ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2024/7728 E. 2024/10316 K. sayılı kararı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2024/7728 E. 2024/10316 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 01.07.2024 tarihli, 2024/7728 E. 2024/10316 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi

2024/7728 E., 2024/10316 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1671 E., 2024/221 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/842 E., 2023/412 K.

Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılardan ... Ağır San. İnş. ve Taah. AŞ, ... İnşaat San. Turizm ve Tic. AŞ ve ... İnşaat ve Tic. AŞ (..., ... ve ... Şirketleri) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan ..., ... ve ... Şirketleri vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalılardan asıl işveren ..., ... ve ... Şirketleri Adi Ortaklığı işyerinde diğer davalı alt işveren ... Yapı Madencilik ve İş Makinaları San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Yapı Şirketi) tarafından yürütülen metro tünel inşaatı işinde çalıştığını, iş sözleşmesinin işverenlerce haksız şekilde feshedildiğini, müvekkilinin çalıştığı dönem boyunca fazla çalışma yaptığını, iki haftada bir hafta tatillerinde çalıştığını, ulusal ... ve genel tatillerde çalışmaya devam ettiğini; ancak söz konusu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, söz konusu dönemlerde her ay düzenli imzalattırılması gereken ancak imzalattırılmayan ve biriken bordroların davalı alt işveren ... Yapı Şirketinin muhasebecisi tarafından tüm işçilere baskı yapılarak, acele ettirilerek, detaylıca incelemelerine izin verilmeden ve "imzalamazsanız işten çıkışınızı veririz” şeklindeki korkutmalar ile müdahalelerde bulunularak toplu olarak şantiyede imzalattırıldığını, davalı ... Yapı Şirketinin toplu olarak birçok personeli hiçbir haklı ve hukuki gerekçe göstermeden işten çıkarması üzerine müvekkili ve birçok işçinin, davalı Şirket yetkililerine başvurarak hak ettikleri işçilik alacaklarının ve tazminatlarının eksiksiz olarak taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, davalı alt işveren Şirket tarafından bir süre oyalandıklarını, ancak işten çıkışlarının verilmesini takip eden günlerde ... Yapı Şirketinin işçilerin tamamını Şirkete çağırarak taraflarına ödeme yapılacağını ilettiğini, söz konusu çağrı üzerine davacının da içinde bulunduğu birçok işçinin Şirketin muhasebe birimine başvurduğunu ve alacaklarını talep ettiğini, ancak davalı ... Yapı Şirketi çalışanı C.D’nin ödeme yapılmadan önce birtakım evrakların imzalanması gerektiğini, şayet imzalamazlar ise ödemenin yapılmayacağını belirterek davacının da içinde bulunduğu birçok işçiye ayrı ayrı yüzlerce evrakın imzalatıldığını, taraflarına ödeme yapılacağı düşünülürken davalı Şirket çalışanının ödemelerin arabuluculuk görüşmesi ile yapılacağını, arabuluculuk belgelerine ödenecek tutarın da yazıldığını ve arabulucunun taraflarını arayacağını belirterek işçilerin tamamını başkaca hiçbir açıklama yapmadan ve soru sormalarına bile izin vermeden gönderdiğini, işbu olaydan birkaç gün sonra davacı işçinin bilmediği bir numaradan arandığını ve kendisini arabulucu olarak tanıtan bir erkekle görüştüğünü, söz konusu telefon görüşmesinde kendini arabulucu olarak tanıtan şahsın yalnızca "belgedeki miktarı kabul ediyor musunuz?" diye davacıya sorduğunu ve sonrasında başkaca bir şey söylemeden görüşmeyi sonlandırdığını, müvekkilinin sonrasında aynı durumda olan diğer arkadaşları ile görüştüğünde kendilerinin de aynı şekilde arabulucu tarafından arandığını öğrendiğini, taraflarına arabuluculuğa ilişkin evraklar gönderilmeksizin diğer davalılar ..., ... ve ... Şirketleri tarafından banka hesabına "Maaş Tazminat ve İzin Ücret Ödemeleri" açıklamasıyla ödeme yapıldığını, arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmediğini, ortada usulşvurusu dahi bulunmadığını, zira arabuluculuk ilk oturum, son oturum tutanakları ile anlaşma belgesinde dosya numarası dahi yazmadığını, ayrıca arabuluculuk sistemindeki dosya açılış tarihi ile belgelerin düzenleme tarihinin farklı olduğunu, müvekkilinin arabuluculuk süreci hakkında bilgilendirilmediğini, toplantı günü belirlenerek toplantıya davet edilmediğini, müvekkiline arabuluculuğa ilişkin belgelerin tebliğ edilmediğini, belgelerin herkese toplu olarak süreçle ilgisi olmayan muhasebeci tarafından çeşitli evrakların içine gizlenerek imzalatıldığını, tutanaklarda kararlaştırıldığı iddia edilen miktarın hangi alacağa ilişkin olduğu ve hak edilen bedelin ne kadar olduğu konusunda açıklık içermediğini ileri sürerek usulüne uygun olmayan arabuluculuk tutanağının iptalini talep etmiştir.

