ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2018/2277 E., 2018/17506 K. sayılı kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2018/2277 E., 2018/17506 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 17/10/2018 tarihli, 2018/2277 E., 2018/17506 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

8. Hukuk Dairesi

2018/2277 E., 2018/17506 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili, davacı vekili ile duruşma talepsiz olarak davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.10.2018 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... vekili Av. ......... Çalışkan ve ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan ... ve ... vekili Av. ...... Kılıç geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, tarafların muris ...... ......'ün mirasçıları ve dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, dava konusu yer hakkında muris mirasçıları ile dava dışı müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile tüm ...... ...... mirasçılarına 12 adet bağımsız bölüm verilmesi, kalan 10 adet bağımsız bölümün de müteahhide verilmesi konusunda anlaşıldığını, müteahhitin davalılardan ... ile anlaşarak yedi adet daireyi ...'ün işgaline bıraktığını, davalı ...'ün ...... ......... 6 ve 7 numaralı daireler ile ...... ......... 9,11,13,14 ve iki çatı katı piyesli daire olmak üzere 7 adet daireyi işgal ettiğini belirterek, 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binadaki tüm bağımsız bölümlerin taraflar adına tespitine ve muarazanın giderilmesine, davalı ...'ün fazladan işgal ettiği bağımsız bölümlerdeki müdahalesinin men'ine, ecrimisil bedelinin tahsili hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili; dava konusu binanın bulunduğu yerin mülkiyetinin ...... ......... Belediyesine ait olduğunu, yer sahipleri ve müteahhit arasında bağımsız bölümlerin dağılımının yapıldığını, ancak mirasçıların hangilerinin hangi bağımsız bölümleri alacağının belirlenmediğini, bir kısım dairelerin boş ve kullanımda olmadığını, tespit davası açılabilmesi için hukuki yararın olmadığını kaldi ki davacının malik olmadığını, davacının payını kullanabileceği bir yer olduğundan el atmanın önlenmesine ilişkin talebinin de dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalılar ... ve ..., davayı kabul etmişlerdir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; kararın eki olarak kabul edilen 18/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda ekli krokide sarı boya ile gösterilen numaralara göre, ...... ......... 5 Nolu dairenin davacıya ait olduğunun tespitine, ...... ......... 1,9,11,13,14 nolu daireler ile ...... ......... Zemin kattaki ve ...... Sarıkaya tarafından kullanılan dükkanın 1/2 hissesinin, ...... ......... 2 nolu dairesiyle çatı katındaki dairenin 1/4 miras payı ile davacıya ait olduğunun tespitine, davalı ... tarafından ...... ......... 9,11,13,14 nolu daireler ile ...... ......... 2 nolu daire ve çatı katındaki daireye yönelik davacının 1/4 miras hissesine yönelen müdahalesinin önlenmesine, ...... ......... zemin kattaki dükkanın ...... Sarıkaya'ya satıldığı belirlendiğinden bu yöndeki müdahalenin önlenmesi ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili, davalı ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1)Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin ...... ......... zemin katta dava dışı ...... Sarıkaya tarafından kullanılan dükkana yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2)Tüm davalıların temyiz itirazlarına yönelik incelemede,

Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfı ile kurumlar arası devir yolu ile ...... ......... Belediyesi adına tapuda kayıtlı olduğu, üzerinde yer alan binaya ilişkin beyanlar hanesinde davacı ... adına şerh olduğu, taşınmaz üzerine kat mülkiyeti ya da kat irtifakının olmadığı, dava konusu yerin tarafların murisi ...... ......'den taraflara intikal ettiği, murisin mirasçıları ile dava dışı müteahhit arasında ...... 16. Noterliği'nin 04/03/1997 tarihli ve 9446 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmede müteahhite ve taraflara düşecek olan bağımsız bölümlerin belirlendiği, inşaatın ...... ......... ve ...... ......... olmak üzere iki apartmandan ve bağımsız bölümlerinden oluşacak şekilde yapıldığı, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda tarafların ve dava dışı kişilerin bağımsız bölümlerdeki kullanım biçiminin kısmen belirlendiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684/1.maddesi hükmüne göre, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. 718.maddeye göre de, arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması(6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.)

Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.

Somut olayda, dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazda davacının pay maliki olmadığı anlaşılmaktadır. Tapu maliki olmayıp da taşınmaz üzerindeki muhdesatta hak iddiasında bulunan kişilerin tespit davası yerine eda davası niteliğindeki sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası açması gerekir.

Başka bir anlatımla bu gibi durumlarda tapu maliki olmayan kişi ya da kişilerin muhdesat tespiti davası açmakta hukuki yararı yoktur. Davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3) Davalı ...'ün diğer temyiz itirazlarına gelince, taraflar ile dava dışı müteahhit arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 12 adet bağımsız bölümün davacı ve davalı kardeşlerine düştüğü hususunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık ve çözüme kavuşturulması gereken husus, davacı ve davalılardan kime hangi dairenin düştüğü hususundadır. Davacı tarafın iddiası, dava konusu ...... ......... ve ...... .........ndaki 9,11,13,14,2 ve çatı katına davalılardan ...'ün hakkı olmadığı halde işgal ettiğidir. Mahkemece yapılan keşif ve keşif sonrası alınan bilirkişi raporları ve tanık beyanlarına göre dava konusu dairelerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacı ve davalılardan kimlere düştüğü ve kimler tarafından kullanıldığı belirlenmiş ise de, yapılan bu inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez. Şöyle ki, örneğin dava konusu ...... ......... 9 numaralı daireye gidildiğinde, boş olduğu, anahtarın davalı ...'de olduğu, tarafların kullanım konusunda anlaşamadığı belirlenmiş, yine ...... ......... 2 numaralı dairenin de boş olup-olmadığı ve kimin kullanımda olduğu her türlü teredütten uzak bir şekilde belirlenememiştir.

O halde mahkemece yapılması gereken iş, yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının HMK'nin 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, dava konusu bağımsız bölümlerin kimin hakimiyetinde olduğunun ve davalı ...'ün müdahalesinin olup-olmadığının her türlü tereddütten uzak bir şekilde belirlenmesi, taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunduğunda 6100 sayılı HMK'nin 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, bundan sonra tüm taraf tanık beyanlarının birlikte tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi olmalıdır. Tüm bu hususlar düşünülmeden eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) ve (3) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, davalı ..., davalılar ... ve davalı ... ile davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine, taraflarca HUMK'nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,

17/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-8-hukuk-dairesinin-20182277-e-201817506-k-sayili-karari