Yargıtay 17. Ceza Dairesi'nin 2020/15181 E., 2020/7563 K. sayılı kararı
Yargıtay 17. Ceza Dairesi'nin 15/09/2020 tarihli, 2020/15181 E., 2020/7563 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
(Kapatılan)17. Ceza Dairesi
2020/15181 E., 2020/7563 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Mala zarar verme, hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hakaret ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya kapsamına göre, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1412 sayılı CMUK'un 251. maddesine benzer hükümler içeren 5271 sayılı CMK'nin “Delillerin tartışılması” başlıklı 216. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca katılmış olduğu takdirde son söz mutlaka sanığa verilerek duruşma bitirilecektir. Ceza muhakemesinde sanığın en önemli haklarından biri de savunma hakkı olup hazır bulunduğu oturumda son söz sanığa verilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2017 gün ve 59-39; 01.03.2016 gün ve 216-109; 03.03.2015 gün ve 170-20; 03.06.2014 gün ve 1207-309; 29.01.2013 gün ve 1406-30; 28.04.2009 gün ve 77-111; 29.01.2008 gün ve 193-7; 04.12.2007 gün ve 246-261; 25.04.2006 gün ve 3-124; 06.07.2004 gün ve 138-159 sayılı kararlarında açıkça belirtildiği üzere, savunma hakkı ile yakından ilgili olan son sözün sanığa ait bulunduğuna ilişkin usul kuralı emredici nitelikte olup bu kurala uyulmaması hukuka kesin aykırılık oluşturmaktadır.
Kovuşturmanın sona erdirilip hükmün kurulması ve tefhimine geçilmesinden önce son söz alan tarafın sanık olması gerektiği şeklinde anlaşılması gereken “Son sözün sanığa verilmesi” kuralına uyulmaması hali, gerek “Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı” ilkesine gerek CMK'nin 216. maddesinin üçüncü fıkrasına açık aykırılık teşkil edecek ve bu durum temyiz incelemesi aşamasında hükmün esasına geçilmeden önce bozma nedeni kabul edilecektir.
Açıklanan gerekçelerle yargılamanın sanığın da hazır bulunduğu 07/05/2015 tarihli son oturumunda, önce sanıktan ardından katılan ve müştekiden diyecekleri tespit edilip savunma hakkı ile yakından ilgili bulunan CMK'nin 216/3. madde ve fıkrasına aykırı olarak son söz alan tarafın sanık olması gerektiği gözetilmeksizin katılanlara son söz verilerek yargılama bitirilmek suretiyle hükümlerin kurulması ve tefhim edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 15/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.