Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2014/3373 E., 2014/13623 K. sayılı kararı
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 08/12/2014 tarihli, 2014/3373 E., 2014/13623 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
2014/3373 E., 2014/13623 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/152-2013/1025
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, erken tahliye nedeni ile kira kaybı ve hor kullanma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının 01/01/2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu taşınmazın aylık kira bedelinin 3.300 TL olduğunu, davalının 21/12/2011 tarihli ihtarname ile kiralananı tahliye ettiğini bildirdiğini, taşınmazda meydana gelen hasar bedelinin İstanbul 23. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/4 D. İş sayılı dosyası ile 7.200 TL olarak belirlendiğini, davalının kira sözleşmesi hükümlerine aykırı davranarak taşınmazı erken tahliye ettiğini, bu nedenle taşınmazın yeniden kiraya verilebilmesi için gerekli olan üç aylık kira bedelinden sorumlu olduğunu belirterek 7.200 TL hor kullanma tazminatı ile 9.900 TL erken tahliye nedeniyle kira kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
1- Dosya kapsamına toplanan delillere, mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin makul süre tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01/01/2006 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 8. maddesinde “kiracı mecuru birinci akit yılından sonra tahliye etmek isterse iki ay öncesinden mal sahibine tebligatta bulunmak zorundadır." koşulu kararlaştırılmıştır. Davalı 24/11/2011 tebliğ tarihli ihbarla taşınmazı 31/12/2011 tarihinde tahliye edip teslim edeceğini bildirmiştir. Kira sözleşmesinin 8. maddesindeki düzenleme ile kiracıya iki ay önceden tek taraflı feshi ihbarla kira sözleşmesini sona erdirme hakkı tanındığına göre, kiralananın tahliyesine ilişkin ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiği 24/11/2011 tarihinden itibaren 2 aylık sürenin sona erdiği erdiği 24/01/2012 tarihine kadar olan kira bedelinden davalı sorumludur. Bu nedenle 24/01/2012 tarihine kadar olan kira bedelinin makul süre tazminatı olarak davalıdan tahsiline karar vermek gerekirken 2012 yılı Ocak ayı kirasının tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değildir.
3- Davalı vekilinin hor kullanma tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
6098 Sayılı TBK.nun 316 (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334 (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasarların hor kullanımdan kaynaklandığı belirtilmiş ise de, hasar kalemleri içerisinde yer alan boya ve badana masrafların normal kullanım sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesinde kiralanan taşınmazın tahliye sırasında boya ve badanasının yenileneceğine dair hüküm yer almadığı gibi eski hale getirmeye ilişkin düzenleme de bulunmamaktadır. Bu durumda davacı, olağan kullanımdan doğduğu anlaşılan taşınmazın boya ve badana bedelinin davalıdan tahsilini talep edemez. Mahkemece, hor kullanım tazminatından boya ve badana bedelinin düşülmesi, ayrıca hor kullanma nedeniyle zarar gören parçaların yenisi ile değiştirilmesi durumunda yenilenen parçanın başlangıçtaki durumlarına göre yıpranma paylarının da hesaplanarak alacaktan düşülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır
SONUÇ: Yukarıda 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 08/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.