Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 2019/875 E., 2019/3769 K. sayılı kararı
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 19/02/2019 tarihli, 2019/875 E., 2019/3769 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
22. Hukuk Dairesi
2019/875 E., 2019/3769 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 30/10/2014 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne dair verilen 22/12/2016 tarihli karar ise, Dairemizin 24/10/2017 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 24/10/2017 tarihli bozma ilamında, çalışma süresine ve aylık ücret miktarına yönelik de bozma sebepleri bulunmaktadır. Mahkemece bozma sonrası tesis edilen hükümde, çalışma süresi bakımından üsse giriş çıkış kayıtlarına itibar edildiği açıklanmış olmasına karşın, davacının hangi açık tarih aralığında çalıştığının esas alındığı kararda yazılmamış; aylık ücretin ne miktarda kabul edildiği de belirtilmemiş; toplam alacak miktarı bakımından da bir hesaplama yapılmaksızın dava dilekçesindeki talep miktarıyla bağlı kalınarak karar verildiği ifade edilmiştir. Bu şekilde tesis edilen gerekçe, Anayasa’nın 141. maddesine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun değildir.
Diğer taraftan, 24/10/2017 tarihli bozma ilamında, davacının aylık ücret miktarı bakımından, bilgisi olması muhtemel tanıkların bilgi ve görgüsünün sorulması gerektiği de belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamından sonraki yargılamada davacı tanığı ...’a ulaşılmış ve bu tanık yeniden dinlenmiştir. Ancak tanığa, davacının aylık ücret miktarı noktasında bilgisi bulunup bulunmadığı sorulmamıştır. Bu suretle, bozma ilamına uyulmasına rağmen, belirtilen bozma sebebinin dikkate alınmaması da hatalıdır.
Anılan sebeplerle, öncelikle tanıktan, davacının aylık ücret miktarına yönelik bilgisi sorulmalı; ardından çalışma süresi ve aylık ücret miktarı gibi hesap unsurları açıkça gösterilmek suretiyle, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hesaplanarak toplam alacak miktarı belirlendikten sonra, dava dilekçesindeki talep miktarıyla bağlı kalınarak karar verilmelidir.
Yukarıda yazılı sebepten usul ve kanuna aykırı karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.