Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2025/1163 E., 2025/4137 K. sayılı kararı
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 07.05.2025 tarihli, 2025/1163 E., 2025/4137 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2025/1163 E., 2025/4137 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1659 E., 2024/2385 K.
DAVA TARİHİ : 30.11.2018
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 22. İş Mahkemesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktarın karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 378.000,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.09.2016-21.05.2018 tarihleri arasında muhabir ve haber editörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini, günlük çalışma saatleri 09.00-21.00, 21.30 arasında olup haftanın en az 3 günü gece yarılarına kadar çalıştığını, saat 00.00'dan sonra yapılan çalışmaların %100 fazlasıyla ödenmesi gerektiğini, olağanüstü dönemlerde 1 hafta işinin başında olduğunu, şehir dışı ve sınır dışı görevlerde de 3,4 saatlik uyku dışında çalıştığını, yaptığı fazla çalışmaların ödenmediğini, ikramiye alacağının ödenmediğini ücret içinde gösterildiğini, eksik ödenen ikramiye/ücret alacağının da bulunduğunu ileri sürerek fazla çalışma ücreti ve %5 fazlası, hafta tatili ücreti ve %5 fazlası, ulusal bayram genel tatil ücreti ve %5 fazlası ile ücret/ikramiye alacağı ve %5 fazlası alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı bulunmadığını, arizi çalışmalarda bordro ile ek çalışma olarak ödendiğini, davacının günlük 8 ve haftalık 48 saat çalışma esasına göre istihdam edildiğini iş sözleşmesinin 7. maddesinde günlük 3 saate kadar olan fazla çalışmalara ilişkin ücretin asıl ücretin içinde olduğunu, ayrıca ücretlendirilmeyeceğinin düzenlendiğini, davacının ücrete ve ödemelere hiçbir itirazının olmadığını, %5 fazla istemin reddinin gerektiğini, aksi hâlde %98'den az olmamak üzere indirim yapılması gerektiğini, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilmesinden sonra tüm haklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 02.01.2003-21.05.2018 tarihleri arasında davalı nezdinde çalıştığı, davacının hak kazandığı ikramiye alacağının ödendiği davalı tarafça ispat edilemediğinden davacının ikramiye alacağının bulunduğu, dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında, davacının davalı işyerinde fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram genel tatil günlerinde ve hafta tatili günlerinde çalıştığı ve davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücret alacağına hak kazandığı, ispat tanık beyanlarına dayandığından bu alacaklardan takdiren %30 oranında indirim yapılması gerektiği, 19.11.2019 tarihli ve 30953 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararı nedeniyle davacının %5 fazlaya ilişkin taleplerinin reddi gerektiği; ancak davanın açılış tarihi itibarıyla %5 fazla ödemeye dair yasal düzenleme yürürlükte olduğundan ve bu alacakların salt daha sonra Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının gereği olarak reddedilmelerine karar verildiğinden, söz konusu ret nedeniyle davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının fazla çalışma ücreti ve %5 fazlası, hafta tatili ücreti ve %5 fazlası, ulusal bayram genel tatil ücreti ve %5 fazlası ile vekâlet ücreti yönünden isabetli olduğu, ikramiye(eksik ücret) alacağı talebi yönünden, davacı iddiası, davalı savunması, tanık anlatımlarından işyerinde ikramiye uygulaması bulunmadığı ancak bordrolardan ücretin bir kısmının ikramiye olarak ödendiği anlaşılmakla birlikte, bordro bedellerinin banka kanalı ile davacı hesabına ödendiği anlaşıldığından söz konusu talebin reddi gerektiği, dava türü konusunda ise alacağın tamamının dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı hususu dikkate alınarak talep artırımı ile fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin davacı tarafça belirlendiği ve bu hâlde fazla istemin reddi gerektiği anlaşıldığından Mahkemece bir kısım fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceğini, Anayasa Mahkemesinin 13.11.2008 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 2005/28 Esas, 2008/122 Karar sayılı kararında %5'lik fazlalıkların 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı olmadığına karar verildiğini, yasal düzenlemeler ile ret kararlarına karşı 10 yıl başvuru yasağının getirildiğini, davacının çalışmalarının bu süre içerisinde olduğunu, kazanılmış hakların ihlal edilemeyeceğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihin 19.11.2019 olduğunu, bu tarihe kadar alacakların hüküm altına alınması gerektiğini,
b. İkramiye alacaklarının asıl ücretten mahsup edildiğinden hüküm altına alınması gerektiğini,
c. Davanın kısmi alacak davası olup fazlaya ilişkin hakların ve ek dava açma hakkının saklı tutulduğunu, fazlaya dair hakların kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekilinin temyizi miktardan reddedildiğinden temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, Anayasa Mahkemesinin 13.06.1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 04.01.1961 tarihli ve 212 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değişik ek 1. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesinin iptaline dair 19.11.2019 tarihli ve 30953 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararının eldeki uyuşmazlığa etkisi, fazla çalışma ücreti ve %5 fazlası, hafta tatili ücreti ve %5 fazlası, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve %5 fazlası ile ücret/ikramiye alacağı ve %5 fazlası ücreti alacaklarının talep edilip edilemeyeceği ve ispatına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.