ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2011/10073 E., 2011/15766 K. sayılı kararı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2011/10073 E., 2011/15766 K. sayılı kararı
3 Okunma

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 27.12.2011 tarihli, 2011/10073 E., 2011/15766 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

6. Hukuk Dairesi

2011/10073 E., 2011/15766 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Önalım

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tescil istemlerine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davaya konu 229 numaralı parselde pay sahibi olduğunu, 28.04.2008 tarihinde davalıya yapılan pay satımı sebebiyle, önalım hakkını kullanmak istediğini bildirerek, davalı adına kayıtlı 23/2789 payın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı satışa konu payın, senelerdir içerisinde oturduğu ve kendisi tarafından yaptırılan 2.kat bağımsız bölüm niteliğindeki daireye ait olduğunu, taşınmaz üzerinde fiili taksiminin bulunduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.

Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen paya ilişkin taşınmaz üzerinde yapılan keşif, davacı ve davalının gösterdiği tanık anlatımları, keşif sonucu düzenlenen teknik bilirkişi raporlarına göre davacı ile tarafların annesi ...'nın tapudaki payları toplamına isabet eden, zeminde 90 m2 yüzölçümündeki oturum alanlı arsa üzerinde, 3 katlı betonarme binanın bulunduğu, taşınmazdaki birbirlerinden bağımsız durumda olan dairelerden birinci katının anne ile yine tarafların kardeşi ... tarafından, ikinci katın davalı, üçüncü ve üzerindeki 4.kata ilave edilen tek odanın davacı tarafından yaptırıldığı ve kullanıldığı taşınmazdaki anneye ait payın önce evladı ...'a, daha sonra da pay satıcısı ...'a intikal ettiği satıcının payın bir kısmını ve birinci kata isabet eden payı üzerinde bırakarak diğer satışa konu payın, fiilen davalı tarafça 1995 senesinden beri zilyet edilen daire karşılığı davalı ...'ye satıldığı subuta erdiğinden davalının fiili taksim savunmasının kanıtlandığının kabulü gerekir.

Her ne kadar ana taşınmazda paydaş sayısı çok ise de, tüm parsel hisseli olarak kullanılmakta ve hisseli olarak yapılaşmış bulunmaktadır. Bu durum mevcut binadaki dairelerin kullanış biçimini etkilemeyeceği gibi, eylemli kullanmanın devamını bertaraf edecek bir durum da yaratmaz. Bu durumda davacının taşınmaz üzerinde kullandığı dairenin bulunmasına ve davalının satın aldığı paya isabet eden dairenin de satıcı tarafından davalıya satıldığının bilinmesine göre, davacının Medeni Kanunu'nun 2.maddesinde yazılı dürüstlük kuralına uygun hareket ettiği söylenemez. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken zeminde, fiili ve rızai taksimin mevcut olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-6-hukuk-dairesinin-201110073-e-201115766-k-sayili-karari