ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/8393 E., 2021/6576 K. sayılı kararı

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/8393 E., 2021/6576 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2021 tarihli, 2020/8393 E., 2021/6576 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

11. Hukuk Dairesi

2020/8393 E., 2021/6576 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.10.2019 tarih ve 2018-555 E. 2019/744 K sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2020-85 E. - 2020/1196 sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 23.11.2021 günü hazır bulunan davalı vekili Av. ... ile davacılar vekili Av. ... ile ... İlaç A.Ş. yetkilisi temsilcisi Münire Tokgöz dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirket ile müvekkili İlturmed İlaç ... Ltd. Şti. arasında 15.06.2015 tarihinde ve davalı şirket ile müvekkili ... İlaç ... A.Ş. arasında 05.01.2016 tarihinde Münhasır Dağıtım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmelere istinaden davalı şirketten Composite Diagnostik VG Cihaz ile sarf ve bedelsiz verilen yan ürünlerin satın alındığını, fatura bedellerine istinaden müvekkili İlturmed İlaç .. Ltd Şti. tarafından 300.000,00 TL, ... İlaç ... A.Ş. tarafından 281.600,00 TL'nin davalı şirkete ödendiğini, davalı şirketin ise satın alınan cihazları teslim etmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketler tarafından, Ankara 36. Noterliği’nin 29.03.2018 tarihli ve 04247 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, davalı tarafından gönderilen Ankara 3. Noterliği’nin 30.04.2018 tarihli ve 10830 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamede, ürünlerin teslim edildiğinin bildirildiğini, cihazları teslim alamayan müvekkili şirketlerin davalı hakkında Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5577 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili tarafından bedeli ödenen malların teslim edildiğini savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi’nce, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu icra takibine dayanak faturaların davalı şirket tarafından 2016 yılında tanzim edildikleri, bu faturaların davacı ... İlaç ... A.Ş. defterlerine kaydedildiği, davacılar tarafından keşide edilen 29.03.2018 tarihli ihtarname tarihine kadar malların teslim edilmediği veya eksik teslim edildiği yönünde ihbarın bulunmadığı gibi davacı ... İlaç ... A.Ş. yetkilisi Münire Tokgöz tarafından 14.11.2017 tarihinde davalı şirkete gönderilen, "TR Medicalden kalan alacağımızı ...'e olan borcumuza saydığımız noktada TR Medical ile aramızda alacak - borç kalmadığına göre ... " şeklinde elektronik posta gönderildiği, davacılar tarafından dava konusu ödemelerin icra takibine dayanak faturalar karşılığı yapıldığının iddia edildiği gerekçesiyle davanın ve davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi’nce, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verildiği, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353-b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 25/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, taraflar arasında imzalanan 15.06.2015 ve 05.01.20216 tarihli münhasır dağıtım sözleşmeleri kapsamında, davalı şirketten sipariş edilen ürün bedellerinin ödenmesine rağmen davalı yanca ürünlerin teslim edilmediği iddiasına dayalı, ödenen bedellerin iadesi istemi ile yapılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, "davacı yanca yapılan ödemelere ilişkin faturaların davalı tarafından 2016 yılında tanzim edildiği, faturaların davacı ....... A.Ş.'nin defterlerine kaydedildiği, davacılar tarafından ihtarname keşide tarihi olan 29.03.2018 tarihine kadar malların teslim edilmediği veya eksik teslim edildiği yönünde davacıların ihbarının bulunmadığı gibi davacı ... İlaç.... A.Ş. Yetkilisi Münire Tokgöz tarafından 14.11.2017 tarihinde davalı şirkete gönderilen "TR Medical'den kalan alacağımızı ...'e olan borcumuza saydığımız noktada TR Medical ile aramızda alacak-borç kalmadığına göre..." şeklinde elektronik posta gönderildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,

Davacıların istinaf kanun yolu başvurusu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 15.10.2020 tarih 2020/85-1196 sayılı kararı ile esastan reddedilmiş,

Davacıların temyiz kanun yolu başvurusu da, çoğunluk görüşü doğrultusunda reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılamıyorum.

