ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/8161 E., 2018/2520 K. sayılı kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/8161 E., 2018/2520 K. sayılı kararı
3 Okunma

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 20.02.2018 tarihli, 2017/8161 E., 2018/2520 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

8. Hukuk Dairesi

2017/8161 E., 2018/2520 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz İstemli

... görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.02.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Dava dilekçesinde; davacının babası ...'ın kısıtlanmasına dair Almanya'da verilen kararın tanınması istenmiş, mahkece duruşma açılmaksızın dosya üzerinden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, davacının 26.09.2013 tarihinde vefat eden babası ... ... hakkında Almanya mahkemelerince verilen vesayet kararının 5718 sayılı MÖHUK 58. maddesi gereği tanınması istemine ilişkindir.

5718 sayılı MÖHUK'nın 55. maddesinde, tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edileceği, ihtilafsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizinin de aynı hükme tâbi olduğu, istemin basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanacağı, basit yargılama usulünün uygulandığı davalarda 6100 sayılı HMK'nın 317. maddesinde de, davalıya tebligat yapılması gerektiği; 320-1 maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği hükme bağlanmıştır. Mahkemece, bu madde hükmü gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; sözü edilen maddeye göre, duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir, başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya Kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin İİK'nun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet başvurusu gibi) Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez.

Bilindiği üzere HMK'nın hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da kapsar.

Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa'nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur.

Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasa'nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, taraf dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar verilmesi mümkün bulunmadığından; Mahkemece duruşma açılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yukarıda açıklanan gerekçelerle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-8-hukuk-dairesinin-20178161-e-20182520-k-sayili-karari