ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2016/3735 E., 2017/5626 K. sayılı kararı

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2016/3735 E., 2017/5626 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 23/10/2017 tarihli, 2016/3735 E., 2017/5626 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

11. Hukuk Dairesi

2016/3735 E., 2017/5626 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/11/2014 tarih ve 2014/391-2014/386 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, dava dışı borçlu ... A.Ş'nin borcuna karşılık verilmiş senetlerin ödenmemesi üzerine doğmuş olan toplam 27.000,00 TL alacağının tahsili için ... 8. İcra Müdürlüğünün 2008/10344 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu şirketin önce iflas erteleme davasında tedbir kararı aldığını, daha sonra da iflasına karar verildiğini, dava dışı borçlu şirketten alacağını alamadığını, davalı şirket yetkililerinin kasta varan kusurlu davranışlarının, şirketin mali durumunun bozulmasına neden olduğunu, şirketi iflasa sürükleyen süreçte gerekli tedbirleri almamaları, şirketi iflasa sürüklemeleri, şirket borcunu bildikleri halde anlaşmaya, uzlaşmaya varmamaları sebebiyle gerek kanunun, gerek esas sözleşmenin kendilerine yüklediği ödevleri yerine getirmemesi nedeniyle alacağının tahsil edilemediğini ileri sürerek TTK 553. uyarınca müvekkil şirketin dava dışı borçlu şirketten olan 54.384,74 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte dava dışı borçlu şirketin yetkililerinden olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Bir kısım davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, davalıların yönetim kurulu üyesi oldukları müflis şirketten alacaklarını tahsil edemedikleri, bu duruma müflis şirket yetkilileri olan davalıların kasta varan kusurlu davranışları ile şirketin mali durumunun bozulmasına neden olmaları, şirketi iflasa sürükleyen süreçte gerekli tedbirleri almamaları, şirket borcunu bildikleri halde anlaşmaya, uzlaşmaya varmamaları sebebiyle ve de gerek kanunun, gerek esas sözleşmenin kendilerine yüklediği ödevleri yerine getirmemesinin neden olduğunu ileri sürerek iddiasını 6102 sayılı TTK 553. maddesine dayandırmış olduğu, fakat 6103 sayılı yürürlük Kanunu'nun 2/a maddesi gereğince somut davaya 6762 sayılı TTK 636. maddesinin uygulanması gerektiği, davacının, sorumluluğa neden gösterdiği vakıalar karşısında doğan zararın dolaylı zarar niteliğinde olduğu, davalı yönetim kurulu üyelerinin bu zarardan dolayı sorumluluklarının kusurlarının bulunması şartına bağlı olduğu, diğer yandan somut davada davacı tarafın dayandığı 6102 sayılı TTK'nın 553. maddesinin uygulanması gerektiği kabul edilse dahi bu maddede kusur sorumluluğu söz konusu olduğu, AŞ. yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu zararın ancak kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ihlali sonucunda doğmuş olması halinde söz konusu olabileceği, şirketin zarar etmesi veya beklentilerin yerine getirilmemiş olması yönetim kurulu üyelerini sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, ispat külfetinin davacı tarafta olduğu ve davalıların sorumluluklarını gerektiren kusurlu hareketlerinin ispatlanamamış olduğu, davacının dayandığı zarar 6762 sayılı TTK 336. maddesi gereğince dolaylı zarar niteliğinde olup, zarar karşılığı tazminatın A.Ş. 'ye verilmesinin istenebileceği, şirketin iflas etmesi nedeniyle de davacı alacaklının haklarının iflas masasına geçmesi nedeniyle davacının tazminatın kendisine verilmesini istemesinin mümkün görülmediği, hal böyle olunca, gerek 6762 sayılı TTK, gerekse 6102 sayılı TTK hükümleri dikkate alındığında davacının sorumluluk davasını dayandırdığı vakıaların bir kısmının yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarını gerektiren nitelikte bulunmaması, bir kısımının ise ispat edilememiş olması, şirketin iflasa sürüklenmiş, kötü yönetim gösterilmiş ve davacının alacağının ödenmemiş olmasının tek başına yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarını gerektirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, mahkeme kararında belirtilen sair gerekçeler isabetli olmamakla birlikte davanın dolaylı zarara ilişkin açıldığı hususunun tespiti ve bu surette müflis şirket alacaklılarının bu davada verilecek tazminatın ancak müflis şirkete verilmesini isteyebilecek olmasına ilişkin gerekçenin isabetli bulunmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-11-hukuk-dairesinin-20163735-e-20175626-k-sayili-karari