ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/6911 E., 2018/1819 K. sayılı kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/6911 E., 2018/1819 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 08.02.2018 tarihli, 2017/6911 E., 2018/1819 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

8. Hukuk Dairesi

2017/6911 E., 2018/1819 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Nüfusta Müşterek Çocuğun Adını Değiştirme İstemli

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Dava dilekçesinde, davacı ... ile eşi ...'in boşanmaları üzerine velayeti anneye verilen oğlu ...'ın adının ... olarak değiştirilmesi istenmiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı nedene dayalı adın değiştirilmesi istemine ilişkindir.

4721 sayılı TMK'nın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleşmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir.

Türk Medeni Kanununun öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve kanunun buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun tespiti gerekir. Yargıtay uygulamalarında, kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ad ve soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir.

Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar, çocuğun babası Mustafa'nın bizzat duruşmaya katılarak çocuğun adının değiştirilmesine muvafakati ve özellikle tanık anlatımları, sözü edilen Kanun maddesine göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile çocuğun adının talep gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yukarıda gösterilen nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-8-hukuk-dairesinin-20176911-e-20181819-k-sayili-karari