Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2025/4843 E., 2025/5585 K. sayılı kararı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 30.06.2025 tarihli, 2025/4843 E., 2025/5585 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2025/4843 E., 2025/5585 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2025/450 E., 2025/642 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/571 E., 2024/427 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işveren nezdinde uzun yıllar çalışması sonrasında 21.06.2004 tarihinde emekliliğe hak kazandığını, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan emeklilik aylığı dışında Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil etmek üzere emeklilik aylığı bağlandığını, 01.07.1974 tarihli ...Tasfiyehanesi AŞ Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik ve Ölüm ve Tam ve Daimi Malüliyeti Yardımları Talimatnamesi (01.07.1974 tarihli Talimatname) ile 28.03.1983 tarihli ...Tasfiyehanesi AŞ Emeklilik Ölüm ve Tam Daimi Malüliyeti ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesi'nden (28.03.1983 tarihli Talimatname) anlaşılacağı üzere emekliliğe hak kazanan işçilere "emeklilik tahsisatı" adı altında bir emeklilik aylığı ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile emeklilik aylığının hesaplama usul ve esaslarında iyileştirmeye gidildiğini, aynı durumun işçiye verilen muvafakatnamede de yer aldığını, davacıyla aynı konumda olan ............... ve ................... isimli işçilere bu taahhüdün verildiğini, bu durumun işyeri şartı hâline geldiğini ve Şirket politikası olduğunu, davalı işverenin işyeri şartı hâline geldiği üzere her yıl enflasyon oranında zam yapması gerektiğini, davacının emekli aylığına çok cüzi oranlarda zam yapıldığını, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik'in 6. maddesinde hizmet sunucusunun temel yükümlülükleri, ekonomik varsayımların kapsamı ve enflasyon oranının diğer değişkenlerinin bir sonucu olduğunu, aktüerin bu veriyi seçebileceğinin yer aldığını, ....... Petrolleri AŞ'nin emeklilik programında da enflasyon oranının esas alınması gerektiğinin yer aldığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin benzer bir uyuşmazlığa ait 11.01.2005 tarihli ve 2004/33577 Esas, 2005/470 Karar sayılı kararı bulunduğunu, Mersin 2. İş Mahkemesinin 31.03.2017 tarihli ve 2014/637 Esas, 2017/214 Karar sayılı kararına davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/1776 Esas, 2017/2086 Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiğini iddia ederek davacının emekliliğe hak kazanmasından sonra almaya başladığı emekli aylığına yıllık bazda zam yapılması gereken tarihten başlanarak aylara göre tespit edilecek enflasyon rakamları üzerinden hesaplama yapılması ile ödenmesi gereken emekli aylıklarının ilgili rapor tarihini de kapsayacak şekilde ve her ay için ayrı ayrı gösterilmek üzere tespitine, davacıya eksik ödenen emeklilik aylık tutarlarının da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının tüm emeklilik hakları ödenerek emekliye ayrıldığını, ihtirazı kaydının olmadığı bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre artırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu, 28.03.1983 tarihli Talimatname'nin 7. maddesindeki hükmün akdi mahiyette olmadığını ve benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını; .................. AŞ aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar sayılı kararları ile İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma kararlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı olup emsal alınması, gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında mümkün olmayan kararlar olduğunu, talebin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, davacının tüm alacaklarını alarak davalıyı ibra ettiğini, artık hiçbir ad altında talep hakkı olmadığını, ek emekliliğin yasal bir zorunluluktan doğmadığını, davacıya bugüne kadar gerekli artışların yapıldığını, aylıkların herkes için aynı oranda artırıldığını, davacının yıllardır emekli aylığı aldığını ve itiraz etmediğini, mevzuata aykırı talepte bulunulduğunu, bu durumun hakkın kötüye kullanması olduğunu, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması ve uzun yıllar enflasyonun altında ücret zammının kabul edilmiş olmasının zımni irade olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mevcut Talimatnameler, emsal mahkeme kararları, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.03.2023 tarihli ve 2023/1505 Esas, 2023/4407 Karar sayılı kararı ile 13.03.2024 tarihli ve 2024/3295 Esas, 2024/4807 Karar sayılı kararı, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2022/1247 Esas, 2023/1227 Karar sayılı kararı, 11.11.2024 tarihli bilirkişi raporu, emsal durumdaki işçilere yapılan ödemeler ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; dava dışı