ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2024/2754 E., 2024/11501 K. sayılı kararı

Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2024/2754 E., 2024/11501 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 11.09.2024 tarihli ve 2024/2754 E., 2024/11501 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

2. Ceza Dairesi

2024/2754 E., 2024/11501 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2020/425 E., 2021/303 K.

BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli 05.02.2024 ve KYB-2024/2140 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

" Adı geçen sanık hakkında yapılan yargılama sonunda, Ceyhan 6. Asliye Ceza Mahkemesince ".. Sanığın gündüz vakti müştekinin avlusuna girerek üzerine atılı suçu işlediği mahkememizce sabit görülmüş ve sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın ve müşteki Hüseyin'in beyanından sabit olduğu üzere sanığın müşteki uyurken hırsızlık suçunu işlediği anlaşılmış, bu nedenle beden bakımından kendini savunamayacak durumda olan uyuyan kişiye karşı eylemini işlediği anlaşıldığından TCK 142/2-h son fıkra uyarınca 1/3 oranında artırım yapılmış..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

Sanık ...'nin 27/01/2021 tarihli savunmasında, " ...Olay günü ...'in hanımı ölmüştü. Sabah saatlerinde baş sağlığı dilemek için onların yanına gittim. ... o esnada evin avlusunda uyuyordu. Cüzdanı ve paraları masanın üstünde duruyordu. O esnada ben de cahillikle masanın üzerinde cüzdanın yanında duran 450,00 TL parayı aldım..." şeklinde beyanda bulunduğu,

Müşteki ...'in 07/10/2020 tarihli kolluk ifadesinde, "...Gece bahçeden gelen sesler üzerine uyandım. Yeğenim ... ile cenaze dolayısıyla aynı evdeydik. ...'e ' ne oldu' diye sordum. ... ise 'bir şahıs geldi ve seni sordu' dedi. Bu durumdan cenazemiz olduğunu düşünerek şüphelenmedim. 1 saat sonra pantolonumu kontrol ettim. 400 TL para eksikti..." şeklinde,

Adı geçen müştekinin 04/06/2021 tarihli celsedeki ifadesinde, "...Benim olay günü cenazem vardı. Pantolonumu çıkarıp evin avlusunun içerisinde bir yere asmıştım. Sanık gelip pantolonun cebinden 400 lira para almış. Kendisine parayı alıp almadığını sordum kendisi almadığını söyledi. Üzerini aradığımızda para üzerinden çıktı.. Sanığın iddia ettiği gibi para masanın üzerinde değildi. Masanın üzerinde sadece sigara ve çakmak vardı..." şeklinde beyanda bulunduğu,

Benzer bir olay sebebiyle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17/01/2017 tarihli ve 2014/13-517 esas, 2017/3 karar sayılı ilamında yer alan, "Katılan ...'un,.. 22.05.2009 tarihinde saat 01.45 sıralarında genel cerrahi servisinin önündeki sandalyelerin üzerinde uyuduğu sırada, sanığın katılanın cebinde bulunan cüzdanını alıp içerisinden 45 Lirayı çaldığı olayda; sanığın eylemini hastane koridorundaki sandalye üzerinde uyumakta olan katılana karşı gerçekleştirmesi, katılanın cüzdanının kolayca ulaşılamayacak şekilde cebinde bulunması ve uyumakta olan kişiyi uyandırmadan üzerinde bulunan eşyayı çekip almanın da belli bir düzeye erişmiş maharet gerektirmesi göz önüne alındığında, sanığın katılanı uyandırmadan cebindeki cüzdanını alması şeklindeki eylemini TCK'nun 142. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi kapsamında "özel beceri" kullanarak gerçekleştirdiği kabul edilmelidir. Öte yandan, eylemin gerçekleştirildiği sırada uyuyan katılanın, TCK'nun 142. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olduğu ileri sürülebilir ise de; doğal uyku hâlinin, hırsızlık eyleminin gerçekleştirilmesini önleyecek tedbirlerin alınmasına engel teşkil etmeyeceği, nitekim kanun koyucunun bu nitelikli hâlin uygulanmasında beden veya ruh bakımından kendisini savunmama hâlinin değil savunamama hâlini esas aldığı cihetle, sanık hakkında bu nitelikli hâlin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,

Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunu müştekiye ait evin avlusunda gerçekleştirdiği sabit olmakla birlikte, müştekinin uyuduğu sırada üzerindeki pantolonun cebinden hırsızlık yapmasının söz konusu olmadığı, nitekim müştekiye ait pantolonun eylem sırasında duvarda asılı olduğunun ve eylemin bu esnada gerçekleştirildiğinin müştekinin mahkeme huzurunda alınmış ayrıntılı beyanı ile sabit olduğu, kaldı ki uyku halinde bulunan müştekinin üzerinden hırsızlık yapılması halinde dahi doğal uyku halinin, beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı suçun işlenmesi halinde cezanın artırılmasını öngören nitelikli hal kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmeksizin 5237 sayılı Kanun'un 142/2-son maddesi gereğince sanığın cezasında artırım yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309/4. maddesinin (d) bendinin;

“Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.

