ADALET HABERLERİ

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2025/4886 E., 2025/5547 K. sayılı kararı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2025/4886 E., 2025/5547 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 30.06.2025 tarihli, 2025/4886 E., 2025/5547 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi

2025/4886 E., 2025/5547 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1901 E., 2025/269 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 53. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/165 E., 2024/231 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 06.09.2003-28.12.2017 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin 28.12.2017 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, davacının davalıya 29.12.2017 tarihli ihtarname göndererek işçilik alacaklarını talep ettiğini, ancak davalının ödemediğini, davacının 19.02.2018 tarihinde işçilik alacakları için dava açtığını, yargılama sonucunda 05.02.2021 tarihli ilâm ile işçilik alacaklarının hüküm altına alındığını, hükmedilen alacakların ödenmesi için davalı Şirket hakkında ilâmlı icra takibi başlatıldığını, davalının işçilik alacaklarını ödememek, zaman kazanmak için tehiri icra talepli olarak istinaf yoluna başvurduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda 26.04.2023 tarihinde kesinleştiğini, davacının alacaklarını 31.05.2023 tarihinde tahsil ettiğini ve alacağına 5 yıl 5 ay geç ulaştığını, alacağın temerrüt tarihi olan 29.12.2017 tarihinden bu yana ülkede yaşanan enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, alım gücü ve yatırım araçlarının değerlerinde olağanüstü gelişmeler yaşandığını ileri sürerek yasal faizle karşılanamayan munzam zararının bilirkişilerce hesaplanıp davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının munzam zararı olduğunu kabul etmediklerini, davacının alacaklarına geç ulaşmasının sebebinin yargının iş yükü ve yoğunluğunun fazla olması ve bu sebeple yargılamanın uzun sürmesi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının alacak haklarını, hakkın doğum tarihinden sonra tahsil etmesi nedeni ile munzam zararı iddiasında bulunduğu, munzam zararın talep edilebilmesi için zararın gerçekleşmiş, ölçülebilir ve somut (gerçek) bir zarar olması gerektiği, davacının ispatlamak zorunda olduğu hususun enflasyon ve yüksek faizler değil, kendisinin şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı gördüğü zarar olgusu olduğu, davacının talebinin dolaylı yönden ekonomik nedenlere (faiz, enflasyon v.s.) dayandığı, bu bağlamda davacının uğradığı zarara ilişkin iddiasını somutlaştırmadığı, davacı tarafça ileri sürülen somut bir zarar olmaması karşısında enflasyon verilerine dayanılarak munzam zararın talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinin yerinde olduğu, davanın reddedilmesinin isabetli olduğu, davacının davanın esasına dair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ancak dava dilekçesindeki dava değeri 100,00 TL olarak belirtilmekle, davalı lehine hükmedilebilecek olan vekâlet ücreti miktarı davadaki ret oranını geçemeyeceğinden vekâlet ücreti miktarı yönünden davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde:

1. İlk Derece Mahkemesince dosyada bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesine rağmen karardan rücu edilmeden, dosyanın bilirkişiye gönderilmediğini, bilirkişi incelemesi yapılmadan verilen kararın hatalı olduğunu,

2. Mülkiyet hakkı kapsamında alacağın geç ödenmesi durumunda aradan geçen sürede enflasyon sebebiyle paranın değerindeki ciddi düşüşün mülkiyetin gerçek değerini azalttığını ve bu bedelin tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanma imkânı kalmadığını, davacının davalının ödeme yapmaması sebebiyle alacağına geç ulaştığından yasal faizle karşılanamayacak munzam zararı oluştuğunu,

3. Davalının 2017 yılında ödemesi gereken parayı 2023 yılında ödediğini ve borçlunun menfaat sağladığını, alacaklının mağdur olduğunu, taraflar arasındaki dengenin borçlu lehine, alacaklı aleyhine aşırı derecede bozulduğunu,

4. Enflasyon, artan fiyatlar, döviz artışı gibi olgular nedeniyle yasal faizle karşılanamayan munzam zararın bilirkişilerce hesaplanıp davalıdan tahsili gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince bu hususta bilirkişiden rapor alınmadan karar verildiğini, kararın bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davada varlığı iddia olunan munzam zarar olgusunun ispatına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-9-hukuk-dairesinin-20254886-e-20255547-k-sayili-karari