hir-Göztepe Metrosu İnşaat ve Elektromekanik Sistemler Temin, Montaj ve İşletmeye Alma İşlerini üstlendiklerini, diğer davalı ... Yapı Şirketi ile de alt yüklenici sözleşmesi imzaladıklarını; ancak söz konusu Şirketin yaşadığı ekonomik sıkıntıların yürütülmekte olan metro projesinde gecikmelere ve sorunlara da yol açması sebebiyle aralarındaki sözleşmenin müvekkili Şirketler tarafından feshedildiğini, adi ortaklığa ait şantiyede çalışmış bulunan işçilerin hak kaybı yaşamaması adına davacıların da içinde yer aldığı ... Yapı Şirketi çalışanlarının hak kazandıkları tüm hak ve alacaklarının diğer davalı ... Yapı Şirketinin hak edişlerinden kesilmek suretiyle müvekkili Ortaklık tarafından ödenmesine ilişkin karar alındığını; ancak ... Yapı Şirketinin konkordato sürecinde olması, ödemeler için konkordato komiserlerinden izin alınmasının gerekmesi ve tüm bu sürecin konkordato komiserlerinin denetiminde olması sebebiyle yapılan müzakereler sonucu ihtiyari arabuluculuk sürecine başvurulmasına karar verildiğini, davacı dâhil tüm işçilere hesaplamaların neye göre yapıldığının ayrı ayrı açıklandığını, bu süreçte bazı çalışanların yapılan hesaplamaları kabul etmedikleri gibi arabuluculuk görüşmelerine katılmayı da kabul etmediklerini ve dava açma yolunu tercih ettiklerini, davacının da içinde yer aldığı çalışanların ise yapılan hesaplamaları doğru bulduklarından kendilerine ödenecek tutarlarda herhangi bir eksiklik bulunmadığını kabul ederek kendi ... iradeleri ile arabuluculuk görüşmelerine katılıp arabuluculuk belgelerini imzaladıklarını, müvekkili Şirketlerin de dâhil olduğu arabuluculuk sürecinde hiçbir şekilde tehdit yahut baskı yapılmadığını, arabuluculuk sürecine katılmak istemeyen işçilerin zorlanmadığını, dolayısıyla davacının irade fesadı iddialarının dinlenmesinin mümkün olmadığını, nitekim N.T. isimli bir çalışan tarafından Şirket vekiline atılan mesajlarda görüşmelerden haberdar olunduğunun açık olduğunu, üstelik bu işçinin geç ödeme sebebiyle arabuluculuk görüşmesindeki görüşmelerini kabul etmeyip dava yoluna da başvurduğunu, yine şantiye şefi G.E. ile Adi Ortaklığı oluşturan Şirketlerin vekili arasında yapılan yazışmalardan da taraflarla arabuluculuk görüşmesi yapıldığının ve tüm süreçten davacıların bilgisi olduğunun kanıtlandığını; huzurdaki davaya konu arabulucu anlaşması “ihtiyari arabulucu” anlaşması olup, ihtiyari arabuluculuk görüşmesinde dava şartı olan arabulucu görüşmelerinde olduğu gibi büro numarası veya Bakanlık numarası alınmasına gerek olmadığını, böyle bir eksiklik olsa bile arabulucu anlaşmasının geçerliliğiyle ilgili bir durum olmadığını, davacı vekili tarafından öne sürülen davacının arabuluculuk evraklarına ulaşamadığına ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Yapı Şirketi vekili yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sunulan ve toplanan bilgi ve belgelere göre arabuluculuk başvurusunun işverenlikçe yapıldığı, görüşmenin telekonferans yoluyla gerçekleştirildiği, görüşmeye davacı ve davalı ... Yapı Şirketi yetkilisinin aynı anda davalı Adi Ortaklığa ait metro şantiyesinde hazır bulunarak katıldığı, arabuluculuk tutanaklarının ve anlaşma belgesinin posta veya kargo yoluyla karşılıklı gönderilmesi suretiyle imzalanması ve arabuluculuk masrafının davalı Adi Ortaklık tarafından karşılanması hususlarında anlaşmaya varıldığı, tanıkların da beyanlarında davalı ... Yapı Şirketi muhasebecisi tarafından toplu şekilde işyerine çağrıldıklarını, ödeme yapılabilmesi için belgeleri imzalamaları gerektiğinin söylendiğini, hangi alacak için ne kadar ödeme yapılacağının açıklanmadığını, söylenen tutarı kabul edip etmediklerinin sorulduğunu, paraya ihtiyaçları olduğu için kabul ettiklerini söylemek zorunda kaldıklarını, sonrasında çok sayıda belge imzalatıldığını, dışarıda bekleyen çok sayıda işçi olduğundan ve evrak sayısı da fazla olduğundan okumaya fırsat verilmediğini, belgelerin örneğini alamadığını ve daha sonrasında da taraflarına belge ulaşmadığını, bazı işçileri aynı gün bazılarını da birkaç gün sonra kendisini arabulucu olarak tanıtan bir kişinin aradığı ve sadece toplantıdaki tutarı kabul edip etmediklerini sorduğunu beyan ettikleri; hem çok sayıda çalışanla aynı anda hem de davalı işyerinde arabuluculuk görüşmesi yapıldığının