2.Hükümlü hakkında yapılan yargılama sonunda, Ceyhan 6. Asliye Ceza Mahkemesince ".. Sanığın gündüz vakti müştekinin avlusuna girerek üzerine atılı suçu işlediği mahkememizce sabit görülmüş ve sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın ve şikâyetçi Hüseyin'in beyanından sabit olduğu üzere sanığın şikâyetçi uyurken hırsızlık suçunu işlediği anlaşılmış, bu nedenle beden bakımından kendini savunamayacak durumda olan uyuyan kişiye karşı eylemini işlediği anlaşıldığından TCK 142/2-h son fıkra uyarınca 1/3 oranında artırım yapılmış..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile hükümlünün üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

Hükümlünün 27.01.2021 tarihli savunmasında, " ...Olay günü ...'in hanımı ölmüştü. Sabah saatlerinde baş sağlığı dilemek için onların yanına gittim. ... o esnada evin avlusunda uyuyordu. Cüzdanı ve paraları masanın üstünde duruyordu. O esnada ben de cahillikle masanın üzerinde cüzdanın yanında duran 450,00 TL parayı aldım..." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şikâyetçi ...'in 07.10.2020 tarihli kolluk ifadesinde, "...Gece bahçeden gelen sesler üzerine uyandım. Yeğenim ... ile cenaze dolayısıyla aynı evdeydik. ...'e ' ne oldu' diye sordum. ... ise 'bir şahıs geldi ve seni sordu' dedi. Bu durumdan cenazemiz olduğunu düşünerek şüphelenmedim. 1 saat sonra pantolonumu kontrol ettim. 400 TL para eksikti..." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şikâyetçinin 04.06.2021 tarihli celsedeki ifadesinde, "...Benim olay günü cenazem vardı. Pantolonumu çıkarıp evin avlusunun içerisinde bir yere asmıştım. Sanık gelip pantolonun cebinden 400 lira para almış. Kendisine parayı alıp almadığını sordum kendisi almadığını söyledi. Üzerini aradığımızda para üzerinden çıktı. Sanığın iddia ettiği gibi para masanın üzerinde değildi. Masanın üzerinde sadece sigara ve çakmak vardı..." şeklinde beyanda bulunduğu,

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 17.01.2017 tarihli ve 2014/13-517 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında yer alan, "Katılan ...'un,.. 22.05.2009 tarihinde saat 01.45 sıralarında genel cerrahi servisinin önündeki sandalyelerin üzerinde uyuduğu sırada, sanığın katılanın cebinde bulunan cüzdanını alıp içerisinden 45 Lirayı çaldığı olayda; sanığın eylemini hastane koridorundaki sandalye üzerinde uyumakta olan katılana karşı gerçekleştirmesi, katılanın cüzdanının kolayca ulaşılamayacak şekilde cebinde bulunması ve uyumakta olan kişiyi uyandırmadan üzerinde bulunan eşyayı çekip almanın da belli bir düzeye erişmiş maharet gerektirmesi göz önüne alındığında, sanığın katılanı uyandırmadan cebindeki cüzdanını alması şeklindeki eylemini 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi kapsamında "özel beceri" kullanarak gerçekleştirdiği kabul edilmelidir. Öte yandan, eylemin gerçekleştirildiği sırada uyuyan katılanın, 5237 sayılı Kanun'un 142. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olduğu ileri sürülebilir ise de; doğal uyku hâlinin, hırsızlık eyleminin gerçekleştirilmesini önleyecek tedbirlerin alınmasına engel teşkil etmeyeceği, nitekim kanun koyucunun bu nitelikli hâlin uygulanmasında beden veya ruh bakımından kendisini savunmama hâlinin değil savunamama hâlini esas aldığı cihetle, sanık hakkında bu nitelikli hâlin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,

Dosya kapsamına göre, hükümlünün üzerine atılı hırsızlık suçunu şikâyetçiye ait evin avlusunda gerçekleştirdiği sabit olmakla birlikte, şikâyetçinin uyuduğu sırada üzerindeki pantolonun cebinden hırsızlık yapmasının söz konusu olmadığı, nitekim şikâyetçiye ait pantolonun eylem sırasında duvarda asılı olduğunun ve eylemin bu esnada gerçekleştirildiğinin şikâyetçinin mahkeme huzurunda alınmış ayrıntılı beyanı ile sabit olduğu, kaldı ki uyku hâlinde bulunan şikâyetçinin üzerinden hırsızlık yapılması hâlinde dahi doğal uyku hâlinin, beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı suçun işlenmesi hâlinde cezanın artırılmasını öngören nitelikli hal kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmeksizin 5237 sayılı Kanun'un 142/2-son maddesi gereğince hükümlünün cezasında artırım yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, Ceyhan 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.10.2021 tarihli ve 2020/425 Esas, 2021/303 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, KANUN YARARINA BOZULMASINA, 5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesinin (d) bendi uyarınca bozma nedeninin daha hafif bir cezayı gerektirdiği belirlendiğinden; Hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun'un 142/2-son maddesi çıkartılarak “ Hükümlünün hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h maddesi uyarınca belirlenen 5 yıl hapis cezasından aynı Kanun'un 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hukuka aykırılığın bu şekilde giderilmesine, infazın belirlenen şekilde yapılmasına, kararın diğer kısımların aynen bırakılmasına,” dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-2-ceza-dairesinin-20242754-e-202411501-k-sayili-karari