ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2025/1114 E., 2025/2477 K. sayılı kararı

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2025/1114 E., 2025/2477 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 07.05.2025 tarihli, 2025/1114 E., 2025/2477 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

7. Hukuk Dairesi

2025/1114 E., 2025/2477 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/119 E., 2025/12 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; içme suyu ihtiyaçlarını ileri sürerek davalının suya el atmasının önlenmesini istemiş; cevaba cevap dilekçesinde ise dava konusu suyun müvekkilinin öncelikli olan içme suyu ihtiyacına ancak yeteceğini, suyu tahsise yetkili kurumun Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü olduğunu belirterek; kaymakamlığın arabuluculuğunda yapılan 18.05.2007 tarihli suyun taksimine ilişkin anlaşma tutanağının geçersiz olduğunu savunmuştur.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; suyun yarı oranda taksimine ilişkin taraflar arasında imzalanan 18.05.2007 tarihli anlaşma tutanağına uyarak hayvan sulama ihtiyacı için suyu kullanan müvekkilinin suya bir müdahalesinin olmadığını, ayrıca müvekkilinin suya davacıdan daha çok ihtiyaç duyduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: “davanın kabulüne” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince: “İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Dairemizce: “dava konusu su, orman parselinden çıkarak kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak miktarda olduğundan genel su niteliğinde olduğu, 18.05.2007 tarihli anlaşma tutanağında: ‘5-Çıkarılan su, her iki köyün ihtiyar heyeti nezaretinde teknik elemanlarca paylaştırılacak, içme suyu depoya, sulama suyu da havuza bağlanacaktır...7-Paylaşımdan sonra göze komisyon huzurunda kapatılacak ve iki köyün bilgisi dışında Kaymakamlık bilgisi dışında açılmayacaktır.’ maddelerinin yer aldığı, davacı ve davalı köy tüzel kişilikleri arasında dava konusu su kaynağı ve buradan gelecek su ile ilgili anılan anlaşma metninin yazıldığı ve köy tüzel kişiliklerinin temsilcileri tarafından imzalandığı, anlaşma metninin taraflardan biri için çekilmez hâle geldiği iddia ve ispat edilmediğinden anlaşmanın her iki tarafı da bağlayıcı hükümler içerdiği, 18.05.2007 tarihli anlaşmada suyun taksimine ilişkin bir paylaşım oranı belirlenmediğinden kaynaktan çıkan suyun her iki köy tarafından eşit şekilde (yarı yarıya) paylaşıldığının kabulünün gerektiği, suyun en az olduğu Eylül/Ekim aylarında suyun kaynadığı taşınmaz başında jeoloji mühendisi refakatinde keşif yapılarak suyun debisi ölçülmek suretiyle davalı Köy Tüzel kişiliğinin hakkına düşen yarı nispetinden fazla suyu kullanıp kullanmadığı ve buna ilişkin su kaynağına müdahale edip etmediğinin tespiti ile hüküm kurulması gerekirken infazda da tereddüt oluşturacak şekilde ve tahkikat aşamasında yapılması gereken hususlar hükme yazılmak suretiyle hüküm kurulmasının doğru görülmediği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; “davalı köy tüzel kişiliğinin herhangi bir şekilde payından fazla suyu kullandığına ilişkin iddianın ispat edilememiş olduğu, suyun taraflarca yarı yarıya kullanıldığı anlaşılmakla herhangi bir müdahaleden söz edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde: kararın hatalı olduğunu, paylaşım anlaşmasının kendileri için çekilmez bir hâle geldiğini, bozmanın gereklerinin yapılmadığını, içme suyu sıkıntısı yaşandığını, davalı köyün ise başka kaynaklarının bulunduğunu, müvekkilinin içme suyu ihtiyacının davalının hayvan sulama ihtiyacından öncelikli olduğunu, müvekkiline ancak yetecek suyun eşit paylaştırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, suya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz karar harcı davacı taraftan tam alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-7-hukuk-dairesinin-20251114-e-20252477-k-sayili-karari