Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2012/5093 E., 2012/9162 K. sayılı kararı
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 19.06.2012 tarihli, 2012/5093 E., 2012/9162 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
2012/5093 E., 2012/9162 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, ödenmeyen kira alacağına ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteğine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında başlattığı icra takibinde 01.12.2008 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak aylık 2.750,00 TL'den ödenmeyen 2009 Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları kira bedeli toplamı 19.250,00 TL asıl kira alacağı ile işlemiş 562,13 TL faiz ve 3.00 TL matbu evrak masrafının tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı vekili, dayanak sözleşmedeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, taraflar arasında yapılan kira sözleşmesine göre aylık kiranın 2.750,00 TL olmayıp, 750,00 TL olduğunu, müvekkilinin 2009 yılı Mart ayında kiralananı tahliye ettiğini, tahliye tarihine kadar doğmuş tüm kira bedellerini makbuz karşılığında kiralayana ödediğini bildirerek imzaya ve borca itiraz etmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen 01.12.2008 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesinde aylık kiranın 2.750,00 TL olduğunu, davalı hakkında yapılan icra takibi ile ödenmeyen 2009 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları kira bedellerinin tahsilinin istendiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının kiralananı tahliye ettiğini bildirmesine karşın anahtarın teslim edilmediğini beyanla itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı borçlu vekili, taraflar arasında imzalanan tek kira sözleşmesinin 01.12.2008 tarihli ve bir yıl süreli olup, aylık kiranın 750,00 TL olduğunu, dayanak kira sözleşmesindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, kira bedellerinin makbuz karşılığında ödendiğini, 2009 Mart ayı itibariyle kiralananın tahliye edildiğini ve başkasına kiraya verildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Takibe ve davaya dayanak yapılan 01.12.2008 başlangıç tarihli aylık kiranın 2.750,00 TL olarak kararlaştırıldığı sözleşmedeki kiracı şirket adına atılan imzanın şirket temsilcisine ait olduğu yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen aynı taşınmaza ait aynı tarihli ve süreli biri aylık 2.750,00 TL, diğeri aylık 750,00 TL olan sözleşmelerden hangisinin tarafların gerçek iradesine uygun olduğu konusundadır. Davacının ibraz ettiği aylık kiranın 2.750,00 TL olarak belirlendiği sözleşmeden sonra hiçbir neden yok iken aylık kiranın 750,00 TL olarak belirlenen ikinci bir sözleşme düzenlenmesi, kira bedelinin bu derece azaltılması hayatın olağan akışına uygun değildir. Aylık 750,00 TL bedelli sözleşmenin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın tarafların gerçek iradesine uygun olarak düzenlenen 2.750,00 TL bedelli kira sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Tarafların gerçek iradesine uygun olan sözleşmenin aylık 2.750,00 TL bedelli sözleşme olduğu kabul edildiğine göre, davalının bir kısım ayların 700,00 TL üzerinden ödendiğine ilişkin iddiası aylık kiranın bu miktar olduğunu göstermez.
Taraflar arasındaki ikinci uyuşmazlık; kiralananın usule uygun tahliye edilip, anahtarın teslim edilip edilmediği noktasındadır. Davalı kiracı, kiralananın Mart 2009 tarihinde tahliye edildiğini ve başkasına kiraya verildiğini savunduğuna göre, bu iddiasını kanıtlamak zorundadır. Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, yıllık kira bedeli esas alınarak, ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Davalı, anahtarın usulüne uygun olarak teslim edildiğini kanıtlayamazsa, kira ilişkisinin devam ettiği ve kiralananın kiracının kullanımında olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan, davalının Mart 2009 tarihinde işyeri kapanışına ilişkin olarak ibraz ettiği yoklama fişi de kiralananın anahtarının usule uygun olarak teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Davalı, kiralananın tahliye edilip, anahtarın usule uygun olarak teslimini yazılı delille kanıtlayamamakla birlikte, kiralananın Mart 2009 tarihinde ... isimli kişiye kiraya verildiğini ileri sürüp, bu kişi tarafından kiralayana 01.03.2009 tarihli kira bedeli ödemesinde bulunduğunu belirterek kiralayanın imzası olduğunu iddia ettiği ödeme makbuzu ibraz ettiğine göre, davacıya bu belgedeki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorularak gerektiğinde yeni kiracının da dinlenmesinden sonra varılacak sonuca göre uyuşmazlığın aylık 2.750,00 TL bedelli sözleşme hükümleri nazara alınmak suretiyle çözümlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.