ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ’NİN SİLAHLI ÖRGÜT SUÇLARINDA SORUŞTURMA VE DELİL DEĞERLENDİRMEYE İLİŞKİN KARARLARI

YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ’NİN SİLAHLI ÖRGÜT SUÇLARINDA SORUŞTURMA VE DELİL DEĞERLENDİRMEYE İLİŞKİN KARARLARI
1 Okunma

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 30.06.2022 tarihli, 2021/21588 E. ve 2022/4186 K. sayılı kararı, 01.07.2025 tarihli, 2022/29348 E.ve 2025/19341 K. sayılı kararı, 30.06.2022 tarihli, 2021/9226 E. ve 2022/4123 K. sayılı kararı, 30.06.2022 tarihli, 2021/12095 E. ve 2022/4200 K. sayılı kararı, 30.06.2022 tarihli, 2021/13524 E. ve 2022/4196 K. sayılı kararı, 30.06.2022 tarihli, 2021/13128 E. ve 2022/4195 K. sayılı kararı ile 22.06.2022 tarihli, 2021/15275 E. ve 2022/3841 K. sayılı kararları

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2021/21588 E., 2022/4186 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi : Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.11.2018tarih ve 2017/249 - 2018/346 sayılı kararı

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

Hüküm: TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi,

Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK'nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Sanık hakkında mahkumiyete esas alınan delillerin tanık beyanları olması karşısında; sanığın silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel faaliyetinin olup olmadığının tespiti amacıyla ifade veren tanıkların ayrı ayrı dinlenilmesi, beyanlarının açıklattırılıp beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve hangi beyana neden üstünlük tanındığının tartışılması, ayrıca UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığı araştırılarak varsa beyanların aslı veya onaylı suretlerinin dosya kapsamına alınması, gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmelerinden sonra sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması ,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2022/29348 E., 2025/19341 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2019/1226 E., 2021/749 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2019/188 E., 2019/258 K.

SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma

HÜKÜM : 5237 sayılı TCK m. 314/2, 3713 sayılı TMK m. 5/1, 5237 sayılı TCK m. 62/1 53/1-2-3, 58/9, 63 uyarınca verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1- Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 2020/12719 Sor. sayı ve 26.10.2020 tarihli yazısı ekinde sunulan, sanığın kullanımında olduğu iddia olunan ByLock hesabıyla irtibatlı olduğu tespit edilen ve etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiği görülen ... 'nin 24.10.2020 tarihli ifadesinde özetle, sanıkla örgüte müzahir .... Gençlik Derneğine gittiği dönemde tanıştığı ve ByLock'a eklediğini beyan ettiği görülmekle, ilgili evrak ve eklerinin 5271 sayılı CMK m. 217 uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorularak, adı geçenin aşama beyanlarının dosya arasına alınması ve gerektiğinde tanık olarak dinlenilmesi sağlandıktan sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi;

2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih ve 2017/16-956 E., 2017/970 K. sayılı kararıyla onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih ve 2015/3 E., 2017/3 K. sayılı kararıyla Anayasa Mahkemesinin ... başvurusuna ilişkin 04.06.2020 tarih ve 2018/15231 başvuru numaralı kararında belirtildiği üzere; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle, örgüt talimatyla bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını ortaya koyan bir delil olacağında şüphe bulunmamakla birlikte, savunmasında ByLock kullanıcısı olmadığını bildiren sanığın örgütsel konumunun ve örgütsel faaliyetlerinin tespiti bakımından ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarında ekleyen, eklenen ve irtibatlı bulunduğu kişiler olarak gözüken şahıslar hakkında soruşturma yahut kovuşturma bulunup bulunmadığı araştırılarak, varsa sanık ile ilgili aşama beyanlarının dosyaya getirtilmesi, UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanık hakkında başkaca bir beyan yahut delil bulunup bulunmadığı araştırılarak bulunması halinde ifade tutanaklarının 5271 sayılı CMK m. 217 uyarınca duruşmada okunup tartışılması, tespit halinde beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla usulüne uygun şekilde dinlenmelerinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan belirtilen sebepten dolayı hükmün 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.07.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2021/9226 E., 2022/4123 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2019 tarih ve 2018/88 - 2019/497 sayılı kararı

