ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2024/595 E., 2025/2301 K. sayılı kararı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2024/595 E., 2025/2301 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 29.05.2025 tarihli, 2024/595 E., 2025/2301 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

6. Hukuk Dairesi

2024/595 E., 2025/2301 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/643 E., 2023/1084 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/71 E., 2021/393 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket tarafından ruhsatı kendisine ait olan Çamlıkaya HES tesisinin kurulduğunu, tesis elektrik üretimine hazır olmasına rağmen, üretilecek olan enerjinin iletim için gerekli olan trafo ve enerji nakil hattı olmadığından, Bağlantı Anlaşması imzalanırken, bu anlaşmanın eki olarak imzalanan Tesis Sözleşmesinde yapılacak olan işlerin yaklaşık keşif bedeli maliyetinin 4.581.744,35 TL olarak belirlendiğini, ancak 1.359.248,78 TL bedelli güç trafosunun davalı tarafından sözleşmenin imzasından sonra davacıya teslim edilmesi nedeniyle işin yaklaşık maliyet bedelinin 3.222.495,57 TL’ye düştüğünü, davalı kurumun talep ettiği elektromekanik malzemelerin ... Şirketinden 1.249.780,48 EURO (KDV dahil) bedelle temin edildiğini, inşaat faaliyetleri ve diğer ödemeler toplamının keşifle belirlenen yaklaşık maliyet bedelini aştığını, geçici kabul aşamasında davalı kurumun bir takım eksiklikler tespit ederek bu eksiklikler için keşif bedelinde belirtilen tutarların çok üzerindeki tutarları davacı alacağından tek yanlı olarak kesip işin geçici kabulünü yaptığını, tesis hizmete alınmasına rağmen, davacı şirkete iş bedelinin ödenmediğini, bu konuda davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının cevabi ihtarında; sonradan ihale ile gerçekleştirilen başka bir işin emsal alındığı belirtilerek, 807.166,93 TL + iletim hattı bedeli olarak 39.749,33 TL'ye KDV ve 1/6 tevkifat bedeli dahil ederek kurum adına fatura kesilmesi halinde ödeme yapılacağının bildirildiğini, davalının bu miktarı, tek yanlı olarak düzenlediği metodolojiyi gerekçe göstererek keyfi olarak belirlediğini, bu tutara geçici kabul sırasında eksik işler olarak davalı kurumun tek yanlı olarak belirlediği bedel olan 501.392,90 TL de eklendiğinde davacı şirketin yaklaşık maliyeti 3.222.495,57 TL olan iş için, 1.308.559,53 TL önermiş olduğunu, davalı kurumun mevcut pozisyonunu ve davacı şirketin zor durumda olmasını kullanarak TBK’nın 28. maddesinde düzenlenen aşırı yararlanma hükümlerini ihlal ettiğini, Tesis Sözleşmesinin 2. maddesinde işin kesin fiyat belirlemesinin ne şekilde yapılacağının çok ayrıntılı bir şekilde düzenlendiğini, davalı kurumun tek taraflı olarak hazırladığı sözleşmede, davacı şirket lehine hiçbir hüküm bulunmadığını, matbu olarak hazırlanan bu sözleşmenin genel işlem koşulları içerdiğini, davalı kurumun tamamen kendi lehine hükümler içeren bu sözleşmeye göre dahi ödeme yapmayı kabul etmeyip, sözleşmenin imzalanmasından çok sonra hazırladığı metodolojiye göre ödeme yapmayı kabul ettiğini, Tesis Sözleşmesi imzalanıp yürürlüğe girdikten ve sözleşme gereği işin çok büyük bir bölümü ikmal edilip harcamalar yapıldıktan sonra davalı kurumun tek yanlı düzenlenen bir metodoloji ile Tesis Sözleşmesine göre ödenmesi gereken tutarı azaltmasının mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından yapılan, davalı kurum tarafından bedeli ödenmeyen ve ödenmeyeceği bildirilen fazla işlerin değeri mahkemece yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacağından bu kalemler için de belirsiz alacak talepleri bulunduğunu ileri sürerek sözleşmeye göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.913.935,74 TL ile davalı kurum tarafından ödeme dışında bırakılan yapılması zorunlu olduğu için sözle?ü ile şimdilik 1.000,00 TL'sinin kısmi olmak üzere toplam 1.914.935,74 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; 23.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde yer alan 1.000,00 TL tutarındaki sözleşme dışı inşaat işlerine ait giderler isimli taleplerini 2.006.500,00 TL artırdıklarını belirterek; bilirkişi raporları doğrultusunda ıslah talebinin ve davanın kabulü ile sözleşme kapsamında 1.913.935,74 TL alacak ve sözleşme dışı giderler kapsamında 2.007.500,00 TL alacak taleplerinin kabul edilerek, toplamda 3.921.435,74 TL alacağın geçici kabul tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafından Trabzon ilinde tesis edilen 6,92 MW kurulu gücündeki Çamlıkaya HES’in iletim sistemine irtibatı için 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu gereğince taraflar arasında 08/07/2009 tarihinde Bağlantı Anlaşması imzalandığını, bu anlaşma kapsamında 4.581.744,35 TL tahmini bedelli 154/OG kV Çaykara Havza TM’nin tesisi ve 23.864,40 TL tahmini bedelli 154 kV Rize-Bayburt EİH’na girdi-çıktı, 154 kV çift devre 100 metre 2x1272 MCM karakteristikli bir EİH tesisi (OPGW’li) işlerinin de yer aldığını, dava konusu trafo merkezi yerinin ekonomik olmadığını, ancak davacının isteği doğrultusunda seçildiğini, bu yerle ilgili her türlü yapım riski ve ilave maliyetlerin davacının yükümlülüğünde olduğunu, bu hususun 21.08.2008 tarihli Yer Tespiti Tutanağıyla imza altına alındığını, davalı adına yapılan tesisin geri ödeme bedelinin 4628 sayılı Kanun’un geçici 14. maddesi hükmü gereğince EPDK'nın 26.04.2010 tarih 2536 sıra nolu kararı ile yürürlüğe konulan Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi/ 1. İletim Trafo Merkezler Salt Tesisleri Başlıklı bölüme uygun olarak hesaplandığını, yapılan hesaplamanın Bağlantı Anlaşmasının 23. maddesi hükmüne de uygun düştüğünü, ayrıca geçici kabul tutanağında tespit edilen eksikliklerden giderilmeyenlerin tutarının bloke edilerek geçici kabul tutanağının onaylandığını, eksikliklerin giderilmesi durumunda bloke edilen tutarın iade edileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının gabin iddiası ile sözleşmenin genel işlem koşullarına aykırılık iddiasının yerinde olmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Türk Borçlar Kanununun 21. maddesine göre gabine dayalı olarak talepte bulunmuş ise de; bir yıllık hak düşürücü sürenin sona erdiği, davacının sözleşme kapsamındaki iş bedeli olarak 26.11.2020 tarihli bilirkişi raporu ve 11.05.2021 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen 1.790.185,76 TL ile sözleşme dışı yapılan işler bedeli olan 1.161.233,08 TL toplamı olan 2.951.418,84 TL'yi temerrüt tarihi olan 09.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.951.418,84 TL'nin 09.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı tarafından yapılan ödemelerin infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan rapor ile belirlenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisine göre davalı tarafından yeniden hesaplama yapılmış ise de, söz konusu bu durumun hukuki güvenliğe ve hakkaniyete aykırı olduğu, EPDK tarafından onaylanan metodolojinin, yayımı tarihinden itibaren gerçekleşecek yatırımlarda geri ödemeye esas miktarın tespitinde kullanılacağı, aksi düşünce durumunda her değişikliğin ardından önceki tarihlerde gerçekleşmiş olan bütün yatırımların tekrar gözden geçirilerek geri ödemeye esas yatırım miktarının yeniden belirlenmesinin gerekeceği, bu durumun ise bir tarafın ediminin sabit olduğu halde diğer tarafın ediminin sürekli değişmesi gibi sözleşme ve hukuk ilkelerine aykırı bir durum meydana getireceği gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde; gabin iddialarına yönelik açıklamaların ve kararın dosya kapsamına ve hukuk kurallarına aykırı olduğunu; kâr amacıyla kurulmuş ticari bir şirketin mülkiyeti davalı kurumun olacak tesisle ilgili hacmi ve değeri küçümsenemeyecek imalatları ücretsiz yapmayı kendi isteğiyle kabul ettiğinin düşünülemeyeceğini, davalının kanunen görevi olan iletim tesislerini inşa etmek yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi, davacı müvekkiline trafo merkezi inşa edilecek uygun yer de göstermeyerek davacı şirketi ürettiği elektriğin tamamını satamama sonucu ile karşı karşıya bırakıp müzayaka haline soktuğunu, davacı şirketin bu zor durumu sebebi ile kullandığı yüksek miktarlı banka yatırım kredilerini geri ödeyebilmek, iflas tehdidinden kurtulabilmek için bir kısım imalatları ücretsiz yapma konusunda taahhüt içeren yer teslim tutanağını ihtirazi kayıt koymadan imzalamak mecburiyetinde bırakıldığını, davacının bir yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiğini belirterek aşırı yararlanma iddiasını esas yönünden incelemeksizin reddetmesinin de dosya kapsamına ve hukuk kurallarına aykırı olduğunu, mahkemece, davacının zor durumunun (sözleşme konusu trafo merkezini inşa etmek ve kendisine ait hidroelektrik santralini inşa edeceği trafo merkezine bağlamak mecburiyetinin) devam ettiği gerçeğinin gözden kaçırıldığını, aşırı yararlanma konusunda esasa girilerek objektif ve sübjektif koşulların varlığı incelenerek hüküm verilmesi gerektiğini beyan etmektedir.

