Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 2021/14729 E., 2023/4026 K. sayılı kararı
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 20.03.2023 tarihli, 2021/14729 E., 2023/4026 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
4. Hukuk Dairesi
2021/14729 E., 2023/4026 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1404 E., 2021/33 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulü/Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/170 E., 2018/34 K.
Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; 15.06.2014 tarihinde davacıların oğlu/kardeşi olan ...'a davalılardan ...'ün sürücüsü, ... Nak. İnş. Tic. Ltd. Şirketinin işleteni olduğu olduğu aracın çarpması sonucu oluşan trafik kazasında ...'ın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak davacıların her biri için şimdilik 5.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacıların her biri için 150.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, talep artırım dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini davacılardan ... için 53.171,00 TL'ye, Mürsel için 49.081,82 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu, davalı sürücü ...'ün kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, müteveffanın kusursuz bulunmasının kabul edilebilir olmadığını, meydana gelen kazada durak vasfı olmayan kaza yerinden yolcu almaya çalışan turizm firmasının kusurlu olduğunu, davaya konu yere kaldırım yapmayan, köprülü geçiş olmasına rağmen aydınlatma tesis etmeyen Karayolları Genel Müdürlüğü'nün de kusurunun bulunduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden alınan 02.02.2016 tarihli rapora göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ...'ün % 75, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen vasıta sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya ...'ın kusurunun bulunmadığı, 16.01.2018 havale tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre müştereken ve müteselsilen sorumluluk ilkesi gereğince % 100 kusura göre, desteğin asgari ücret kadar geliri olduğu kabul edilerek yapılan tazminat hesabının hükme esas alınması gerektiği gerekçesiyle maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacılardan ... için 44.751,58 TL, ... için 40.740,38 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 15.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan ... ve ...'ın maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacılardan ... için 15.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, ... için 12.000,00 TL, ... için 12.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; emsal ücret araştırmalarına göre Bankacılık ve Sigortacılık Meslek Yüksek Okulu öğrencisi olan davacıların desteği ...'ın ücretinin daha yüksek hesaplanması gerektiğini, destek tazminatının düşük hesaplandığını, hükmedilen manevi tazminatın oldukça düşük kaldığını, davalının bilinçli taksir derecesinde ağır kusuru nedeni ile kazaya sebebiyet verdiğini belirtmiş, ek istinaf dilekçesinde ise olayda Karayolları Genel Müdürlüğü ile dava dışı otobüs firmasının da kusuru bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, davacının istinaf sebepleri göz önüne alındığında ve müteveffanın gelirinin eksik değerlendirildiğinin ileri sürülmesine göre mahkemece bankalara ve Ticaret Odasına yazılan yazı cevabına göre bilirkişi tarafından ortalama olarak asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, Adli Tıp Kurumu raporu taraflara yüklenebilecek kusur durumu, murisin yaşı, paranın alım gücü, oluşan zararın ağırlığı göz önüne alındığında mahkemece hükmedilen tazminatın davacıların zenginleşmesine, davalıların ise, fakirleşmesine yol açmayacak bir miktar olması nedeni ile mahkemece verilen kararın dosyada mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olduğu..." gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu meydana ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85, 89, 90, 91 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53 ve 56 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, davacıların desteği ...'ın kaza tarihinde Karadeniz Teknik Üniversitesi Vakfıkebir Bankacılık ve Sigortacılık Meslek Yüksek Okulu'nda son sınıf öğrencisi olduğu, bu hususu açıklayan anılan üniversitenin yazısının dosya arasına alındığı, buna göre desteğin üniversite mezunu olması halinde, asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 16.01.2018 havale tarihli aktüer bilirkişi raporunda desteğin asgari ücret kadar geliri olduğu kabul edilerek yapılan tazminat hesabına göre hüküm kurulduğu, davacıların desteğin gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğu yönündeki istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince reddedildiği, davacıların anılan kararı aynı nedenle temyiz ettiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının öğrencisi olduğu Bankacılık ve Sigortacılık Meslek Yüksek Okulu bölümünden mezun olan personelin olay tarihi itibari ile gelirinin ne miktarda olacağının tespit edilmesi kapsamında mahkemece bankalara yazı yazılarak emsal maaş araştırması yapıldığı, yine dosya arasında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin de bulunduğu, bu araştırmalara göre desteğin olay tarihi itibariyle ortalama aylık net gelirinin 1.500,00 TL olabileceğinin tespit edildiği, bu miktarın da olay tarihindeki verilere göre asgari ücretin yaklaşık 1,68 katı kadar olduğu anlaşılmıştır.
Şu durumda, her ne kadar mahkemece 16.01.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda asgari ücret esas alınmak suretiyle hesap yapılan miktarlar hükme esas alınmış ise de desteğin üniversite son sınıf öğrencisi olması sebebiyle asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceğinin kabulü gerekir.
O halde mahkemece hükme esas alınan 16.01.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda 15.06.2014-15.06.2017 tarihleri arasındaki 3 yıllık öğrencilik döneminde tazminatın asgari ücret üzerinden hesaplandığı, 01.07.2017-01.07.2018 tarihleri arasındaki 1 yıllık askerlik dönemi ile askerlik dönüşünden 01.01.2019 tarihine kadarki iş arama süresi boyunca tazminat hesabı yapılmadığı, desteğin 01.01.2019 tarihinde işe başlayacağı kabul edilerek tazminat hesabı yapıldığı, bu hususlarda davacıların itirazı olmadığı kabul edilerek, 01.01.2019 tarihi itibariyle desteğin asgari ücretin 1,68 katı kadar gelirinin olacağı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56 ncı maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; davacıların ölene yakınlığı, davalı tarafın kusur durumu, olayın gelişimi, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı az olup, daha yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
1- Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.