ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin 2016/11387 E., 2017/6507 K. sayılı kararı

Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin 2016/11387 E., 2017/6507 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin 18.12.2017 tarihli, 2016/11387 E., 2017/6507 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

14. Ceza Dairesi

2016/11387 E., 2017/6507 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Mağdurenin aşamalardaki anlatımları, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında oluşa uygun kabule göre, 2011 yılı Ağustos ayı içerisinde kayden ondört yıl dokuz aylık olan mağdure ile suça sürüklenen çocuğun cebir veya tehdit olmaksızın cinsel ilişkiye girmelerinin ardından olayın duyulması nedeniyle birlikte kaçarak yaklaşık üç ay kadar suça sürüklenen çocuğun evinde yaşadıktan sonra yaşanan tartışma sonucu suça sürüklenen çocuğun mağdureye vurup istemediğini belirtmesi nedeniyle mağdurenin ailesinin yanına dönüp şikayet etmesi üzerine adli makamlara intikal eden olayda, Dairemizin 28.09.2015 gün ve 2013/10064 Esas, 2015/8581 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere suçun oluşumu ile vasfına etkisi bakımından mağdurenin yaşına ilişkin tam teşekküllü bir hastaneden içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu sağlık kurulu raporu alındıktan sonra suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği belirtilmesine rağmen, mahkemece bozma sonrası mağdurenin yaşının tespitine ilişkin olarak hükme esas alınan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 24.02.2016 günlü, 42190979-11.02/494-600 sayılı raporunun sadece iki adli tıp uzmanı tarafından tanzim edilip rapor içeriğinde görüşü yer alan Radyoloji Anabilim Dalı Başkanının 07.12.2015 tarihli grafiye göre, mağdurenin ondokuz-yirmi, 08.01.2016 çekim tarihli grafiye göreyse yirmi-yirmibir yaş aralığına uyduğu yönünde yaşı etkileyecek şekilde iki farklı kanaat belirttiği göz önüne alındığında, anılan raporun içerik ve şekil olarak mağdurenin 2011 Ağustos ayındaki yaşını kesin olarak belirlemeye elverişli olmadığı anlaşıldığından, Dairemiz kararına uygun şekilde Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılıp 5271 sayılı CMK'nın 218/2. maddesi hükmü de gözetilerek gerçek yaşının saptanmasından sonra suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği ve yine mağdurenin alınacak raporunda suç tarihinde onbeş yaşından küçük olduğunun kesin olarak tespit edilmesi halinde de ruh sağlığı hakkında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Kurulu tarafından düzenlenen 24.02.2016 günlü raporda, olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan travma sonrası stres tanısı ile ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiş ise de, tüm dosya kapsamına göre aralarında fazla yaş farkı olmayıp ve her ikisi de olay tarihinde çocuk statüsünde olan suça sürüklenen çocuk ile mağdure arasında darp, cebir, tehdit veya iradeyi etkileyen başka bir neden bulunmaksızın cinsel istismar eyleminin gerçekleşmesi, ailesinin suça sürüklenen çocuk ile görüşmesine izin vermediği için onunla kaçıp birlikte yaşamaya başlayan mağdurenin yaklaşık üç ay sonra yaşanan tartışmada suça sürüklenen çocuğun kendisine vurup istemediğini söylemesi nedeniyle ailesinin yanına geri dönmek durumunda kaldığının anlaşılması karşısında; ruh sağlığındaki bozulmanın maruz kaldığı cinsel istismar olayına bağlı mı geliştiği, yoksa hile, şiddet veya zorlama olmaksızın erken yaşta cinsel deneyim yaşaması veya olay sonrası gelişen psikososyal stres ve çatışmalar nedeniyle mi oluştuğu konusunda usulüne uygun heyetten rapor alındıktan sonra, 5237 sayılı TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-14-ceza-dairesinin-201611387-e-20176507-k-sayili-karari