Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/2485 E., 2023/5880 K. sayılı kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 30.11.2023 tarihli, 2023/2485 E., 2023/5880 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
2023/2485 E., 2023/5880 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/233 E., 2023/81 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/490 E., 2021/766 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ile kadın tarafından açılan birleşen velâyet ve tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeğin kardeşi O. ile ilişkisinin olduğunu ve "ben O.'yu seviyorum, onu istiyorum" dediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin ailesinin baskıcı olduğunu, erkeğin ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, kadını ailesi ile görüştürmediklerini, erkeğin kardeşi O.'nun kadını taciz ettiğini ve bu duruma ailenin ortam hazırlayıp sessiz kaldığını, O.'nun kadını yatak odasına zorla kapatıp saldırdığını, ailenin kadının bağırışlarını duyması üzerine kapıyı açmak zorunda kaldığını, O.'nun bu olaydan bir gün sonra da kadının başkalarıyla ilişkisi olduğunu iddia edip ailenin namusunu temizlediğini söyleyerek kadını öldürmeye teşebbüs ettiğini, ailenin de ona destek olduğunu ve erkeğin eşine sahip çıkmak yerine kardeşinin yanında olduğunu iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ... yararına aylık 600,00 TL, ...... yararına aylık 500,00 TL ve ... yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen eşya ve ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın karşı dava dilekçesi ile ziynet ve eşya alacağı talebinde bulunmuş, bu davası 12.02.2021 tarihli duruşmada tefrik edilmiştir.
3.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; ortak çocukların geçici velâyetinin anneye verilerek ... yararına aylık 500,00 TL, ...... yararına aylık 400,00 TL ve ... yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal eden kadının ağır, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalan ve eşinin ailesi ile görüşmesini istemeyen erkeğin az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, ortak çocukların alınan raporlarda ve duruşmada babaları ile kalmak istediklerini ifade etmeleri, çocuklardan ...'ın vefat ettiği trafik kazasında babanın tali kusurlu olduğunun tespit edilmesi, aynı kazada yaralanan ortak çocuk ...... ile diğer çocuk ...nin psikolojik durumları, çocukların baba yanındaki düzene alışmış olmaları, çocukların sosyal inceleme heyet raporunda ve duruşmada baba ile kalmak istediklerini ifade etmeleri, her ne kadar büyük çocuk yatılı okula gitse bile eğitim hayatı ve düzeni açısından zorunluluk olması, haftasonu ve tatil günlerinde babası ve kardeşi ile beraber yaşamaya devam edecek olması, bu anlamda kardeşlerin birbirinden ayrılmamasının ve çocukların velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı gerekçesi ile; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ......'ın velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkek yararına 15.000,00 TL maddî, 17.000,00 TL manevî tazminata ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası talebinin reddi, velâyet ve birleşen davanın reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ve velâyet yönünden kararın bozulması talebine ek olarak işbu davanın kadının açtığı boşanma davası ile birleştirilmesini talep ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işbu davanın kadının açtığı boşanma davası ile birleştirilip birleştirilemeyeceği, birleştirilmeyecek ise kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin kabulünün, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin ve velâyet kararının usul ve kanuna uygun olup olmadığı, erkek yararına tazminatlara hükmedilebilmesinin yasal koşulları var ise tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiğinin, hükme karşı sadece kadın tarafından erkeğin davasının kabulü ile fer'îler yönünden 27.12.2021 tarihinde istinafa başvurulduğunun, kadının davasındaki boşanma hükmünün erkek tarafından istinafa başvurulmayarak boşanmanın kesinleştiğinin, kadın tarafından Konya 3. Aile Mahkemesi'nde açılan boşanma davasının işbu davadaki boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra, 04.02.2023 tarihinde açıldığının ve tarafların boşanmalarından sonra açılan dava ile işbu davanın birleştirilmesine karar verilemeyeceğinin anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Suna'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.