ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2012/582 E. ile 2012/13114 E. sayılı kararları

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2012/582 E. ile 2012/13114 E. sayılı kararları
1 Okunma

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18.04.2012 tarihli, 2012/582 E., 2012/6579 K. sayılı kararı ile 23.05.2013 tarihli, 2012/13114 E., 2013/9538 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi

2012/582 E., 2012/6579 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, tarafların imzaladıkları 19.2.2008 tarihli sözleşme gereğince davalının iş yerinde çıkan hurda demirin, kilosunun 0,35 TL, demir talaşının, kilosunun 0,25 TL üzerinden müvekkiline satışı konusunda anlaştıkları halde davalının müvekkiline piyasada hurda demirin kilosunun fahiş bir şekilde arttığı gerekçesiyle hurda demirini, kilosu 0,50 TL, demir talaşını ise kilosu 0,35 TL üzerinden faturalandırdığını, davalının ileri sürdüğü gibi taraflar arasında yazılı sözleşmenin, akabinde sözlü bir sözleşmenin düzenlenmediğini, müvekkilinin söz konusu hurda alımına ilişkin aldığı faturaya 8 gün içinde itiraz etmemesinin fiyat değişikliği açısından kesin delil oluşturmayacağını, bu durumun yazılı sözleşmedeki hükmün değiştirilmesi olarak kabul edilemeyeceğini, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin 71.022,00 TL zarar gördüğünü ve 50.000,00 TL kar mahrumiyetine uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 5.000,00 TL maddi zararının ve 5.000,00 TL kâr mahrumiyetinin .... Noterliği'nin 02.02.2009 tarihli ve 3138 sayılı ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 02.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında 19.02.2008 tarihli sözleşmenin imzalanmasından sonra piyasalardaki hurda demir kg. fiyatının fahiş bir biçimde yükselerek 0.800 TL, demir talaşının ise 0.700 TL olduğunu, bunun üzerine sözleşmenin güncel piyasa şartlarına uyarlanmasının istenilmesine ilişkin taleplerinin davacı tarafça kabul edildiğini, yeni fiyatlandırma doğrultusunda düzenlenen faturaların davacıya tebliğ edildiğini, itiraz edilmeyen faturaların davacı defterlerine işlendiğini, sonrasında davacı tarafça, müvekkiline ....Noterliği'nin 02.02.2009 tarihli ve 3138 sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, global piyasalardaki hurda demir fiyatlarındaki söz konusu artışın, müvekkili tarafından öngörülemeyecek bir durum olduğunu, davacının iddia edildiği şekilde zararının ve kar mahrumiyetinin bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan hurda demir ve demir talaşı birim fiyatlarının davalı vekilinin ileri sürdüğü üzere piyasa koşulları nedeniyle güncelleştirildiği hususunun ispatlanamadığı, ayrıca, sözleşmelerde dengeyi bozan haller olarak; savaş, ekonomik kriz, para değerinin düşmesi, aşırı enflasyon vs. sayıldığı halde davalı vekilinin ileri sürdüğü demir fiyatlarının arttığı yönündeki iddianın sözleşmenin değiştirilmesini ya da güncellenmesini gerektirir bir hal olarak kabul edilemeyeceği, hurda demir ve hurda demir talaşı faturalarının her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalı tarafından düzenlenen faturalardaki fiyat farkı tutarının toplam 68.734,00 TL olduğu, davacı vekilinin 5.5.2011 tarihli dilekçesinde ve 14.09.2011 tarihli duruşmada da kar mahrumiyetine ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiğini bildirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 68.734,00.TL zarar alacağının davalıdan tahsiline, bu miktarın 5.000 TL’sine 09/02/2009 tarihinden itibaren, 63.734 TL’ sine ıslah tarihi olan 10/06/2011 tarihinden itibaren reeskont faizi yürütülmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, taraflar arasında hurda demir ve demir talaşının satımına ilişkin imzalanan 19.02.2008 tarihli sözleşme kapsamında belirlenen birim fiyatlardan farklı fiyat üzerinden davalı tarafından söz konusu malların davacıya satılması nedeniyle davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın ve kar mahrumiyetinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında karşılıklı olarak imzalanan 19.02.2008 tarihli sözleşmede hurda demirin birim fiyatının 0,35 TL., demir talaşının kg. başına birim fiyatının 0,25 TL. olarak belirlenmiştir. Davacı taraf, karşılıklı olarak kabul edilen söz konusu sözleşmedeki birim fiyatların üzerinden fatura düzenlendiğini ve TTK’nın 23/2. maddesi uyarınca yasal 8 günlük süre içinde fatura içeriğine itiraz edilmemesinin fiyat değişikliğinin benimsendiği şeklinde yorumlanamayacağını ileri sürmüştür. Davalı taraf ise söz konusu faturalara yasal 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmediğini ve davacının ticari defterlerine kaydedilmiş olması nedeniyle davacı tarafça bu faturalardaki fiyatların kabul edildiğini iddia etmiştir. Dosya kapsamında bulunan ve hükme esas alınan 04.02.2011 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda uyuşmazlık konusu davalı tarafça düzenlenen 24.04.2008-14.07.2008 tarihleri arasındaki 33 adet faturanın davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu faturaların davacıya tebliğ edildiği ve davacı tarafından yasal 8 günlük süre içinde itiraz edilmediği, tespit edilmiştir. TTK’nın 23/2. maddesine göre; “bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkındaki bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır” denmektedir. O halde, davacı taraf uyuşmazlık konusu 33 adet faturayı yaklaşık 3 ay süre ile tebliğ alıp, yasal 8 günlük süre içerisinde itiraz etmediğine ve ticari defterlerine kaydettiğine göre artık fatura içeriğindeki birim fiyatları kabul etmiş sayılacaktır. Hal böyle olunca, Mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.04.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY YAZISI-

