Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2016/11368 E., 2016/11233 K. sayılı kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 26.09.2016 tarihli, 2016/11368 E., 2016/11233 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2016/11368 E., 2016/11233 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; tarafların müşterek Muris ...'ın 14/02/2012 tarihinde vefat ettiğini, ... Başkonsolosluğunun 01/12/2011 tarih ve 6180 belge nolu düzenleme şeklinde vasiyetnamesi ile muayyen taşınmazını davalıya bıraktığını, murisin kanser hastalığı nedeni ile vefat ettiğini, vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında murisin tasarruf ehliyetine haiz olmadığını, ayrıca vasiyetnamede tanıkların vasiyetçiyi tasarrufa ehil gördüklerine ilişkin beyanda bulunmadıklarını, tanıkların miras bırakanın beyanını kendi önlerinde yaptığı ve vasiyetnamenin miras bırakana okunduğunu yazmadıklarını belirterek; vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve şekil sebepleriyle geçersiz olduğunundan vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olduğunu, murisin fiil ehliyetinin bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; ... Kurumu raporunda vasiyetname tarihinde murisin fiili ehliyetine haiz olduğunun tespit edildiği ve tasarrufun öngörülen şekillere uyulmadan yapıldığına ilişkin delil sunulmadığı gibi böyle bir iddianın da ancak vasiyetnameyi düzenleyen kuruma, kişiye yöneltilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir.
TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez.
Somut olayda; davacı taraf vasiyetnamenin iptaline ilişkin istemini, murisin vasiyetname düzenleme ehliyetine haiz olmadığının yanında, vasiyetnamenin kanunda belirtilen şekil şartlarını taşımadığı iddiasına da dayandırmaktadır.
Mahkemece; murisin, 11.12.2011 işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğuna ilişkin ... Kurumu Raporuna itibar edilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, vasiyetname 01.12.2012 tarihinde düzenlenmiş olup, vasiyetname tarihinden önceki bir tarih olan 11.12.2011 tarihinde murisin fiil ehliyetine haiz olduğuna ilişkin ... Kurumu raporuna itibar edilerek, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, dosyanın tümüyle ... Kurumuna gönderilerek, içinde Onkoloji Uzmanı bulunan ... Kurumundan vasiyetnamenin düzenlendiği 01.12.2012 tarihinde murisin tasarruf ehliyetine haiz olup olmadığı konusunda rapor alınarak, sonucuna uygun karar vermek olmalıdır.
Öte yandan, esasa ilişkin iptal sebepleri yanında şekle ilişkin iptal sebepleri de ileri sürülerek, vasiyetnamenin iptali istenebilir. Vasiyetnamenin iptali davasında davalı sıfatı, iptali istenen vasiyetnameden menfaatler elde eden kişiler (yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar, varsa vasiyetnamenin yerine getirme görevlisi) olacaktır. Mahkemece; bu nedenle tasarrufun öngörülen şekillere uyulmadan yapıldığına ilişkin delil sunulmadığı gibi, böyle bir iddianın da ancak vasiyetnameyi düzenleyen kuruma yöneltilmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş, olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece; davacının tüm iddiaları hakkında delilleri, davalının da karşı delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.