Uyuşmazlık itiraz edilmeyerek ticari defterlere kaydedilen faturanın, malın teslim edilmiş veya işin yapılmış olduğunu gösterip göstermeyeceği noktasındadır.

6100 sayılı TTK 21/1 maddesinde, ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf bedeli ödemiş ise bunun da gösterilmesi suretiyle kendisine bir fatura verilmesini isteyebilir.

Maddedeki "bir mal satmış" ibaresiyle satım akdi, "üretmiş" ibaresiyle eser sözleşmesi, "bir iş görmüş" tabiriyle eser dışındaki iş görme sözleşmeleri "bir menfaat sağlamış" tabiriyle de fatura düzenlenmesine dayanak olabilecek sözleşmeler kastedilmektedir.

Hükümdeki bazı tabirlerden, iş görüldükten, mal teslim edildikten sonra faturanın istenebileceği, verilebileceği şekilde bir sonuca varılması mümkün değildir. TTK 21/1 maddesi tümüyle değerlendirildiğinde varılan sonuç, fatura verilebilmesi için bir sözleşmenin varlığının şart olmasıdır. Nitekim, faturanın düzenlenegeldiği en tipik sözleşme olan satış sözleşmesi bakımından "bir mal satmış" tabiriyle yetinilmiş ve satış konusu malın teslim edilmiş olması gerektiğine dair bir ifadeye yer verilmemiştir. Bu anlamda fatura sözleşmenin icra aşamasıyla ilgili bir belge olup, ifa sırasında veya daha sonradan düzenlenip verilmesi yanında, ifadan önce de düzenlenmesi mümkündür. Bu sebeple fatura borcun ifa edildiğini göstermez.

Esasen TTK 1530/4-c maddesi hükümlerinde de faturanın ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla önceden yapılan bir sözleşmeye dayanarak ve malın teslimi veya hizmetin sağlanması tarihinde, daha sonra ya da malın teslimi veya hizmetin sağlanmasından önce düzenlenip verilebileceği öngörülmektedir.

TTK 21/2 maddesinde de, faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmaması durumunda fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağı hükmü yer almakta olup buradaki kabul edilmiş sayılan içerik satım akdine konu malın veya yapılan işin adedi, türü, tutar gibi faturaya yazılması olağan hususlardır.

Hükme göre, itiraza uğramayan fatura, malın teslim edildiğini, işin görüldüğünü vs. borcun ifa edildiğini göstermemektedir. Uyuşmazlık halinde malın teslim edildiğini vs. borcun ifa edildiğini faturayı düzenleyenin TMK 6, HMK 190 maddesi hükümleri çerçevesinde yasal delillerle isbat etmesi gerekmektedir (İtiraz edilmeyen faturanın malın teslim edilmiş ve işin yapılmış olduğunu gösterip göstermeyeceği-Prof. Dr. Murat Alışkan-Cevdet Yavuz'a Armağan Sh. 203 vd.).
Diğer taraftan gerek İlk Derece ve gerekse Bölge Adliye Mahkemesince davacı şirket yetkilisi Münire Tokgöz'ün 14.11.2017 tarihli e-maili davalı şirketin ibrası niteliğinde görülmüş ise de e-mail içeriğinin malların teslimine ilişkin olmaması, taraf şirketler arasındaki cari hesabın düzeltilmesine ilişkin bulunması karşısında bu belgenin ibra niteliğinde olduğunun kabulü de mümkün değildir.

Sonuç olarak taraflar arasında satım akdine konu mallar ithal ve yüksek fiyatlı ürünler olup, davalı satıcı tarafından düzenlenen faturaların, davacı defterlerine kaydedilmesi ve yasal sürede itiraz edilmemesi, malın davacılara teslim edildiğini göstermeyeceğinden, teslim olgusunun isbatı TMK 6, HMK 190 maddesi gereğince davalı satıcı üzerinde bulunduğundan, keza 14.11.2017 tarihli e-mail de ibra niteliği taşımadığından davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-11-hukuk-dairesinin-20208393-e-20216576-k-sayili-karari