ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 2019/214 E., 2019/5354 K. sayılı kararı

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 2019/214 E., 2019/5354 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 23/09/2019 tarihli, 2019/214 E., 2019/5354 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

21. Hukuk Dairesi

2019/214 E., 2019/5354 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

A)Davacı İstemi;

Davacı vekili, dava dilekçesi ile müvekkilinin 30/03/2011 tarihinde iş kazasına uğraması nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakkını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

Islah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 61.22,65 TL’ye ıslah etmiştir.

B)Davalının Cevapları;

Davalı vekili, davacının danışma personeli olarak bulunduğu danışma binası girişinde bulunan plastik doğrama kapıya parmağını sıkıştırarak yaralanması suretiyle gerçekleştiğini, kazanın meydana gelmesinde işverene atfedilecek kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C)İlk Derece Mahkemesi Kararı;

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat isteminin kabulü ile 61.222,65 TL maddi tazminat ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı;

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince, davalı istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

E) Temyiz Nedenleri,

Davalı vekili: davacının Adli tıp kurumuna sevk edilerek ampute bölgesinin doğru olarak tespitinin gerektiğini, iş kazasının tamamen davacının ihmali sebebiyle gerçekleştiğini, kazadan Davacının %30, müvekkilimin %70 nispetinde kusurlu olduğu yönündeki takdirin hatalı olduğunu zira müvekkilinin yükümlülüklerini titizlikle yerine getirdiğini, talimatlara uyulup uyulmadığını her vesile ile denetlediğini, ihlallere anında ve yerinde müdahale ettiğini bu yönüyle müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur olmadığını, kaldı ki sıradan bir insan tarafından bilinmesi gereken kapı pervazına el sokulmaması gibi hayatın her aşamasında ve içerisinde doğal olarak bulunan ve maruz kalınan tehlikeler hususunda işverenin tedbir almasının beklenemeyeceğini, kapının aniden kapanmasına davacının pencere ve kapıyı açması üzerine ortaya çıkan hava sirkülasyonu sebep olduğunu, kusur kök raporuna itirazın ek raporla tam olarak karşılanmadığını, davacının işyerinde asgari ücretle çalışmış olmasına rağmen sadece yemek ve servisin eklenmesiyle asgari ücretin 1.461 katı üzerinden hesaplama yapılmasının haksız olduğunu, manevi tazminata fazla hükmedildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;

Dava, 30/03/2011 tarihli iş kazası neticesinde sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı şirkette bekçi kulübesinde danışma görevlisi olarak çalışırken olay günü, kulube önünde şirkette çalışan biriyle konuştuğu sırada elini kapının açılıp kapanan pervazına koyduğu sırada, kulübe içerisinde meydana gelen hava akımı neticesinde kapının aniden kapanmasıyla, elinin kapı ile pervazı arasında sıkışarak sol el baş parmağından yaralanmak suretiyle iş kazası geçirdiği, olayın SGK tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, sürekli iş göremezlik oranının %12,3 olarak tespit edildiği, hükme esas alınan kusur raporunda iş kazasının gerçekleşmesinde davalı işveren %70, davacı işçinin ise %30 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği anlaşılmıştır.

İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte olan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.

Bunun yanında iş kazası iddiasına dayanan tazminat davalarında hüküm altına alınacak tazminat miktarlarına etkisi bakımından tarafların kusurunun aidiyeti ve oranının hiç kuşkuya yer açmayacak biçimde ortaya konulması gerekir.

Öte yandan 6100 sayılı HMK’nun 282.maddesinde Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.

Somut olayda kusur bilirkişi raporunda davalı işveren şirketin kapının kapanmasını önleyici düzeneği tesis etmediği, davacıya iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimi vermediğinden bahisle kusurun ağır kısmı davalıya verilmiş ise de; olayın gerçekleşme şekli dikkate alındığında davacının elini koymaması gereken kapının pervaz kısmına koyması nedeniyle daha ağır kusurlu olduğunun kabulü hayatın olağan akışı gereğidir.

O halde mahkemece yapılacak iş dava dosyasını alanında uzman iş güvenliği uzman heyete tevdi ederek, olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre tarafların alması gereken önlemlerin neler olduğu, hangi önlemlerin alınıp hangi önlemlerin almadığı konusunda somut verilere dayalı rapor düzenlemesinin ve yukarıda açıklandığı üzere davacının olayın gerçekleşmesinde davalıya göre daha ağır kusurlu olduğu gözetilerek kusur oranının tayinin belirlenmesini istemek, çıkacak sonuca göre taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, özellikle maddi tazminat hesabında esas alınan hesap raporundaki işlemiş devre ileri çekilmemek suretiyle, davalının maddi ve manevi tazminattan sorumluluğunu belirlemekten ibarettir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz itirazlarının bu aşamada sair yönleri incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının davalı İlmen İplik Ve Boya San'a iadesine

dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 23/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-21-hukuk-dairesinin-2019214-e-20195354-k-sayili-karari