sabit olduğu, dolaysıyla arabuluculuk sürecinin hukuka uygun ve sağlıklı şekilde yürütülmediği, çok sayıda işçi ile dar zamanda ve mekanda yani bağımsız bir yerde olmayıp da işyerinde görüşme yapılması, bu esnada işçilerin üçüncü kişilerden yardım alma durumunun bulunmaması, işçilerin maddi ve manevi olarak zor durumda olmaları sebebiyle irade sakatlandığından belgenin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı; ayrıca anlaşma belgesine "SGK'ya yapılmış bildirim süreleri kapsamında" şerhi koyularak görüşmelerin işçi aleyhine sınırlandırıldığının anlaşıldığı, ihtiyari arabuluculuk masraflarının işveren tarafından ödeneceğinin belirtildiği, aslında ibra niteliğinde bulunan ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin arabuluculuğun amacına uygun olmadığı ve iptalinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve davaya konu ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... ve ... Şirketleri vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ..., ... ve ... Şirketleri vekili; cevap dilekçesindeki savunmalarının yanı sıra arabuluculuk anlaşma belgesinin ibraname veya ibra sözleşmesi gibi değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının irade sakatlığının söz konusu olmadığını, davacının dava dilekçesinde gabinin varlığına ilişkin bir iddiası yahut Mahkeme dosyasına sunmuş olduğu somut bir delili bulunmadığını, davacı tarafından arabulucuya anlaşmak istemediğine, hesaplanan tutarları kabul etmediğine, arabuluculuk görüşmesi yapmak istemediğine ilişkin herhangi bir beyan ileri sürülmediği gibi anlaşma iradesinin davacı tarafından açıkça ortaya koyulduğunu , yapılan ödemelerin konkordato komiserlerinin denetiminde de olduğu gözetildiğinde zaten müvekkili Adi Ortaklığın gabine sebebiyet verebilecek bir iş veya eyleminin olmasının mümkün olmadığını, müvekkili Şirket yetkilileri tarafından çalışanların arabuluculuk görüşmelerine katılmaya zorlanmasının söz konusu olmadığını, zira davacıyla aynı dönemde çalışan bazı işçilerin, yapılan hesaplamaları kabul etmeyerek arabuluculuk sürecine de dâhil olmadıklarını ve dava açtıklarını, davacı tarafça arabuluculuk evrakının diğer evraklar arasına gizlenerek imzalatıldığı iddiası ile dava dilekçesinin devamında arabuluculuk evraklarının tehdit ve baskı ile imzalatıldığı iddialarına yer verilmesinin çelişkili olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin usulüne uygun olduğunu, tutanakların içeriğinde de herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların toplu hâlde işyerine davet edildikleri, işverence hazırlanan belgeleri imzaladıkları takdirde önceden işverence belirlenen işçilik alacaklarını alabileceklerinin beyan edildiği, işçilerin tek tek davalı Şirket yetkilisi C.D. ile görüştükleri, işçilerin kendilerine verilen belgeleri hızlıca imzaladıkları, ödemeyi kabul eden işçilerin arabulucu tarafından telekonferans yolu ile arandığı ve arabuluculuk faaliyetinin sonuçları hakkında temel bilgiler verilmeksizin yalnızca teklif edilen tutarın kabul edilip edilmediğinin sorulduğu, kabul ettiğini beyan eden işçilere ilişkin ihtiyari arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, bu şekilde arabulucu tarafından arabuluculuk süreci ve sonuçları ilgili aydınlatma görevinin yerine getirilmediği, davacının arabuluculuk görüşmelerine arabulucunun davetiyle değil de davalı işverenin dayatmasıyla katıldığı, davacı tarafın arabuluculuk sürecinin başlamasında, arabulucunun seçiminde ve görüşme yeri konusunda herhangi bir iradesinin bulunmadığı dikkate alındığında arabuluculuk görüşmelerinin temelini oluşturan müzakere aşamasının somut olayda gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği, arabuluculuğun temel ilkelerinden iradi olma ve eşitlik ilkelerine de uyulmadığı hususları dikkate alındığında ihtiyari arabuluculuk görüşmesinin amacına uygun şekilde gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., ... ve ... Şirketleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ..., ... ve ... Şirketleri vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 8, 9, 11, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılardan ..., ... ve ... Şirketleri vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-9-hukuk-dairesinin-20247728-e-202410316-k-sayili-karari