Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2018/8978 E., 2019/7893 K. sayılı kararı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 04.04.2019 tarihli ve 2018/8978 E., 2019/7893 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2018/8978 E., 2019/7893 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : ... 32. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde 1997-28/04/2016 tarihleri arasında işletme yöneticisi olarak çalıştığını, fesih yazısında müvekkilinin fesih nedenini belirtilmediğini iddia ederek; feshin geçersizliğine müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının işletmesel küçültme kararı ile şirketten çıkartıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince" Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, dava ve cevap dilekçeleri, davacı ve davalı vekillerinin mahkememizce alınan beyanları, müzekkere cevapları,dosyamız içerisinde bulunan diğer tüm bilgi ve belgelerin hep birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının belirsiz süreli iş sözleşmesine dayalı olarak davalı iş yerinde hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalıştığı ve davalı iş yerinde 30 işçiden fazla işçinin çalıştığı, bu sebeple işçinin 4857 S. İş Kanunu’nun 18. maddesine tabi olduğu tartışmasızdır. Mahkememizce çözülmesi gereken husus davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli bir sebebe dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 S. İş Kanunu’nun 20/II. maddesi gereğince feshin geçerli bir sebebe dayandığının ispat yükü davalı işverendedir.
Mahkememizce sigorta kayıtları , hizmet cetveli ve davacıya ait iş yeri sicil dosyası incelendiğinde; davacıya fesih bildiriminde" çalışmakta olduğunuz firma ile aranızda akdedilmiş olan 01/10/2009 tarihli belirsiz süreli iş akdiniz 28/04/2016 tarihi itibarı ile tarafımızca feshedilmiştir.'' denilmek suretiyle hizmet akdine son verildiği görülmüştür.
1 Eylül 2016 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 7. maddesine göre “Devletin veya kamu tüzel kişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs, ortaklık ve iştirakler ile kamunun hissesi bulunan diğer tüzel kişiler bünyesinde çalışmakta iken, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmek suretiyle iş sözleşmesi feshedilen işçiler, bir daha bu teşebbüs ve ortaklıklar ile kamunun hissesi bulunan diğer tüzel kişiler bünyesinde veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler.” denilmekte olup davalının bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün olmadığından yapılan feshin usule uygun olup olmadığı incelenmiştir.
Yapılacak feshin geçerli olabilmesi ve hüküm doğurabilmesi bazı şartlara dayandırılmıştır. Feshin İş Kanununun 19. Maddesinde düzenlenen usul şartlarına uygun yapılması gereklidir. Bunlar;İş sözleşmesi feshedilecek işçinin savunması alınması ,Fesih bildirimi yazılı olarak yapılması, Fesih sebebi açık ve kesin olarak belirtilmesidir. Dosya kapsamında fesih bildirimi yazılı yapılmasına rağmen fesih sebebi açık kesin olarak belirtmemiş ayrıca işveren yaptığı şüphe feshi kapsamında iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin sarsıldığı, elverişli objektif olay ve vakıalara dayanan güçlü bir şüphenin bulunduğunu hiç bir delil ile ispat edememiştir. Bu sebeplerle yapılan fesih işlemini geçersizliği ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır." şeklinde gerekçe oluşturularak feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Ç)İstinaf Başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D)İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili istinaf başvurusunda; ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davalı şirketin de aralarında bulunduğu ...’ye bağlı şirketlerin kayyım aracılığı ile yönetildiğini, kayyım ve yönetim kurulu üyelerinin şirket menfaatine uygun kararlar alacağını, ... şirketlerinin TMSF’ye devredildiğini, 15 Temmuz darbe girişimi ile davalı şirketin ekonomik durumunun daha da kötüleştiğini, işlerde azalma nedeni ile iş akitlerinin feshedildiğini, şube kapatmaları ve işçi çıkarmalarının zaruri yaşandığını, zorunluluk nedeni ile iş aktinin feshedildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince “Feshin İş Kanununun 19. Maddesinde düzenlenen usul şartlarına uygun yapılması gereklidir. Bunlar; İş sözleşmesi feshedilecek işçinin savunması alınması ,fesih bildirimi yazılı olarak yapılması, fesih sebebi açık ve kesin olarak belirtilmesidir. Dosya kapsamında fesih bildirimi yazılı yapılmasına rağmen fesih sebebi açık kesin olarak belirtmemiş ayrıca işveren yaptığı şüphe feshi kapsamında iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin sarsıldığı, elverişli objektif olay ve vakıalara dayanan güçlü bir şüphenin bulunduğunu hiçbir delil ile ispat edemediği” gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
F)Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
E) Gerekçe:
Davalı şirket .../PYD ile irtibat ve iltisakı nedeniyle yönetime kayyum atanan şirketlerden olup kayyum atanmasının doğal sonucu, terör örgütü ile irtibatlandırılan şirketin üst yönetiminin değiştirilmesidir. Aynı yöneticiler ile çalışmaya devam etme durumunda kayyum atanmasının anlamı kalmayacaktır. Davacı da davalı şirkette yönetici olup açıklanan nedenle iş akdinin feshi geçerli nedene dayandığından, davanın bu gerekçeyle reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesi'nin ve temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40 TL. karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL. karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 189,00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, kesin olarak 04.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.