emsal işçilerle davacının aynı konumda olduğu, davaya konu alacağın dayanağı Talimatname'ye göre bağlanan gelirdeki artışın ve oranının takdirinin işverene ait olduğu, Talimatnamelerde enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığı, işverence yapılan artışların enflasyon oranlarında olmadığı, davacı ile diğer işçiler arasında eşit işlem yapma borcu yönünden aykırılık bulunmadığı, dava dışı işçiler ile davacıya yapılan ödemelerin artış tarih ve oranlarının aynı olduğu, bu işçilerden ...ya yapılan ödeme farklılığının Mahkeme kararından kaynaklandığının anlaşıldığı, üstelik anılan Talimatnamelerde aylık ücret artışının enflasyon oranında yapılması gerektiğine ilişkin açık bir ibare olmadığı, bunun yanında ilave emekli ücretine yönelik yapılacak zamların işyeri uygulamasına dönüştüğüne ilişkin de yeterli kanıt bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirket tarafından davacıya hitaben düzenlenen 21.06.2004 tarihli belge içeriğine göre davacının 21.06.2004 tarihinden itibaren işyerindeki erken emeklilik uygulaması kapsamına alındığı, buna göre davacıya bir kısım emeklilik ödeneği ve işçilik alacaklarının ödenmesinin yanı sıra 2004 Haziran ayından itibaren aylık brüt 1.684,04 TL emeklilik aylığı ödenmesinin kararlaştırıldığı, belirtilen aylık miktarın Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil edeceğinin ifade edildiği, ilgili belge içeriğinden, uyuşmazlık konusu emeklilik aylık miktarının yalnızca enflasyon ayarlamalarına esas teşkil edeceğinin ifade edildiğinin anlaşıldığı, işverence emeklilik aylığına enflasyon oranında zam yapılacağına ilişkin bağlayıcı bir taahhüdün yer almadığı, ayrıca dosya kapsamında yer alan 01.07.1974 ve 28.03.1983 tarihli Talimatnamelerde de bu yönde bir taahhüdün bulunmadığı, davanın reddinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davanın eşitlik ilkesine dayanmadığını, eğer huzurdaki dosya bazında bir eşitlik incelemesi yapılacak ise taraflarınca sunulan ve celbi talep edilen deliller yönünden de bir inceleme yapılması ve bu delillerin değerlendirilmesi ile bir hüküm kurulması gerektiğini,
2. Davalı tarafından verilen taahhüde ilişkin olarak yapılan yorumların hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için Şirket içi Talimatnamelerde açıkça enflasyon oranında zam yapılacağı hususu belirtilmese dahi taahhütte açıkça enflasyon oranında zam yapılacağına ilişkin mutad uygulamalardan bahsedilmişken, bu taahhüt dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu,
3. 01.07.1974 tarihli Talimatname ile işveren nezdinde çalışıp da emekliliğe hak kazanan işçilere "emeklilik tahsisatı" adı altında bir emeklilik ücreti ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile de bu emeklilik ücretinin hesaplanma usul ve esaslarında iyileştirmeye gidildiğini,
4. Şirket içi Talimatnamelerin varlık sebebinin, SGK tarafından bağlanan emeklilik ücretleri ile emeklilerin hayatlarını idame ettirmelerinin hayli zor olması ve ülkenin daimi sorunu olan enflasyon gerçeğinden kaynaklandığını, işveren davalının müvekkiline verdiği taahhüdü yerine getirmeyip kendi iç düzenlemelerine aykırı davrandığını, işyeri şartı hâline gelen uygulamayı usul ve kanuna aykırı biçimde uygulamadığını, ayrıca ve açıkça enflasyon kelimesine yer verilmesinden, başka türlü bir anlam çıkarılamayacağını,
5. İlk Derece Mahkemesince verilen karara dayanak Yargıtay kararında, uyuşmazlığın nevi konusundaki tespitlerin son derece hatalı olduğunu, buna rağmen Yargıtay kararında adı geçen ...ya biri dava ile diğeri ise herhangi bir dava ikame edilmeksizin 2 kez enflasyon farkı ödemesi yapıldığını, emeklilik aylıklarının da enflasyon oranlarında güncellendiğini, o hâlde dava dayanağının eşitlik ilkesi olduğu yönünde kanaate varılması hâlinde dava dışı ...ya yapılan ödemelerin eşitlik açısından dikkate alınmamasının izaha muhtaç olduğunu,
6. Emsal işçi ...ve dahi mirasçılarına, salt ikame ettiği davaya yönelik enflasyon farkı alacağı değil, dava ile veya herhangi bir şekilde talep edilmeyen bir döneme ilişkin olarak da enflasyon farkı alacağı ödemesi yapıldığını, ancak ne bilirkişi tarafından ne de Mahkemece bu husus yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını,
7. Benzer konulardaki davalarda verilen kabul kararlarının onanarak kesinleştiğini, huzurdaki dava ile birebir aynı olan bu 9 dosyada verilen kararlardan bir anda dönülmesinin hukuk devletinin bir gereği olarak, hukuki güvenlik/belirlilik ilkesine, öngörülebilirlik ilkesine ve adil yargılanma hakkına açıkça aykırılık teşkil ettiğini,
8. ...AŞ'den farklı olarak davalı tarafından müvekkiline enflasyon oranında zam yapılacağına ilişkin taahhüt verildiğini,
9. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapması gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığı konularına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.