Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 2011/8656 E., 2012/992 K. sayılı kararı

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 09.02.2012 tarihli, 2011/8656 E., 2012/992 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi
2011/8656 E., 2012/992 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 8. İCRA MAHKEMESİ
İİK'nun 333/a maddesine muhalefet etmek suçundan dolayı yapılan yargılamada, müştekinin İİK'nun 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Mahkemece 19.02.2009 tarih ve 2007/3494 esas, 2009/34 sayılı kararla sanığın beraatine ilişkin karar Dairemizin 23.11.2009 tarih 2009/5507-8075 sayılı kararı ile "...takibin kesinleştiği tarih itibariyle borçlu şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığı bilirkişi marifetiyle saptanarak ödeme emrinde verilen süredeki son günü takip eden günün suç tarihi olarak kabulü ile buna göre şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesi...." gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiş olup, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda 10.06.2010 tarihli duruşmada Dairemiz bozma kararına uyulmasına karar verilmesine rağmen ödeme emrinde verilen süredeki son günü takip eden günün suç tarihi kabul edilerek 21.11.2007 tarihli şikayet nedeniyle İİK'nun 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda 01.03.2007 tarihinde borçluya tebliğ edilen ödeme emrinde, yedi gün içerisinde borcu ödemesi gerektiğinin bildirilmesi nedeniyle, mahkemece 09.03.2007 olarak kabul edilen suç tarihine göre 21.11.2007 tarihinde yapılan şikayetin İİK'nun 347. maddesinde öngörülen üç aylık süreden sonra yapıldığı gerekçesiyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Şöyle ki müşteki vekilinin 11.04.2007 tarihinde icra dosyasında işlem yapmak suretiyle sadece ödeme emrinin borçluya tebliğini öğrenmiş olup, tebligat parçasına göre borçlu şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığını öğrendiğinin kabulü doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre üçüncü şahsın şirketin mali durumunu haricen bilmesi mümkün olmadığına göre, İİK'nun 347. maddesindeki üç aylık şikayet süresini, alacaklının borçlu şirketin borcu ödeme gücünün bulunduğunu öğrendiği tarihten itibaren üç aylık, takibin kesinleştiği tarihten itibaren de her halde bir yıllık şikayet süresinin yürütülmesi gerektiği kabul edilmelidir. Dosya kapsamına göre alacaklı vekilinin borçlu şirketin borcu ödeme gücünün olduğunu öğrendiğine dair bir bilginin bulunmaması karşısında, 21.11.2007 tarihinde yapılan şikayetin, bir yıllık süre içerisinde yapılması nedeniyle süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, bozma ilamında da belirtildiği üzere, şirketin defter ve kayıtları ile banka hesapları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak, şirketin suç tarihi itibariyle borcu ödeme gücünün bulunup bulunmadığı belirlenmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.