ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2025/2274 E., 2025/4321 K. sayılı kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2025/2274 E., 2025/4321 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 29.05.2025 tarihli, 2025/2274 E., 2025/4321 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

8. Hukuk Dairesi

2025/2274 E., 2025/4321 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2025/21 E., 2025/198 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/430 E. 2024/415 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, ...köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 15 parsel sayılı 11.025,19 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfı ile Hazine adına tespit edildikten sonra, Tokat Kadastro Mahkemesinin 11.07.1997 tarihinde kesinleşen 1996/20 Esas ve 1997/11 Karar sayılı ilamına istinaden Hazine adına orman vasfıyla hükmen tescil edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; ...köyü 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 25 yıldan beri müvekkili olan davacı tarafından kullanıldığını, bu taşınmazın 1970 ve 1990 yıllarında yapılan kadastro faaliyetleri sırasında davacıya ait olduğunu, buna rağmen Hazine adına tescil edildiğini, bu taşınmazın orman vasfında olmadığını, Orman İdaresinin e-harita uygulaması meşcere sistemine bakıldığında ilgili taşınmazın ziraat parseli olarak görüldüğünü beyan ederek, taşınmazın davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili cevabında; dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu teşkil edemeyecek nitelikte olduğunu, evveliyatı itibarıyla da kamunun kullanımında olup davacının burada hak iddia edebileceği fasılasız bir zilyetliğinin söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... İdaresi vekili cevabında; 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın tamamının orman olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... dava konusu ...köyü 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile 19.12.1995 tarihinde kadastrosunun yapıldığı, sonrasında Tokat Kadastro Mahkemesinde dava açıldığı, 1996/20 esas 1997/11 karar sayılı 20.05.1997 tarihli 11.07.1997 kesinleşme tarihli kararla orman vasfıyla davalı Hazine adına hükmen tescil edildiği, taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarına yapılan itirazların değerlendirilerek mahkeme ilamı ile kesinleştirildiği, her bir taşınmaz yönünden kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihler üzerinden dava tarihi itibariyle on yıldan fazla zaman geçtiği, hükmen tescil sonrasında dava konusu taşınmazlara ilişkin yapılmış kadastro çalışması ve düzenlenmiş kadastro tutanağı bulunmadığı ..." gerekçesiyle, hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince; "... dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, kanuna uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının çekişmeli taşınmazların kendisine ait olduğu iddiasıyla Kadastro Kanununun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşıldığı ..." gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacı tarafça yatırılan 615,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-8-hukuk-dairesinin-20252274-e-20254321-k-sayili-karari