Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2012/4060 E., 2012/5172 K. sayılı kararı
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 20.03.2012 tarihli, 2012/4060 E., 2012/5172 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
(Kapatılan)15. Hukuk Dairesi
2012/4060 E., 2012/5172 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ek kararın temyizen tetkiki ihtiyati tedbir isteyen vekilince talep edilmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla temyiz dilekçesi ile dosyadaki tüm belgeler okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Hazine vekilinin ihtiyati tedbir istemi mahkemece 20.03.2012 tarihli oturum ara kararı ile reddedilmiş, red kararı hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır.
Tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır (HMK. m.390/3) ispat ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu sebepledir ki ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.
Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi halinde; istemin reddine karar verdiğinde de kararda hukuksal gerekçe göstermek durumundadır. Çünkü, 1982 Anayasa’sının 141. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre bütün mahkemelerin bütün kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Mahkemece, gerekçe gösterilmeksizin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi açıklanan hukuksal sebeplerle doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin 20.03.2012 tarihli oturumdaki ara kararının BOZULMASINA, 06.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.