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

Hüküm :5237 sayılı TCK 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Oluş, mahkeme kabulü ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin kamuoyunca bilinen operasyonel eylemlerinden sonra kayda değer bir örgütsel faaliyeti tespit edilemeyen ve 06/02/2014 tarihinde Vakıflar Bankasından çektiği kredinin bir kısmını aynı gün Bankasya'daki kredi kartı borçlarını ödemek için yatırdığını bildiren sanığın, savunmasının aksine başkaca delil edilememiş olması karşısında atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, belirtilen sebepten dolayı hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019

tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2021/12095 E., 2022/4200 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

Hüküm :TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53/1-2-3, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı

Temyiz edenler:Sanık müdafii

İlk derece mahkemesince bozmaya uyularak verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında, "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı''nın kabul edildiği dikkate alınarak, atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olan ve temyiz aşamasında gelen detaylı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmekle, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün belirtilen sebepten dolayı 5271 sayılı CMK'nın 302/2 maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2021/13524 E., 2022/4196 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi :Isparta 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 28.06.2018 tarih ve 2018/25 - 2018/262 sayılı kararı

Suç :Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme

Hüküm : Sanık hakkında Türk Ceza Kanunu 314/3 ve 220/7 delaletiyle 314/2, 220/7, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5/1, TCK'nın 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge adliye mahkemesince sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı görüldü,

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Ayrıntıları Dairemizin 14.10.2019 tarihli ve 2019/3337 esas 2019/6048 karar sayılı kararında açıklandığı üzere;

Silahlı terör örgütü üyeliği/yardım etme suçundan yargılanan, kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK'nın 156. maddesi uyarınca da re'sen müdafii görevlendirilmeyen sanığa, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK'nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafii görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafii hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK'nın 15/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,

2-Kabul ve Uygulamaya göre;

Sanık hakkında 2013 sonlarından önce katıldığı FETÖ/PDY sohbet toplantılarında gördüğünü beyan eden kollukta şüpheli olarak dinlenen ...'in beyanlarından başka sanık hakkında silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel herhangi bir faaliyet ve eyleminin tespit edilmemiş olması dernek ve sendika üyeliğinden ibaret eylem ve faaliyetlerinin ise örgüte yardım suçunu oluşturacak nitelik ve düzeye ulaşmaması hususları gözetilerek müsnet suçtan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar vermek gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

Kanuna aykırı, sanığın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün sair yönleri incelenmeksizin belirtilen nedenlerle CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2021/13128 E., 2022/4195 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi :Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2018 tarih ve 2017/594 - 2018/92 sayılı kararı

Suç :Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme

Hüküm : Sanık hakkında Türk Ceza Kanununun 314/2, 220/7, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5/1 TCK'nın 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

Bölge adliye mahkemesince sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Ayrıntıları Dairemizin 14.10.2019 tarihli ve 2019/3337 esas 2019/6048 karar sayılı kararında açıklandığı üzere;

Silahlı terör örgütü üyeliği/yardım etme suçundan yargılanan, kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK'nın 156. maddesi uyarınca da re'sen müdafii görevlendirilmeyen sanığa, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK'nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafii görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafii hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK'nın 15/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,

