Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2022/7571 E., 2025/4331 K. sayılı kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 29.05.2025 tarihli, 2022/7571 E., 2025/4331 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi
2022/7571 E., 2025/4331 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2020/41 E., 2021/305 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki 6831 sayılı Orman Kanunu' nun 2/B maddesi uygulamasına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 1 parsel sayılı 8056,31 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla ... adına tespit edildikten sonra hükmen orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir.
Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçesinde; ...köyünde bulunan 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 71 nolu Orman Kadastro komisyonunca yapılan 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulamasıyla orman dışına çıkartıldığını, bu parselin orman vasfı bozulmayan ve 31.12.1981 tarihinde orman olan, aynı zamanda 29.08.2008 tarihli teknik incelemeye göre orman niteliğini koruyan yerlerden olduğunu ileri sürerek, 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulamasının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili cevabında; 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan ancak fiilen orman olduğu Orman İdaresince tespit edilen yerlerin talep üzerine Maliye Bakanlığınca, Orman İdaresine tahsis edildiğini, tahsisi yapılan bu yerlerin Hazine adına tapuya orman vasfıyla tescil edildiğini, bu hükme göre orman olması halinde tescil yapılması mümkün olduğundan iş bu davanın açılmasının yersiz olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu parselin orman vasfını kaybetmesi nedeniyle 6831 sayılı Kanun' un 2/B madde uygulaması gördüğünü belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, "... davaya konu ...köyü 103 ada 1 parsel nolu taşınmazın tamamının 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesine göre 31.12.1981 tarihinden evvel bilim ve fen bakımından orman vasfını kaybetmemiş yerlerden olduğu, 2/B madde koşullarını taşımadığı ve orman sayılan yerlerden olduğu ..." gerekçesiyle verilen davanın kabulüne, dava konusu ... köyü 103 ada 1 parsel numaralı taşınmaz hakkındaki 2/B uygulaması ile orman tahdidi dışına çıkarma işleminin iptaline, taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescilli olduğundan yeniden orman vasfıyla Hazine adına tesciline yer olmadığına ilişkin önceki karar, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 10.10.2019 tarihli ve 2019/641 Esas, 2019/5748 Karar sayılı ilamıyla; ".... 6831 sayılı Kanunun 11/3. maddesine göre, orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı Orman Genel Müdürlüğünce açılacak davalarda hasmın, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler olduğu, davacı ... İdaresinin, Hazine ve Çevre ve Orman Bakanlığını taraf göstererek eldeki davayı açtığı, dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanunun 11/3 maddesi uyarınca ilgili Bakanlığının davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması doğru ise de, 01/03/2014 tarihli ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak (konumuzla ilgili hükümleri bakımından) yayımı tarihinde yürürlüğe giren 26.02.2014 tarihli ve 6527 sayılı Kanunun 1. maddesiyle 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin birinci ilâ dördüncü fıkraları değiştirilmiş olup, bu değişiklikle ilgili bakanlığın hasım konumundan çıkarılmış olduğu, hükmün tefhimi ile amaçlanan hususun, davanın esası hakkında taraflara yüklenen hak ve borçların neler olduğunun açıkça ifade edilmesi olup, somut olayda yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda, davanın kabulüne denilmekle yetinilmesinin doğru görülmediği, ayrıca, Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 30. maddesi 4. bendi (a) fıkrasında açıkça mahkeme kararı ile orman sayılan alanlarda dahi 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulamasının yapılabileceğinin kabul edildiği, ancak, bunun için taşınmazların dava tarihindeki eylemli durumuna göre orman sayılmış olmamasının gerektiği açıklanarak, öncelikle dava konusu taşınmazın buunduğu yörede yapılan 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulamasına ilişkin işe başlama, tüm çalışma, işi bitirme ve sonuçlandırma tutanağı ile aski ilan tutanakları ve taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınırlarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı ve 18.05.2006 tarihinde hükmen orman olarak tesciline ilişkin dava dosyasının getirtilmesi, dava konusu taşınmazla ilgili 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince kadastro çalışmalarının yapılıp yapılmadığının sorulması, yapılmışsa belirlenen parsellere ait kadastro tutanaklarının getirtilmesi ve bu tutanaklarda kullanıcı olarak beyanlar hanesinde ismi yazan kişiler ve çalışma tutanağında kullanıcı olarak belirtilen kişiler ile 2004 yılında yapılan kadastroda dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak yapılan tespitinde tespit maliki olarak görünen kişilerin davaya dahil edilmesi için davacı ... İdaresine süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra, 1982 yılı öncesine en yakın tarihli memleket haritasının yapımına esas olan hava fotoğrafı ve memleket haritası getirtilip halen Tarım ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşif ve alınacak raporlar ile dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkinlik, verimlilik ve kârlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmazlar üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği hususlarının değerlendirilmesi, dava konusu taşınmazın 31.12.1981 tarihinen önce doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirip yitirmediği incelenerek bu olguların tartışılması ve orman niteliği kısmen veya tamamen kaybolmuş ise, çekişmeli bölümler üzerindeki bitki örtüsünün, ağaçların sayısının ve yaşlarının kesin olarak saptanması, çekişmeli taşınmazların nitelik yitirip yitirmediği bilimsel metodlarla kesin olarak saptanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi ..." gereğine değinilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı ... İdaresinin, Bakanlığa karşı açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulü ile dava konusu ... köyü 103 ada 1 parsel numaralı taşınmaz hakkındaki 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulaması ile orman tahdidi dışına çıkarma işleminin iptaline, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.