni dayanaklarının gösterilmesi, müdahalenin nedenlerine ve başvurucunun mesleği üzerindeki etkilerine ilişkin bireyselleştirilmiş güçlü ve yeterli gerekçe sunulmasının gereklilik arzettiği vurgulandıktan sonra somut olayda bu gerekliliğin yerine getirilmediği tespit edilerek özel hayata saygı hakkınınihlal edildiğine karar verilmiştir (Mustafa Akyıldız, §§ 49-51).
16. Somut olayda SGK tarafından başvurucunun MEDULA sistemine erişimi engellenmiş ayrıca başvurucuya gönderilen 1/12/2016 tarihli yazı ile Protokol'ün 5.1. maddesi uyarınca yazının tebliğ tarihinden itibaren bir ay sonra başvurucu ile yapılan sözleşmenin feshedileceği bildirilmiştir. Sonuç olarak fesih işlemini gerçekleştiren SGK tarafından takdir yetkisini denetlemeye elverişli olacak şekilde müdahalenin nedenlerine ve başvurucunun mesleği üzerindeki etkilerine ilişkin bireyselleştirilmiş güçlü ve yeterli gerekçe sunma konusundaki gerekliliklerin yerine getirilmediği görülmüştür.
17. Dolayısıyla Mustafa Akyıldız kararında varılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir husus bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
18. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması ile 300.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
19. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
20. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.
21. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine (E.2019/1002, K.2019/918) iletilmek üzere Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2016/518, K.2019/28) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
E. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 30/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.