2-Kabul ve uygulamaya göre;

a-Bozma kararı sonrası dosya arasına geldiği anlaşılan 22.02.2018 tarihli veri inceleme raporu göz önünde bulundurularak sanığın silahlı terör örgütü üyesi olup olmadığı karar yerinde değerlendirilerek tartışılması ve söz konusu veri inceleme raporu ile UYAP sisteminde bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzu araştırılmak suretiyle sanık hakkında bilgi ve beyana rastlanması halinde varsa belgelerin duruşmaya getirtilip sanığa ve müdafiine okunması, beyanda bulunan kişilerin duruşmada tanık olarak dinlenilmelerinin sağlanmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,

b-Gerekçeli karar başlıklarında suç tarihinin yardım mahiyetindeki son eylem tarihi olan “17.02.2014” yerine "26.07.2016" olarak yazılması,

c-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan temel ceza tayin edilirken TCK'nın 314/3. ve 220/7 maddelerinin atıf maddesi olarak gösterilmemesi,

d-Sanığa örgüte üyelik suçundan verilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi artırılması gerekirken uygulanan kanun maddesinin aynı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi,

Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün sair yönleri incelenmeksizin bu nedenle CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının 5271 sayılı CMK’nın 307/5. maddesi uyarınca saklı tutulmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2021/15275 E., 2022/3841 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi : Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.01.2020 tarih ve 2017/95 - 2020/29 sayılı kararı

Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Silahlı terör örgütüne üye olma

Hüküm : 1-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında

Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan; TCK’nın 309/1, 3713 sayılı kanun 5/1, TCK'nın 53, 58/9, 63. maddesi uyarınca verilen mahkumiyet kararlarının düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine,

2-Sanıklar ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan; TCK’nın 309/1, 3713 sayılı kanun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63. maddesi uyarınca verilen mahkumiyet kararlarının düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine,

3-Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı kanun 5/1, TCK'nın 53, 58/9, 63. maddesi uyarınca verilen mahkumiyet kararlarının düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine,

4-Sanıklar ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı kanun5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63. maddesi uyarınca verilen mahkumiyet kararlarının düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine,

5-Sanıklar ..., ..... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan; CMK'nın 223/2-e. maddesi uyarınca verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvularının esastan reddine,

Temyiz edenler : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile sanıklar ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ...,

..., ..., ..., ..., ..., ... müdafileri, katılan T.C. ... vekili, müşteki ... vekili ve bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı

Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

I-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talepleri yönünden;

Sanıklar hakkında ilk derece mahkemesince verilen hükmün Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi'nce yapılan incelemede istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş ve karar temyiz edilmiş olmakla; sanıklar ve müdafiilerinin duruşmalı inceleme isteminin, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmalarını kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden takdiren; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden ise ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK'nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,

II-) Müşteki ... vekilinin Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçları yönünden temyiz talebinin incelenmesinde;

Bölge adliye mahkemesinin, müşteki Milli Savunma Bakanlığının sanıklara atılı bulunan Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarının niteliği itibariyle suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılmasına imkan bulunmadığından CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine dair vermiş olduğu karar, anılan maddenin son cümlesine göre itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından temyiz incelemesine yer olmadığına, bu bakımından gereğinin merciince yapılmak üzere dosyanın mahalline İADESİNE;

III-) Sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçları yönünden verilen kararlara ilişkin katılan T.C. ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;

T.C. ...'nın silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör

örgütü kurma veya yönetme suçları yönünden niteliği itibariyle doğrudan zarar görmediği ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmadığı, bu kapsamda davaya katılmasına ilişkin karar hukukî değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriği; oluş ve tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede;

IV-) HUKUKİ AÇIKLAMALAR

Ayrıntıları, Dairemizin 22.03.2019 tarih ve 2018/7103 esas 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere;

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.

Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de bu husus suçun unsuru değildir.

Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.

Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.

15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve ... Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.

Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar

tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.

Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.

Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.

TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla, sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.

Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde, yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2. maddesi, 5237

sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).

