Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2023/780 E., 2024/1525 K. sayılı kararı
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 13.03.2024 tarihli, 2023/780 E., 2024/1525 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
7. Hukuk Dairesi
2023/780 E., 2024/1525 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/507 E., 2019/631 K.
KARAR : Asıl davanın reddine, birleştirilen 2012/268 Esas sayılı davada davacının müdahalenin önlenmesine dair talebinin kabulüne, yıkım talebinin reddine, birleştirilen 2012/396 Esas sayılı davadaki yıkım talebinin reddine
Taraflar arasında görülen asıl dava; tapu iptali ve tescil, birleştirilen davalar; el atmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkin olup hükmün temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, birleştirilen 2012/268 Esas sayılı davada davacının müdahalenin önlenmesine dair talebinin kabulüne, yıkım talebinin reddine, birleştirilen 2012/396 Esas sayılı davadaki yıkım talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin 20 parsel sayılı taşınmaza uzun zamandır zilyet iken ihmalleri üzerine bu taşınmazın 36 parsel sayılı taşınmaz olarak davalı adına tescil edildiğini, bu taşınmaz üzerinde evlerinin bulunduğunu, davalının müdahalenin önlenmesi davası açtığını bu nedenle mağdur olduklarını belirterek, 36 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen 2012/268 Esas sayılı davada davacı vekili dilekçesinde; davalının, tarafına ait 36 parsel sayılı taşınmaza kazı yapmak, taşkın inşaat yapmak ve moloz dökmek suretiyle yaptığı saldırının men'ine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Birleştirilen 2012/396 Esas sayılı davada davacı vekili dilekçesinde; davalının, tarafına ait 36 parsel sayılı taşınmazın 70 m²'lik kısmına ev inşâ ederek müdahalede bulunduğunu belirterek, taşınmazındaki 70 m²'lik kısma yaptığı evin kâl'ine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, söz konusu taşınmazın kadimden beri kendisinin tapulu arazisi olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
2. Birleştirilen 2012/268 Esas sayılı davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerin 100 yıldan beri kendilerine ait olduğunu ve davacının buraya haksız olarak sahip çıktığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
3. Birleştirilen 2012/396 Esas sayılı davada, cevap dilekçesi verilmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.01.2014 tarihli ve 2012/297 Esas, 2014/24 Karar sayılı kararı ile; davacı-birleştirilen dosya davalısının davasının reddine, birleştirilen 2012/268 Esas sayılı dosyanın davacısının davasının kabulüne, müdahalenin men'ine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 30.01.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.06.2017 tarihli ve 2015/7507 Esas, 2017/4819 Karar sayılı kararıyla; davacılar ... ve ..., ... karşı açtığı tapu iptali ve tescil davası ile ... tarafından aleyhlerine açılan men'i müdahale davalarında; yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükümlerin onanmasına, davacı ...'in, ... ve ... aleyhine açtığı kâl davasında; kâl istemi ile ilgili Mahkemece olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmaması doğru görülmediğinden, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ifraz işleminin yapılamaması, yapı ile zemin değeri arasında fahiş fark bulunması ve asıl dava davacılarının iyi niyetli olmaları sebebiyle birleştirilen 2012/396 Esas sayılı davadaki kâl talebinin reddine, asıl davadaki tapu iptali ve tescil talebinin reddine, birleştirilen 2012/268 Esas sayılı davadaki talebin kabulü ile müdahalenin önlenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Mahkemece men'i müdahale isteminin kabul edildiğini; fakat kâl isteminin reddedildiğini, bu durumda hükmün infazının imkansız hale geldiğini,
2. Men'i müdahale ile birlikte kâl kararının da verilmesi gerektiğini,
3. Mahkemece yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini ve re'sen gerekli hususların da dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davada; tapu iptali ve tescil, birleştirilen 2012/268 Esas sayılı davada; müdahalenin men'i, birleştirilen 2012/396 Esas sayılı davada; kâl istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 683, 722 ve 995 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde keşfen taşkınlığı tespit edilen yapının 36 parsele tecavüzlü olduğu sabittir. Mahkemece, 36 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili davalının tapu kaydından kaynaklı mülkiyet ya da başka bir üstün hakkının bulunmadığı gözetilerek, taşkın kısmın yıkımına karar verilmesi gerekirken çapa dayalı taşınmazda iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği gözetilmeden davalıların iyi niyetli oldukları gerekçesine dayanarak, birleştirilen dava davacısı ...'in yıkım isteminin reddine karar verilmesi hatalıdır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı vekilinin temyizi itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.