ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 2010/5824 E., 2010/11556 K. sayılı kararı

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 2010/5824 E., 2010/11556 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 20.09.2010 tarihli, 2010/5824 E., 2010/11556 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi

2010/5824 E., 2010/11556 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, üst katta oturan kiracı davalıların tahliyesi veya oturdukları bağımsız bölümün mülkiyet hakkının devrine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Dava dilekçesinde, üst katta oturan kiracı davalılar ... ve ...'nın balkondan sofra bezi silkeleyerek, pis sular dökerek ve aşırı gürültü çıkararak alt katta oturan davacıya rahatsızlık verdiği ileri sürülerek davalıların kiracı oldukları bağımsız bölümden tahliyesine veya ilgili bağımsız bölümün mülkiyet hakkının devrine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalılardan ... ile kat maliki ve kiralayan ... arasındaki kira akdinin feshine ve davalı kiracıların oturdukları 5 nolu bağımsız bölümün tahliyesine karar verilmiştir.

Kat Mülkiyeti Yasasının 18. maddesi hükmüne göre kat malikleri gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirlerini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlüdürler. Bu Yasada kat maliklerinin borç ve yükümlerine ilişkin olan hükümler bağımsız bölümlerdeki kiracılara ve oturma hakkı sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir biçimde sürekli olarak yararlananlara da uygulanır. Anılan Yasanın 33. maddesi hükmüne göre de kat maliklerinden birinin ya da başka bir nedene dayanarak devamlı bir biçimde yararlanan kimsenin borç ve yükümlerini yerine getirmemesi yüzünden zarar gören kat maliki veya kat malikleri ana taşınmazın bulunduğu yerin sulh mahkemesine başvurarak hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim ilgilileri dinledikten sonra bu Yasaya ve yönetim planına ve bunlarda bir hüküm yoksa genel hükümlere ve hakkaniyet kurallarına göre derhal kararını verir ve bunun tespit edeceği kısa bir süre içinde yerine getirilmesi gereğini ilgiliye tefhim ve tebliğ eder. Belirlenen süre içinde hakimin kararının yerine getirilmemesi durumunda ve bu yolda bir başvuru söz konusu olduğunda ise, maddenin son fıkrasında yazılı olan cezai yaptırım uygulanacaktır.

Özetle 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 18. ve 33. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; bağımsız bir bölümde oturanın diğer bağımsız bölümde oturanlara rahatsızlık vermesi durumunda o kişinin ya da kişilerin bağımsız bölümden tahliyesinin anılan madde hükümlerinde öngörülmediği bu hususun ancak 24. maddedeki yasal düzenlemeler için geçerli olduğu anlaşılacaktır. Rahatsız edici kullanımın önlenmesi için mahkemece saptanacak olan önlemlerin alınması ve bu önlemlerin belirlenen süre içerisinde yerine getirilmemiş olması durumunda ise bu yolda bir başvuru halinde 33. maddenin son fıkrasındaki yaptırımın uygulanması gerekecektir.

Somut olayda, davalı kiracılar kat mülkiyetli ana taşınmazın F-Blok 5 nolu bağımsız bölümünden yararlanan kişiler konumunda olup, davada bu kişilerin alt katta oturan davacıya rahatsızlık verdiği ve huzursuzluk yarattığı ileri sürülmekte olup, bu olgu toplanan kanıtlarla, özellikle dinlenen tanık anlatımlarıyla saptandığına göre mahkemece davalının sözü edilen rahatsızlık verici ve huzursuzluk yaratıcı eylemlerinin önlenmesi konusunda gerekli uyarının yapılmasına hükmetmesi ve ilgiliye tefhim ve tebliğ ile yetinilmesi gerekirken üçüncü kişiler arasındaki sözleşmeye müdahale edecek şekilde kira sözleşmesinin feshi ve 5 nolu bağımsız bölümün tahliyesi yolunda hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-18-hukuk-dairesinin-20105824-e-201011556-k-sayili-karari