V-) BÖLGE ADLİYE VE İLK DERECE MAHKEMELERİNCE SÜBUTU KABUL EDİLEN SOMUT OLAY VE BU ÇERÇEVEDE YUKARIDA YER VERİLEN AÇIKLAMALAR IŞIĞINDA SOMUT OLAY DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;

Sanık Albay ...'nin Askeri Yargıtay üyesi iken üyelikten feragat ederek, ... Adli Müşaviri Hakim Tuğgeneral ...'nun 2012 yılında kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen dava kapsamında tutuklanması üzerine yerine askeri teamüllere aykırı olarak henüz yarbay rütbesinde iken ... Adli Müşaviri olarak atandığı, 2016 yılı mart ayında ise ... Hukuk İşleri Şube Müdürü olarak tenzili rütbe ile tayin edildiği, sanığın 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü kapsamında düzenlenen sözde sıkıyönetim direktifi ekindeki EK-B sıkıyönetim mahkemeleri listesinde ... Adli Müşavirliğine Adli Müşavir olarak atandığı ve listenin sonundaki iki numaralı nota göre askeri hakimler, askeri mahkeme ve savcılıklar hakkında mevzuatta Milli Savunma Bakanlığına verilen yetki ve görevlerin ikinci bir emre kadar Genelkurmay Adli Müşavirliği tarafından kullanılacağının belirtildiği, kullandığı operasyonel hat üzerinden FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mahrem yapılanması içerisinde yer alan sivil imamlar ile irtibat kayıtlarının olduğu ve örgüt ile olan bağlantısının ortaya çıkmaması için gizlilik kurallarına riayet ettiğinin tespit edildiği,

Sanık Tuğgeneral ...'nın ... Askeri Savcısı iken 2016 yılı nisan ayında sanık ...'den sonra ... Adli Müşaviri olarak atandığı, sözde sıkıyönetim direktifi ekindeki EK-Ç Diğer Atamalar Listesi’nde Adalet Bakanı Müsteşarı olarak görevlendirildiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ilk derece mahkemesince mahkumiyetine karar verildiği UYAP kayıtlarından anlaşılan ... ile irtibat kaydının bulunduğunun tespit edildiği,

Sanık Albay ...'un ... Adli Müşavirliği Ceza Hukuk İşleri Şube Müdürü olarak görev yaptığı, sözde sıkıyönetim direktifi ekindeki EK-B sıkıyönetim mahkemeleri listesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı ve Ankara 2 Nolu Sıkıyönetim Askeri Savcılığına Askeri Savcı olarak olarak görevlendirildiği, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mahrem yapılanması içerisinde yer alan sivil imam ile sabit/ankesörlü telefondan ardışık arandığının tespit edildiği,

Sanık Albay ... ... Askeri Adalet İşleri Başkanlığında Şube Müdürü iken 2013 yılında sanıktan daha kıdemli olan Askeri

Adalet İşleri Başkanı Hakim Kıdemli Albay ... ile ikinci en kıdemli personel Hakim Kıdemli Albay tanık ...’ın başka görevlere tayin edilmeleri sonucu sanığın ... Askeri Adalet İşleri Başkanlığı görevine getirildiği, sözde sıkıyönetim direktifi ekindeki EK-B sıkıyönetim mahkemeleri listesinde İstanbul 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı ve İstanbul 1 Nolu Sıkıyönetim Askeri Savcılığına Askeri savcı olarak görevlendirildiği, sanığın askeri personel ile sabit/ankesörlü telefondan ardışık arandığının ve tanık beyanları ile darbe girişimi öncesinde sanık ... ile birlikte makam odasında sıkıyönetim mahkemeleri ile ilgili konu çalıştıklarının tespit edildiği,

Sanık Yarbay ...'nin ... Askeri Savcılığında Askeri Savcı olarak görev yaptığı, sözde sıkıyönetim direktifi ekindeki EK-B sıkıyönetim mahkemeleri listesinde Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Savcılığı ve Ankara 5 Nolu Sıkıyönetim Askeri Savcılığına Askeri Savcı olarak görevlendirildiği, sanığın sanık ... ile sabit/ankesörlü telefondan ardışık arandığının tespit edildiği,