Davacı, davalının taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatlerı üzerinden faturalandırma yapmayıp farklı birim fiyatları üzerinden faturalandırma yaptığını ileri sürerek, kâr mahrumiyeti ve uğradığı zararın tazminini talep etmiş, davalı ise global hurda piyasalarında öngörülemeyecek derecede fahiş artış olması üzerine durumun şifaen davacıya bildirildiğini ve davacı tarafça farklı birim fiyatı üzerinden faturalandırmanın kabul edildiğini, davacının 3 ay süre ile farklı birim fiyatları üzerinden düzenlenen ve tebliğ edilen faturalara itiraz etmediğini ve bu faturaları defterine kaydetmek suretiyle sözleşmedeki birim fiyatların değiştirilmiş olmasına zımmen mavafakat etmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Taraflar arasında karşılıklı olarak imzalanan 19.02.2008 tarihli sözleşmede hurda demirin birim fiyatı 0,35 TL, demir talaşının kg. başına birim fiyatı 0,25 olarak belirlenmiştir.

Davacı taraf 02.02.2009 tarihli ihtarname keşide ederek sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatlarının üzerinde hurda demirin 0,50, demir talaşının ise 0.35 TL üzerinden yapılan faturalandırma nedeniyle davacının uğradığı zararın ve kar mahrumiyetinin tazmin edilmesini ihbar etmiş, davalı taraf ise keşide ettiği 09.02.2009 tarihli ihtarname ile kayıtların tetkikinden 19.02.2008 tarihli sözleşme metnine rastlanmadığını, sözleşme metninin tebliği halinde iddialarına yanıt verileceğini, bilahare 10.03.2009 tarihli ihtarname ile de global piyasalarda hurda demir fiyatlarının fahiş bir şekilde yükselerek hurda demir kg. fiyatının 0,80 TL ye, demir talaşının ise 0.70 TL'ye çıktığını, bu durumun davacı şirket yetkilisine şifaen bildirilerek, fiyatların güncellenmesinin istendiğini, mutad olmayan bu hususlara itiraz edilmemesinin, itiraz etmeyenin bu kayıtları kabul ettiği anlamına gelmediğini bildirmiştir.

