ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2019/5877 E., 2019/18656 K. sayılı kararı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2019/5877 E., 2019/18656 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 23.10.2019 tarihli, 2019/5877 E., 2019/18656 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi

2019/5877 E., 2019/18656 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne, davacının ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş.ndeki işine iadesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı taraflar avukatları istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi;

A-Davalılar avukatlarının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.

B-Davacı avukatının istinaf başvurusunu kabul ederek, davanın kabulüne, davacının ...'ndeki işine iadesine karar vermiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının 2006-05.09.2016 tarihleri arasında davalı ...'ne bağlı İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde son olarak davalı ... İnşaat Temizlik Tur. ve Tic. A.Ş. şirketinin işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, davacının hastabakıcı olarak çalıştığını, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde İş Sağlığı ve Güvenliği Baştemsilcisi görevini üstlendiğini ve hastanedeki çalışanların sağlığı, güvenliği ve sorunlarına dair ilk başvurulan kişi olarak bu bilgi ve talepleri davalı İdareye ilettiğini, son olarak 15/08/2016 tarihinde kusma, ateş, ishal gibi şikayetleri olan birçok çalışan olduğu bilgisi kendisine iletildiğini, besin zehirlenmesi tanısı konulan işçilerin yapılan tetkikler sonucunda zehirlenenmenin hastanede yenen yemeklerden kaynaklandığını, çalışanların dışkısında Salmonella bakterisi ürediğini, davacının davalı idareden önlemler alınmasını istediğini, ardından çalışanları uyarmak için durumu kendilerine ilettiğini, çalışanlara yaptığı bu bilgilendirme yüzünden idare ve taşeron firmanın tepkisini çektiğini ve davacının haksız ve hukuka aykırı olarak iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek fesih işleminin geçersiz sayılarak davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı ... İnşaat Temizlik Turizm ve Ticaret A.Ş. vekili, davalı şirketin davalı ... tarafından düzenlenen hizmet alımı işi ihalesini kazanması neticesinde davacının asıl işveren ...'nde hasta hizmetlisi olarak istihdam edildiğini, davacının sosyal medya üzerinden yaptığı herkese açık olan gönderide bağlı çalıştığı İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi ve davalı şirket ile fakültenin alt işverenlerinden ... Yemek Üretim Temizlik ve İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. Kurumlarını kamuoyu karşısında aşağılayıcı, küçük düşürücü ve itibar zedeleyici ithamlarda bulunduğunu ve kurumun diğer personellerini de kuruma karşı kışkırttığını, davacının hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmadan asılsız ithamlarda bulunarak ülkenin en köklü tıp fakültesi olan kurumun prestij ve saygınlığını zedelemiş olduğunu, şikayetlerini kuruma iletmek yerine ve personellere kurum üzerinden veya kurulmuş bir mail ağı üzerinden ulaşmak yerine herkese açık olan sadece kurum içi çalışanların bulunmadığı sosyal medya üzerinden asılsız ithamlarda bulunarak işverenin güveninini kötüye kullandığını, doğruluk ve bağlılığa uymayan sadakat borcunu da ihlal ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Davalı ... vekili; davacı ile davalı Üniversite arasında bir iş akdinin olmadığından davanın husumetten reddini talep ettiklerini, davacının İş Kanunu'nun 25/II/b ve e.bendi hükümlerine aykırı hareket ettiğinden şirket tarafından işine son verildiğini, davacının çalıştığı kurum aleyhine asılsız beyanlarda bulunduğunu, davacının 15/08/2016 tarihinden önce 40 kişinin İstanbul Tıp Fakültesi Yemekhanesinden çıkan personel yemeğinden zehirlendiği şeklinde suç uydurarak Kurumun ve yöneticilerinin toplumdaki itibarını zedelediğini, mükerrer tarihlerde OHAL kapsamında kapatılan Hayatın Sesi televizyon programına çıkarak iftira, hakaret, tehdit ve suç uydurduğunu, söz konusu asılsız iddiaların Fakülte Dekanlık birimine, Başhekimlik birimlerine, kurum veya alt işveren iş sağlığı ve güvenliği kurullarına veya başkaca resmi bir birime veya sözlü olarak davacı tarafından bildirilmediğini, davacının birçok platformda açıkça beyan ettiği üzere hiçbir sorumluluk, yükümlülük ve hukuki gereği yerine getirmediğini, davacının çalıştığı kuruma olan sadakat borcuna aykırı davrandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk derece mahkemesi tarafından gerek dosya kapsamı ve gerekse dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının davalı işyerinde iş sağlığı ve güvenliği temsilcisi olduğu, yaptığı görev itibarıyla sosyal medyadaki paylaşımların bilgilendirme amaçlı olduğu, paylaşımların davalı kurumun itibarını zedeleme ve küçük düşürme amacıyla yapılmadığı anlaşıldığı gerekçesi ile davalı işveren tarafından yapılan feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine karar verilmiştir.