Sanık ...'ın Kara Kuvvetleri Adli Müşavirliği Hukuk İşleri Müdürü iken 2014 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri Hakim Kıdemli Albay ...'nun emekli olması üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri olduğu, sözde sıkıyönetim direktifi ekindeki EK-B sıkıyönetim mahkemeleri listesinin sonunda yer alan "Not 1" kapsamında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri olarak bulunduğu göreve devam edeceğinin belirtildiği, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mahrem yapılanması içerisinde yer alan sivil imamlar ve firari sanık ... ile sabit/ankesörlü telefondan ardışık arandığının tespit edildiği,

15 Temmuz 2016 günü saat 14:00'den itibaren Genelkurmay Karargah Binasında 2. Başkan ...'in başkanlığında önceden planlanan rutin terörle mücadele değerlendirme toplantısı yapıldığı, bu toplantıya katılanlar arasında sanık ... ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı tanık ...'ın da bulunduğu, saat 17:00 sularında darbe girişimi olacağına dair Bilginin Mit Müsteşarlığınca Genelkurmay Başkanı ...’a iletilmesi üzerine ... ve ...'ın çağrılmaları nedeniyle toplantıdan ayrıldıkları ve Genelkurmay Başkanı ... tarafından "Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı tanık ...'ın, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Merkez Komutanlığından ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşavirliğinden personeller alıp Kara Havacılık Komutanlığına derhal giderek idari ve adli tedbirlerin ivedi alınması" emrinin verilmesi üzerine tanık ...'ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı askeri savcısı tanık ...'e ulaşmaya çalıştığı, ulaşamayınca toplantıda olan sanık ...'yı çağırarak Genelkurmay Başkanının emirlerinden bahsettiği, daha sonra Genelkurmay Başkanlığından ayrıldığı, kendilerine yönelik herhangi bir emir ve talimat bulunmadığı halde sanıklar ..., ... ve ... mesai bitimi sonrasında görev yerlerini terk etmeyerek beklemeye devam ettikleri,

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı tanık ...'ın Genelkurmay Başkanı ...’dan aldığı emirler sonrasında Kara Kuvvetleri Komutanlığına hareket ettiği, sanık ...'ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan mesai sonrası saat 17:48 sularında ayrılarak konutuna geçtiği, saat 18:00 sularında tanık ...'ın emir astsubayının sanığı arayarak ...'ın görüşmek üzere makamında Kara Kuvvetleri Askeri Savcısı tanık Albay ... ile kendisini beklediğini ilettiği, bunun üzerine sanığın tanık ...'i arayarak durumu ilettiği ve hazırlanarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na intikal ederek tanık ...'ın makam odasına geçtiği, tanıklar ... ve ...'in emirlere uygun olarak Kara Havacılık Komutanlığı'na intikal etmek için ayrılmaları üzerine sanığın kendi makam odasına geçtiği, tanık ...'in Kara Kuvvetleri Komutanının emri doğrultusunda saat 20:00 sularında Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na geri dönerek sanık ...'ın makam odasına gittiği, burada sanık ile birlikte oturdukları, tanığın otoparktaki aracına askeri bir aracın çarpması nedeniyle sanığın yanından ayrılarak birkaç kez otoparka gidip geldiği, sanık ...'ın kullandığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri makamına tahsisli dahili telefondan Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ilk derece mahkemesince mahkumiyetlerine karar verildiği UYAP kayıtlarından anlaşılan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri Albay ... Karaca ile saat 21:48 ve 21:53'de, ... Caha ile 22:09'de görüştüğünün tespit edildiği, saat 22:00 sularında tanık ... sanık ...'ın odasında otururken ... Karaca'nın yanında 5-6 tane silahlı ve teçhizatlı askerler ile odaya girerek, tanık ...'i derdest ettikleri, sanık ...'ın bu sırada hiçbir tepki vermediği ve darbeci askerleri engellemeye çalışmadığı ayrıca darbeci askerilerin sanığa yönelik hiçbir eyleminin olmadığı, tanığı Akıncı üssüne götürmek için odadan ayrıldıkları, gece saatlerinde ...'e ulaşamayan eşinin ve askeri savcı yardımcısı tanık ...'in sanığı arayarak bilgisi olup olmadığını sordukları, sanığın ...'in kendi odasında derdest edilmesine karşın tanık ...'e ilişkin bir bilgisini bulunmadığını beyan ettiği, darbe girişiminin başarısızlığa uğradığının anlaşılması üzerine sanığın 16 Temmuz günü sabah 05:20 sularında Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahından ayrıldığı,

