Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2022/23586 E., 2023/3464 K. sayılı kararı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 25.05.2023 tarihli, 2022/23586 E., 2023/3464 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
3. Ceza Dairesi
2022/23586 E., 2023/3464 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erzurum 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.10.2019 tarihli ve... sayılı Kararı ile sanık hakkında suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir.
2. Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik sanık müdafilerinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davanın yeniden görülmesine karar verilerek duruşmalı yapılan yargılama sonucunda;
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 19.01.2022 tarihli ve ...sayılı Kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kaldırılarak, sanık hakkında suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü, 62 nci, 53 üncü, 52 nci, 55 inci ve 63 üncü maddeleri uyarınca mahkûmiyet kararı karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 10.03.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1.Müvekkilinin Türk Ceza Kanunu'nun 282/3 anlamında nitelikli meslek erbabı olmadığına, bu doğrultuda zamanaşımı süresinin dolmuş olduğuna,
2.Müvekkilinin öncül suçtan ceza almadığına,
3.Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
4. Temyiz dilekçelerinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın eyleminin dava zamanaşımına uğradığının kabulü ile sanık hakkında düşme kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince davanın yeniden görülmesine karar verilerek duruşmalı yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kaldırılarak, sanığın eyleminin suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunda korunan hukuki yarar, soruşturma ve kovuşturma makamlarınca öncül suçlardan elde edilen malvarlığı değerlerine ulaşılarak bu suçun ve faillerinin ortaya çıkarılmasıyla adliyeye ilişkin yarar olup suçun mağduru toplumu oluşturan herkestir. Öncül suç ile tamamen ayrı hukuki yararları koruduğu nazara alındığında; karapara aklama suçunun kendisine kaynaklık eden öncül suçtan bağımsız nitelikte olduğu söylenebilecektir. Bu niteliği itibariyle gerek suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan gerekse öncül suçtan yasal gerekliliklere uygun olarak açılan davaların kovuşturmalarının ayrı sürdürülmesinde usul hukuku açısından bir engel bulunmamakla birlikte; suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan açılan kamu davasında, unsur olan öncül suçun işlenip işlenmediğinin bu suç yönünden yargılama faaliyetinde bulunmayan hakim tarafından çözümü, yani nisbi muhakeme ancak öncül suçun yargılama yapılarak kanıtlanmasına olanak bulunmayan zamanaşımı, kamu davasının açılmaması ve benzeri hallerle sınırlı olduğu belirtilmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 04.11.2019 tarih, 2019/4923 Esas, 2019/10213 sayılı Kararı ile zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilen öncül suç niteliğindeki tefecilik suçu yönünden kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmaması dolayısıyla suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna vücut vermeyeceği yönündeki temyiz itirazları isabetli bulunmamıştır.
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, tanık beyanlarına ve dosya kapsamına göre Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak eksiksiz yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemekle, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 19.01.2022 tarihli ve 2019/2242 Esas, 2022/122 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Erzurum 5. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.05.2023 tarihinde karar verildi.