Fatura, taraflar arasında yapılmış sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili bir belgedir. Taraflar arasında 24.04.2008 - 14.07.2008 tarihleri arasında düzenlenen faturalar taraflar arasındaki 19.02.2008 tarihli sözleşmeye aykırı olarak düzenlenmiş olup fatura içeriklerine itiraz edilmemiş olması faturalarda yer alan ancak sözleşmede yer almayan birim fiyatlarından farklı bir tutarın kabul edildiği anlamına gelmez.

Usul ve yasaya uygun mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin kararına katılamıyoruz.

----

T.C.

Yargıtay

19. Hukuk Dairesi

2012/13114 E., 2013/9538 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalılar vek.Av. ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, Edirne 1.İcra Müdürlüğü’nün 2011/5519 sayılı dosyası ile müvekkili hakkında fatura bedellerinin geç ödenmesinden doğan vade farkı alacağı için ilamsız takip başlatıldığını, takibe dayanak teşkil eden vade farkı alacağının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, zira fatura bedellerinin fatura kesilmeden önce banka hesabına yatırılarak ödendiğini, davalı tarafın alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiğini, ayrıca icra takibinde düzenlendiği iddia olunan temliknamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, müvekkillerinden ... Tarım Ltd.Şti.ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, davacının ödemeleri gecikmeli yaptığını, müvekkilince düzenlenen faturaların altında “Gününde ödenmeyen faturalar için % 12 vade farkı uygulanacaktır”ibaresi bulunduğunu, faturalar ve ödeme tarihleri karşılaştırılıp, % 12 vade farkı uygulandığında ödenmeyen 126.704.76 TL.bakiye ile birlikte 959.031.23 TL.lik alacakları olduğunu, müvekilleri arasında temlik sözleşmesi bulunduğunu, temlik sözleşmesi gereğince takibin müvekkili ... Pet Ltd.Şti.tarafından yapıldığını, bu nedenle müvekkili ... Ltd.Şti.ne husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafça fatura ve içeriklerine itiraz edilmediği, fatura bedellerinin kısmen ödenmediği ve kısmen geç ödendiği, davacının faturalardan bakiye 121.704.76 TL.borcu bulunduğu, faturaların büyük bir kısmının üzerinde “Gününde ödenmeyen faturalar için % 12 vade farkı uygulanacaktır”ibaresinin mevcut olduğu, bu % 12 vade farkının piyasa uygulamaları, örf ve adet uygulamaları dikkate alınarak aylık gecikme faizi olarak uygulandığı, bakiye 121.704.76 TL.asıl alacak miktarına aylık % 12 vade farkı üzerinden yıllık % 144 faiz işletilmesi ile toplam borç miktarının 981.300.68 TL.olduğu, davalı ... Ltd.Şti.nin davacıdan olan alacak haklarının tamamını diğer davalı ... Pet Ltd.Şti.ne usulüne uygun ve geçerli bir şekilde temlik ettiği, davacının iddialarını yasal delillerle kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık vade farkı istemine ilişkindir. Vade farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında bu yöne ilişkin sözleşme veya yerleşmiş bir teamülün bulunması gerekir.

Somut olayda, faturaların bir çoğunda; “Gününde ödenmeyen faturalar için % 12 vade farkı uygulanacaktır”ibaresi bulunmakta ise de, fatura sözleşmenin ifa safhası ile ilgili olduğu için TTK.nun 23/2.maddesine göre süresinde itiraz edilmemesi bu kaydın da kabul edildiği anlamına gelmez. Faturaya itiraz edilmemesi, faturada yer alması olağan sayılan satılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü, bedeli gibi hususlar yönünden içeriğinin kesinleşmesi sonucunu doğurur.
Hal böyle olunca, mahkemece faturadaki vade farkı uygulanacağına ilişkin kayda itibar edilemeyeceği gözetilip taraflar arasında bu yönde bir teamül oluşup oluşmadığı üzerinde durulup, karar yerinde tartışılarak bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 990.00.TL duruşma vekalet ücretinin davalı ... Pet Ltd.Şti.nden alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-19-hukuk-dairesinin-2012582-e-ile-201213114-e-sayili-kararlari