Sanık ...’nin 11-18 Temmuz 2016 tarihleri arası yıllık izinde bulunmasına rağmen olay akşamı saat 18:23'de sivil kıyafetli olarak Genelkurmay kışlasına gelerek Genelkurmay Askeri Savcılığında bulunan makam odasına geçtiği, saat 19:00 sıralarında sanık ...’nin makam odasına sanık ...'nin geldiği, sanık ...’ın olay günü gündüz saatlerinde şifai olarak izinli olduğu ancak mesai sonrası saat 17:53 sularında ...'na geldiği ve saat 19:00 sularında sanık ...’nin odasına giderek diğer sanıklara katıldığı, sanıkların burada birlikte beklemeye devam ettikleri,

16 Temmuz 2016 gecesi saat 00:00 sularında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ilk derece mahkemesince mahkumiyetine karar

verildiği UYAP kayıtlarından anlaşılan General/Amiral Şube Müdürü ... ile sanık ...'nin telefonla görüştüğü, bunun üzerine sanık ... askeri savcılık binasından ayrılarak Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ilk derece mahkemesince mahkumiyetine karar verildiği UYAP kayıtlarından anlaşılan Tümgeneral ... ...’nin Emir Astsubayı ... ile birlikte Genelkurmay karargahına geçerek komuta katına çıktığı, burada sanığa ... tarafından darbe yapıldığı ve sıkıyönetim ilan edildiği, kendisinin de adli müşavirliğe atandığının bildirdiği, sanık ...'nin de kendisine tevdi edilen bu görevi kabul ederek komuta katında gece boyunca kaldığı ve 16 Temmuz sabah saatlerinde sözde sıkıyönetim bildirisinde imzası bulunan ... Partigöç ile birlikte emniyet güçlerine teslim oldukları,

Sanık ...’nin makam odasına sanık ... ile birlikte geceyi geçirdikleri, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ilk derece mahkemesince mahkumiyetine karar verildiği UYAP kayıtlarından anlaşılan...'nun sanık ...’ye Akıncı üssüne gitmeleri yönündeki talimatı üzerine 16 Temmuz günü 13:00 sularında ... binasından ayrıldıkları,

Sanık ...'nın adli müşavirlik makam odasında firari sanık ... ve sanık ... ile birlikte bir müddet oturdukları, daha sonra sanık ...'un kendi makam odasına geçtiği, saat 21:08 sularında sanık ...'nın yanında firari sanık ... ile birlikte ara kapıyı kullanmak suretiyle ...'ndan Genelkurmay Karargah binasına geçerek Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ilk derece mahkemesince mahkumiyetine karar verildiği UYAP kayıtlarından anlaşılan...'nun odasına gittikleri, saat 22:40 sularında sanık ...'un da...'nun odasına geldiği, sanıkların burada 16 Temmuz 2016 gecesi saat 02:00 sularına kadar birlikte kaldıkları, saat 02:38 sularında sanıklar ... ve ...'un ... binasına geri döndükleri, bodrum katına inerek nöbetçi subay odasında geceyi geçirdikleri ve sabah saatlerinde Genelkurmay içerisindeki askeri personelin polislere teslim olduğunu duyunca makam odalarında sivil kıyafetlerini giydikten sonra 16 Temmuz günü saat 10:20 sularında emniyet güçlerinin yardımı ile dışarı çıktıkları anlaşılmıştır.

