Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2014/45035 E. ile 2014/45190 E. sayılı kararları
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 03/02/2016 tarihli, 2014/45035 E., 2016/2830 K. sayılı kararı ile 02/02/2016 tarihli, 2014/45190 E., 2016/2495 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
2014/45035 E., 2016/2830 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirketten 10.06.2013 tarihinde 5 adet motosiklet satın aldığını, motosikletlerin şaselerinin kırık olup ön düzen ve fren düzeneklerinde kırıkların mevcut olduğunun Elif tamir atölyesi servisince yapılan kontrol sırasında ortaya çıktığını, bu motosikletleri günlük kiralama işinde kullandığını, ayıplı olmaları nedeniyle kiralama yapamadığını ileri sürerek motosikletlerin iadesi ile bedelinin ticari faiziyle birlikte tahsiline, yoksun kalınan kazanç kaybının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL.'nin ticari faiziyle birlikte davalından tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıdan aldığı motosikletlerin ayıplı olduğunu bu nedenle kiralama işinde kullanamadığını ileri sürerek ayıplı motosikletlerin bedelinin tahsili ile yoksun kaldığı kazanç kaybını istemiş; davalı, motosikletlerde gizli ayıp olmadığını, kiralama nedeniyle meydana gelecek zararların teminat kapsamı dışında olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiş; mahkemece, aldırılan 23.12.2013 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu motosikletler üzerinde keşif yapılmış keşfe katılan bilirkişi (motosiklet yetkili servisi) 24.12.2013 tarihli raporunda tespit edilen araç arızaların kullanıcı hatasından kaynaklanan hatalar olduğunu bildirmiştir. Keşfe katılan diğer bilirkişi ( makine mühendisi ) 3.12.2013 tarihli raporunda ise, aracın kullanılan aksam ve ana şasesinin uygun malzemeden yapılmadığı görüşünde bulunmuştur. Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporları arasında açık çelişki bulunmaktadır. O halde mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi kurulundan taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olacak ve bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilecek şekilde rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 296,00 TL harcın istek halinde iadesine, 03/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
2014/45190 E., 2016/2495 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, eczane sahibi olduğunu, davalı ile aralarında “Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacılar Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol” sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmeye aykırı davranarak Ezel Optik ve Optik Stor adli gözlükçülere hasta yönlendirmesi yaptığı gerekçesi ile 9.11.2011 tarihli yazıya istinaden sözleşmenin 3.1.14 adlı maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle savunma istendiğini, yapılan denetim sonucunda sözleşmenin 5.1.10 maddesine istinaden 70.000 Tl hak edişinden ceza kesildiğini, yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek işlemin iptali ile ihtarname tarihinden başlayarak kesintinin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 50.000 Tl 'nin 03.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan cezai işlemin iptali istemine ilişkindir. Ayakta teşhis ve tedavi yönetmeliğinin 29/2 maddesine '' Sağlık kuruluşları tarafından tıbbi deontoloji ve mesleki etik kurallarına aykırı, insanları yanıltan, yanlış yönlendiren, talep yaratmaya yönelik, doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış veya yerleşik tıbbi metod haline gelmemiş uygulamalara dayalı tanıtım yapılamaz ve diğer sağlık kuruluşları aleyhine haksız rekabet yaratan davranışlarda bulunulamaz.'' yazılıdır. Dosya kapsamından dava konu cezai işlemin,davalı kuruma yapılan şikayetler üzerine davalı kurum görevlilerince gerçekleştirildiği, savunmanın sözleşmenin 3.1.14 maddesine aykırılık (yönlendirme) alındığı, cezanın ise beyanlarına başvurulan hastaların beyanları üzerine tesis edildiği ve Ayakta teşhis ve tedavi yönetmeliğinin 29/2 maddesine istinaden kesildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından yapılan soruşturma kapsamında ifadeleri alınan hastaların birçoğu, kimi zaman danışmadaki görevli kimi zaman hastanede görev yapan doktor tarafından optikçiye yönlendirme yapıldığına dair açık beyanları bulunmaktadır. Mahkemece bu bağlamda soruşturmada ifadesi alınan tanıkların beyanları yeterli görülerek tarafların gösterdikleri tanıklar dinlenilmeden dosya bilirkişiye verilmiş ise de, davalı kurumun kendi yaptığı teftişinde aldığı ifadelere itibar ederek hüküm kurması doğru görülmemiştir. Uyuşmazlık maddi vakıaya ilişkin olmakla tanık dinlenmesi mümkündür. Kaldı ki dosya kapsamında iki farklı heyetten rapor alındığı ve raporların birbirleriyle çeliştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle gerek soruşturma sırasında dinlenen tanıklar ile tarafların gösterdikleri tanıklar dinlenildikten sonra dosya yeni bir bilirkişi veya kuruluna tevdi edilip, rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile raporlar arası çelişki giderilmeden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 02/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.