ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 2024/14692 E., 2025/11006 K. sayılı kararı

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 2024/14692 E., 2025/11006 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 01.07.2025 tarihli, 2024/14692 E., 2025/11006 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

10. Hukuk Dairesi

2024/14692 E., 2025/11006 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 58. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1004 E., 2024/1437 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/122 E., 2022/17 K.

Taraflar arasındaki fiili hizmet süresi zammı nazara alınarak yaşlılık aylığı tahsisi ile aylıkların tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yıpranma hizmetinin düşülmesi talebiyle iki kez davalı Kuruma başvuru yaptığı, Kurum tarafından 14.02.2020 tarihli yazıyla emekliliğe hak kazanamadığının bildirilerek talebinin reddedildiği, davacının 26.11.1990- 25.05.1992 tarihleri arasında 540 gün askerlik borçlanması olduğu, 16.11.1993- 15.11.2003 tarihleri arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yaptığı, 9 yıl 11 ay fiili hizmet süresinin ve 3 yıl 3 ay 5 gün yıpranma hizmetinin olduğu, bu sürelerin düşülmesiyle davacının yaşı geriye çekildiğinde 21.08.1987 tarihinin işe giriş tarihi olduğu, 50 yaş ve 5375 gün hesabıyla emekliliğe hak kazandığı iddiasıyla davacının çalıştığı süre boyunca askerlik hizmeti ve yıpranma hizmetlerinin düşülerek emeklilik durumunun tespitine ve birikmiş aylıkların faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; fiili hizmet zammı süresi tespit edilirken 5510 sayılı Kanun'un 40. maddesi kapsamına giren fiili çalışma süresinin tespit edilerek buna göre fiili hizmet süresi hesaplanıp davacının toplam prim gününe ilave edilmesi gerektiği, yine bu fiili hizmet süresi zammının yarısının emeklilik yaş haddinden indirilmesi gerektiği, davacının yaşlılık aylığı talebi bakımından talep edildiği gibi sigortalılık başlangıcının fiili hizmet süresi zammı kadar geriye götürülmesinin mümkün olmadığı savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesi tarafından yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; 5434 sayılı Kanun'daki fiili hizmet zammının 506 sayılı Kanun'daki itibari hizmetin karşılığı olup, buna bağlı olarak da 5434 sayılı Kanun fiili hizmet zammının 506 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerle birleştirilmeleri durumunda sigortalılık süresine eklenmesi ve yaş haddinden de indirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01.03.2020 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının ve davacıya 01.03.2020 tarihinden itibaren bağlanacak yaşlılık aylaklarının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 26.07.1970 doğumlu davacının 16.11.1993 - 15.11.2003 tarihleri arasında 3570 gün 5434 sayılı Kanun kapsamında (4/1-c) hizmetinin bulunduğu, bu hizmetin sonucu olarak 2 yıl 5 ay 23 gün fiili hizmet zammının bulunduğu, 540 gün askerlik borçlanması yaptığı, 10.03.2006 - 27.07.2019 tarihleri arasında 2430 gün 506 sayılı Kanun (4/1-a) kapsamında hizmetinin bulunduğu, davacının 07.02.2020 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, 506 sayılı Kanun'un geçici 81. maddesine göre 25 yıl sigortalılık süresi, 53 yaş ve 5600 gün prim ödeme koşulu ile aylığa hak kazanacağı, davacının tahsis talep tarihi itibariyle sigortalılık süresi ve prim gün sayısı bakımından aylık koşullarına sahip olduğu, 53 yaşını 26.07.2023 tarihinde doldurduğu, 506 sayılı Kanun'un Ek 39. maddesi gereğince 2 yıl 5 ay 23 gün fiili hizmet zammı kadar geriye gidilmesi suretiyle 03.02.2021 tarihinde aylık koşullarının tümünü sağladığı, takip eden ay başı olan 01.03.2021 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığı anlaşılmakla; Mahkemece bu yönde karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde 01.03.2020 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabulü ile Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli, 2020/122 Esas, 2022/17 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davacının 01.03.2021 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının ve davacıya 01.03.2021 tarihinden itibaren bağlanacak yaşlılık aylıklarının 5510 sayılı Kanun'un 42. maddesi gözetilerek işleyecek yasal faizleri ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Sebepleri

Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; Kurum işlemlerinin yerinde olduğu iddiasıyla temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, fiili hizmet süresi zammı nazara alınarak yaşlılık aylığı tahsisi ile aylıkların tahsiline ilişkindir.

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde verilen hükmün yerinde olduğu anlaşılmakla davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-10-hukuk-dairesinin-202414692-e-202511006-k-sayili-karari