VI-) Yukarıda belirtilen açıklamalar ve gerçekleşen somut olay muvacehesinde sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesinde;

Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar, sanıklar müdafileri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı ve katılan T.C. ... vekilinin;

Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...

..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar ve müdafilerinin;

Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen beraat kararlarına yönelik katılan T.C. ... vekili, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;

Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın mensubu oldukları örgütün yönetimi tarafından planlanıp, örgütsel faaliyet kapsamında icra edilen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin olarak; olay günü ve sonrasında ortaya koydukları davranışlar itibariyle planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek fikir ve eylem birliği içerisinde belirli bir organizasyon dahilinde yer aldıkları anlaşılmakla;

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; sanıklar, sanıklar müdafileri ile katılan T.C. ... vekili ve bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

VII-) Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafinin, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen beraat kararına hükmüne yönelik sanık, sanık müdafinin ve katılan T.C. ... vekili temyiz taleplerinin incelenmesinde;

Sanığın aşama beyanlarında Veysel Kösele'nin emri doğrultusunda 16

Temmuz günü Gölcük Donanma Komutanlığında askeri suçlar yönünden soruşturma yapmaya başladığını ifade etmesi karşısında Veysel Kösele'nin bu hususta tanık sıfatı ile bilgi ve görgüsüne başvurulup, ayrıca birliğe hangi zaman itibariyle giriş yaptığının da tespitine çalışılıp, yine sanığın hesabının bulunduğu bankalara, abonelikleri bulunan kurum ve kuruluşlara (internet, elektrik, su, doğalgaz, tv …) bildirdiği telefon numaralarının araştırılarak, bu minvalde sanığın adına kayıtlı yahut fiilen kullandığı tespit edilen hatlara ilişkin HTS kayıtları dosyaya getirtilip, iletişim içinde olduğu kişilerin kimler olduğu ve bu kişiler hakkında soruşturma olup olmadığının; keza UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında başkaca bir ifade yahut beyan, bilgi ve belge bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa dosyaya getirtilerek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra hukuki durumun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık, sanık müdafi ve katılan T.C. ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2021/15737 E., 2022/4118 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Yapılan yargılama sonunda sanığın örgütün nihai amacını bilerek örgütle organik bağ kurduğuna, iradelerini örgütün hiyerarşik gücünün emrine teslim ettiğine, örgüt adına süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylemlerde bulunduğuna, örgüt mensubu olduğuna dair her türlü kuşkudan arınmış, somut, kesin, inandırıcı ve kanaat verici mahiyette deliller elde edilemediği gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz talepleri yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle, hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle

değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2022/31409 E., 2025/19221 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2020/79 E., 2021/441 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2019/159 E., 2019/326 K.

SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma

HÜKÜM : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1, TCK’nın 62, 53/1-2-3, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca verilen mahkûmiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, yasal şartları oluşmadığından 5271 sayılı CMK’nın 299/1. maddesi gereğince REDDİNE,

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Sanığın silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağla katılarak süreklilik çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunup bulunmadığına ilişkin maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması ve özellikle örgütün nihai amacının açıkça ortaya konulmaya başlandığı kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel eyleminin bulunup bulanmadığının tespiti açısından, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında herhangi bir beyan yahut bilgi olup olmadığı araştırılıp bulunması halinde temin edilmesi, sanığın mahkumiyete esas alınan fakat soruşturma beyanlarının okunmasıyla yetinilen ... ile ...'nin ve tespit edilmesi halinde diğer tanıkların usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmelerinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan belirtilen sebepten dolayı hükmün 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.07.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-3-ceza-dairesinin-silahli-orgut-suclarinda-sorusturma-ve-delil-degerlendirmeye-iliskin-kararlari