Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2024/2854 E., 2025/3736 K. sayılı kararı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 01.07.2025 tarihli, 2024/2854 E., 2025/3736 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2024/2854 E., 2025/3736 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/767 E., 2024/880 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2021/573 E., 2022/663 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 01.07.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacılar ... ve ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacılardan ...'in 11.04.2017 tarihindeki kaza sonucu beyin tramvası geçirdiğini, kazadan bir ay sonra travma sonucu kanamanın nüksettiğini, davalı doktora muayene olduğunu ve acilen ameliyat olması gerektiğininin söylenmesi üzerine 13.05.2017 tarihinde davalı hastanede ameliyat edildiğini, davalı doktor ameliyat sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği için müvekkili ...'ın vücudunun sol tarafının felç olduğunu, müvekkilinin psikolojik tedavi görmek zorunda kaldığını, yardıma muhtaç bir şekilde zorluklar içinde hayatını devam ettirmeye çalıştığını ileri sürerek; davacı ... için 900.000,00 TL maddi tazminat ve 100.000,00 TL bakım gideri olmak üzere toplam 1.000.000,00 TL maddi tazminat ile, her bir davacı için 150.000,00 TL olmak üzere 300.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1- Davalı ...; yapılan ameliyatta kendisinin ve çalıştığı hastanenin hiçbir kusuru veya hatası olmadığını, davacının ameliyatında, öncesinde ve sonrasında gereken tüm dikkat ve özenin gösterildiğini, kusuru bulunmadığını, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2- Davalı şirket vekili; müvekkili hastanenin ve ameliyatı yapan doktorun bir kusuru bulunmadığını, davacı ...'ın malul olduğu, çalışamadığı ve bakıcıya ihtiyacı olduğu iddialarının gerçek olmadığını, davacı tarafından istenilen maddi tazminat ve bakıcı gideri miktarlarının fahiş olduğunu, davacı ...'ın ücret ve gelirine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi heyetinin kök ve ek raporları doğrultusunda davalı ...'ın tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun tedavi uyguladığı, söz konusu sağlık hizmetini sağlık personeli aracılığıyla yürüten davalı hastanenin işleyişinde hata bulunmadığı, davalı tarafın dava konusu ameliyatta kusurunun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkeme denetimine elverişli bilirkişi raporları kapsamından davalı doktorun eyleminin tıp biliminin yerleşik ilke ve kurallarına uygun olduğu tespit edilmekle davalı hekime ve diğer davalı şirkete atfı kabil kusur olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, dava konusu tıbbi müdaheleye esas aydınlatılmış onam formunun, operasyonun muhtemel risk ve zararlarını içerir derecede açık olduğu ve özellikle dava konusu sonucun da aydınlatılmış onam metninde yer aldığı, davalılar tarafından düzenlenen 13.05.2017 tarihli ameliyat notunda ve hastanın ameliyattan 4 gün sonra 17.05.2017 tarihinde davalı hastaneye ait ambulansla .... Üniversitesi Tıp Fakültesine gönderilirken düzenlenen epikriz raporunda "komplikasyon olmadığı"nın belirtilmesinin intraoperatif komplikasyonu ifade ettiği, bunun da bilirkişi ek raporunda izah edildiği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; bilirkişi raporlarının yetersiz olup hükme esas alınamayacağını, kök raporda "ameliyatta kateter kullanılmadığı" şeklinde kesin bir tespitte bulunan bilirkişi heyetince, "böyle bir ameliyatın kateter kullanılmadan yapılmasının mümkün olup olmadığının, kateter kullanılmamış ise beynin derinliklerine (corpus collosum) kadar nüfuz eden hasarın kendiliğinden nasıl meydana gelmiş olabileceğinin izahı gerekirdi." şeklindeki itirazları ile ilgili ek raporda herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığını, ameliyat notu ve epikriz raporunda "komplikasyon olmadığı"nın açıkça belirtilmiş olması karşısında hükme esas alınan raporda, "Kanamanın komplikasyon olarak kabul edilmesi gerektiği" görüşünün hatalı olduğunu, beyinde meydana gelen hasarın vehameti, derinliği, böyle bir hasarın kendiliğinden oluşup oluşamayacağı hususlarının açıklığa kavuşturulması gerektiğini, matbu olan onam formunun (sadece son sayfasının) müvekkiline usulen imzalatıldığını, gerekli ve yeterli bilgilendirmenin yapılmadığını, kendisi de doktor olan tanık Dr. ..., olaydan sonra davalı doktorla görüştüğünü, davalının kendisine "kateteri fazla sokmuşum, bu yüzden hasar oluşmuş" dediğini beyan etmesine rağmen bu beyanın dikkate alınmadan karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, operasyon öncesi aydınlatılmış onamın alınmış olmasına, hükme esas alınan raporların taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olmasına, raporda; davalıların edimlerini tıp kurallarına uygun bir şekilde yerine getirdikleri, dava konusu olayda meydana gelen intraserebral hematom ve felçin davalıya uygulanan ameliyatın bir komplikasyonu olduğu, komplikasyon konusunda davalıların hastayı aydınlatma ödevini yerine getirdikleri, komplikasyon yönetiminin eksiksiz yapıldığı tespit edilmiş olmakla bu durumda davalıların özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ispatlanamamış olmasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.