D) İstinaf başvurusu :

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E)İstinaf Sebepleri:

Davacı vekili istinaf başvurusunda; davalı ... ile taşeron işçi çalıştıran davalı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı, davacının Üniversitedeki işine iadesi ile işe başlatmama halindeki mali haklardan davalıların birlikte sorumlu tutulmaları gerektiğini belirtmiştir.

Davalı Şirket vekili istinaf başvurusunda; bildirdikleri deliller değerlendirilmeden yalnızca tanık beyanlarına göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının İstanbul Üniversitesinde hasta hizmetlisi olarak istihdam edildiğini, sosyal medya üzerindeki paylaşımı sonrasında savunmasının istenildiğini, hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmadan asılsız ithamlarda bulunarak çalıştığı kurumun prestij ve saygınlığını zedelediğini, grev yasağı olmasına rağmen eylemler yaparak hizmetlerin aksamasına neden olduğunu, iş akdinin haklı nedenlerle sona erdirildiğini, müvekkil firma çalışanlarının başka bir ihale makamı olan asıl işveren İstanbul Üniversitesindeki çalışmaları yönünden yapılan incelemeler neticesinde ilişkinin muvazaalı olduğunun ve işçilerin başlangıçtan itibaren gerçek işveren ... çalışanı sayılmaları gerektiğinin tespit edildiğini, davanın reddinin gerektiğini belirtmiştir.

Davalı Üniversite vekili istinaf başvurusunda; iddia ile ilgili yapılan araştırmada zehirlenme olmadığının resmi kurum tarafından belirlendiğini, Mahkemenin resmi kurumun bu tespitine değil, davacının suç niteliğindeki beyanlarına göre karar verdiğini, Mahkemenin davacının yalnızca sosyal medya üzerinden bilgilendirme yaptığını belirttiğini, gerçekte ise davacının televizyon konuşmaları da yaptığını, tanıkları hazır olmasına rağmen tanıkların dinlenmediğini, usule aykırı davranıldığını, tanık Betigül Öngen’in yalan tanıklık yaptığını, bu tanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ettikleri halde taleplerinin kabul edilmediğini, davacının işyerinde iş sağlığı ve güvenliği temsilcisi olmadığını, davacı hakkında C.Savcılığındaki dosyaların sorulmadığını, davacının Televizyon programında daha önce iki defa işten çıkartıldığını söylediğini, davacı hakkında yargı görevlilerine ve kamu görevlisine hakaret suçlarından soruşturma bulunduğunu, davacının kamu düzenini bozan ve kamu hizmetini aksatan eylemler yaptığını, her Cuma günü izinsiz gösteri yaparak yöneticilere hakaret ve küfür ettiğini, davacının sosyal medyadaki yazılarının değerlendirilmediğini, yemekhanenin sürekli denetleniyor olmasına rağmen iddianın ciddiye alınıp araştırma yapıldığını ve söz konusu bakterinin üremediğinin, bir olumsuzluğun bulunmadığının tespit edildiğini, davanın reddini talep etmiştir.

