ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2016/15511 E., 2020/7602 K. sayılı kararı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2016/15511 E., 2020/7602 K. sayılı kararı
3 Okunma

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14/09/2020 tarihli, 2016/15511 E., 2020/7602 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi

2016/15511 E., 2020/7602 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Ö zeti:

Davacı vekili, davacının davalı şirkette 11.01.2011-11.02.2013 tarihleri arası özel güvenlik görevlisi olarak asgari ücretle çalıştığını, fazla mesai ve bayram mesai ücretlerinin ödenmemesi üzerine iş akdinin 11.02.2013 günü davacı işçi tarafından haklı nedenle fesih edildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının davalı şirkette 11.01.2011-11.02.2013 tarihleri arası özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, işyerinde 11.02.2013 tarihinde istifa ederek ayrıldığını ve işverenliği ibra ettiğini, fazla mesai ve bayram -resmi tatil ücretlerinin ödendiğini, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalı şirkete ait işyerinde 11.01.2011 ile 11.02.2013 tarihleri arasındaki dönemde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, toplam hizmet süresinin 2 yıl 1 ay fesih tarihindeki aylık ücretinin ise brüt 978,60 TL olduğu, iş akdini davacının kendisinin sona erdirdiği, iradesinin fesada uğratan halin varlığı da ispatlanamadığı, davacının çalıştığı döneme ait ödenmeyen genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücretlerinin mevcut olduğu, bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki tespit ve değerlendirmeler oluşa uygun bulunmuş ve hükme esas alındığı, fazla çalışma ücreti alacaklarından, yapılan işin niteliği ile davacının çalışmış olduğu süreler göz önüne alınarak takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapıldığı, genel tatil ücreti alacağından alacağın miktarı yapılan işin niteliği dikkate alınarak hakkaniyet indirimi uygulanmadığı, haftanın bir günü izin kullandığı gerekçesi ile kıdem tazminatı ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine, sair taleplerin kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Taraflar arasında davacının feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, dolayısı ile kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ihtilaf konusudur.

Dava dilekçesinde davacının bir kısım işçilik hak ve alacaklarının zamanında ve tam ödenmemesi nedeni ile iş aktinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği ileri sürülmüştür.

Dosyada, davacının Noterlikten düzenlenmiş, özel nedenler ile istifa ettiği yönünde belge mevcut olup, Dairemiz tarafından aynı gün birlikte incelenen, davalısı aynı olan, benzer nitelikteki Dairemizin 2016/25762, 15511, 24274, 35023, 17575 esas sayılı dosyalarında farklı işçiler adına düzenlenmiş olmakla birlikte aynı noterlik istifa metinleri ile ibraname-feragatname metinleri de mevcuttur. İbranamede hiç bir alacağı kalmadığı belirtildikten sonra gene aynı ibranamede fazlaya dair haklardan feragat ettiği belirtilmiş olmakla ibraname kendi içinde çelişiktir.

Emsal dosyalarda da davacı vekilinin, davacının işten haklı nedenle ayrılmasından sonra davalının davacıyı çağırarak davacıya dava açmamasını, davalıca hazırlanan istifayı ve ibranameyi imzalamalarını, bu işin güven ilişkisine dayandığını, bu imzalar atılınca haklarının ödeneceğini belirttiğini, davacının davalıya güvenerek alacaklarına bir an evvel kavuşmak için ve davalıya güvendiğinden istifayı ve ibranameyi imzaladığını, ama davacının haklarının ödenmediğini ileri sürdüğü görülmektedir.

Davacıların tanıklarının davalı ile davaları olduğu anlaşılmakla birlikte işçilik hak ve alacaklarının geç, düzensiz, parça parça ödenmesi nedeniyle davacıların kendilerinin işten ayrıldığı ya da bunu bir kısım davacılardan duydukları yönünde beyanları mevcuttur. Davacı tanıklarının bir kısmı, kendilerinden de haklarının ödenmesi vaadi ile tüm haklarını aldıklarını belirten ibraname ya da noterlik ibranamesi alındığı, ama, ödeme yapılmadığı, davacıya da aynı şekilde ibraname imzalatıldığı yönünde açıklamalar yapmıştır. Birlikte incelenen benzer dosyalardaki davalı tanıkları arasında 2-6 ayda bir, 1-2 kere geç ödeme olduğu, ulusal bayram genel tatil çalışmasına normal günlük ücret ne kadarsa bire bir karşılığının ödendiği, fazla ödeme olmadığı yönünde davacı iddialarını destekleyen beyanlar da mevcuttur.

Bir kısım banka kayıtlarının incelenmesinde, asgari geçim indirimi alacakları ile maaşların farklı tarihlerde ödendiği, gecikmeler de yaşandığı, bu bakımdan bir kısım banka kayıtlarının davacıların haklı fesih iddialarını desteklediği de anlaşılmaktadır.

Dairemiz tarafından birlikte incelenen benzer dosyalardaki fesih tarihleri farklı olsa da beş adet dosyada aynı Noterlik istifa metni, dört adet dosyada aynı ibraname metni bulunması, bu ibranamenin kendi içinde çelişik olması, aynı içerikle fazla sayıda işçi için düzenlenmesi nedeni ile ibranamelerin geçersiz olduğu, yukarda açıklanan sair delil, bilgi ve belge ile birlikte değerlendirildiğinde noterlik istifasına ve ibranameye değer verilemeyeceği anlaşılmaktadır.

Ayrıca, eldeki dosyadaki ibraname, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanuna tabi olup, bu Kanun’un hükümlerine uymadığı, örneğini fesih tarihinden itibaren 1 ay dolmadan düzenlendiği için de geçersizdir.

Sonuç olarak davacının iş aktinin, haklı nedenle feshettiği sabit olup, kıdem tazminatı talebinin kabul edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/09/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-9-hukuk-dairesinin-201615511-e-20207602-k-sayili-karari