2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, teşekkülün EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren yeni metodolojiye göre hesaplama yapmasının zorunluluk olduğunu, aynı zamanda, Bağlantı Anlaşması gereğince yeni metodoloji ile ilgili mevzuat uyarınca yapılan hesaplamanın davacı şirket için de bağlayıcı olduğunu, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin mahkemece dikkate alınmadığını beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.1- Yargılama sırasında davalı tarafça dava konusu alacaklara dair yapılan ödemelerin alacaklardan mahsubu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

2.2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin birinci fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir.

2.3-Yargılamanın devamı sırasında ödeme yapılması halinde, ödeme miktarı ile sınırlı olarak dava konusuz kalmış olur. Bu halde bu alacaklar yönünden ret kararı verilmesi mümkün olmayıp, "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmelidir. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ödeme oranında borcu sona erdirir ise de, yargılama giderinin takdirinde tarafların “davanın açıldığı tarihteki haklılığı” dikkate alınacağından, hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderinin tayininde, davacının dava tarihinde hak kazandığı toplam alacak tutarı göz önünde bulundurulmalıdır.

2.4-05.03.2013 olan dava tarihi itibariyle davacının 2.951.418,84- TL alacağı olduğu tespit edildiğinden mahkemece; dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılarak, davacının davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olduğu, dava tarihinden sonra yapılan ödemeler tespit edilerek bu tutar bakımından davanın konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya dair istem yönünden ise davanın reddine, HMK’nın 331. maddesi uyarınca tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık oranına göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harçların istek halinde taraflara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.05.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-6-hukuk-dairesinin-2024595-e-20252301-k-sayili-karari