F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge adliye mahkemesince, mahkeme gerekçeli kararında da belirtildiği gibi davacının işyerinde iş sağlığı ve güvenliği temsilcisi olduğu, sosyal medyadaki bilgilendirme amacıyla paylaşım yapmasının iş akdinin feshini gerektirmeyeceği anlaşıldığından feshin geçersizliğine ilişkin tespitin yerinde olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının reddine ancak dosya içeriğinden davacının hasta hizmetlisi olarak çalıştığı, hastanenin asıl işini yaptığı, asıl işin alt işverene verilemeyeceği, davalı üniversite ile diğer davalı arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle işe iadenin Üniversiteye yapılması gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davacının ... nezdinde işe iadesine karar verilmiştir.

G)Temyiz başvurusu :

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalılar vekilleri tarafından temyiz yasa yoluna başvurulmuştur.

H)Gerekçe:

1- Davalı ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş.nin temyizi açısından;

25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında “İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir.” düzenlemesi bulunduğu, ilk derece mahkemesi karar tarihinin 30/05/2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 8 gün olduğu, gerekçeli Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş. vekiline 04.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra kararın 18.04.2018 tarihinde davalı vekilince temyiz edildiği, buna göre davalı ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş.nin temyizinin süresinde yapılmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi kararında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde kararın temyiz edilebileceği açıklanmışsa da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 90. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında kanundaki süreleri hakimin artırıp eksiltemeyeceğinden davalı ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz isteminin süreden dolayı REDDİNE,

2- Davalı ... Rektörlüğünün temyizine gelince;

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/II.c.1 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir.

İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu kanıtlayacaktır. Buna göre fesih işlemini yazılı yapmış olması, belli durumlarda işçinin savunmasını istediğini belgelemesi, yazılı fesih işleminin içeriğinde dayandığı fesih sebeplerini somut ve açık olarak göstermiş olması gerekir. İşverenin biçimsel koşulları yerine getirdiği anlaşıldıktan sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunun kanıtlanması aşamasına geçilecektir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması olasılığından kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

İspat yükü kendisinde olan işveren, geçerli ve haklı nedende davacının davranışının veya yetersizliğinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve iş ilişkisinin çekilmez hal aldığını da ispat etmelidir.

Dosya içeriğine göre, davacı işçinin sosyal medya hesabı üzerinden işveren aleyhine paylaşımlar yaptığı, diğer işçileri sosyal medya hesabı üzerinden hastane önünde toplanmaya yönlendirdiği, işverence sunulan belgelerden davacı hakkında iftiradan suç duyurusunda bulunulduğu ve yargılamasının devam ettiği, davacının TV programına katılarak işveren aleyhine söylemlerde bulunduğu sabit olmakla feshe konu olaya yönelik olarak da davacının görev ve sorumluluğu dışında bir şey yapmadığı savunmasında bulunduğu, ancak doğrudan işverene zehirlenme olayı ile ilgili bir başvurusu olmadığı olayı sosyal medya hesabında paylaşarak duyurduğu görülmekle, tüm bu kayıtlara göre davacının davalı işveren aleyhine tutum ve davranışlarda bulunduğu ve işvereni ile sorun yaşadığı anlaşılmaktadır. Davacının bu davranışlarının haklı feshe neden olacak nitelikte olmamakla birlikte iş ilişkisinin sürdürülmesinin davalı işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyecek hale gelmesine neden olduğu, feshin bu suretle geçerli nedenlere dayandığı anlaşılmaktadır. Davanın reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Ayrıca her ne kadar diğer davalı ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş. yönünden süre yönünden temyiz isteminin reddine karar verildiyse de ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş. yönünden sadece mali sorumluluklara yönelik hüküm kurulduğundan ve bu mali haklarında işe iadenin bağlı sonucu olup, işe iade kararı da yerinde olmadığından davalı ... İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş. yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.

I) HÜKÜM:

Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-Davanın REDDİNE

3-Alınması gereken 44,40 TL. karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,

4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,

7-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine,

Kesin olarak 23.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-9-hukuk-dairesinin-20195877-e-201918656-k-sayili-karari