ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2025/2155 E., 2025/2870 K. sayılı kararı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2025/2155 E., 2025/2870 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 10.06.2025 tarihli, 2025/2155 E., 2025/2870 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

1. Hukuk Dairesi

2025/2155 E., 2025/2870 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından duruşma istekli, davalı ... vekili, dahili davalı ... (SGK) vekili, dahili davalılar Atışalanı ve 19 Mayıs Vergi Dairesi vekili tarafından temyiz edilmekle; duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı ... dava dilekçesinde; davalı ... ile kardeş olduklarını, annesi muris ... ...'nın davalının oğlu ...'ı 29.09.2006 tarihli noter senedi ile vekil tayin ettiği, ...'ın murise ait 1 numaralı bağımsız bölümü babası ...'a, 6 numaralı bağımsız bölümü ise annesi ...'a satış suretiyle devrettiğini, yapılan devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle daha önce dava açtığını, yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumu (ATK) 4. İhtisas Kurulunun 19.07.2010 tarihli raporuyla muris ... ...'nın vekaletname düzenleme tarihi olan 29.09.2006 tarihinde ve taşınmazların satışı tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığının anlaşılması üzerine davanın kabulüne karar verildiğini ancak karar tarihinde tarafların babası ... ... sağ olduğundan hükmün kendi lehine 3/8 payın iptal tesciline karar verildiğini, babası ... 2011 yılında öldüğünden annesi ...'nin mirasında davalı ile 1/2'şer pay sahibi olduğunu ileri sürerek dava konusu 1 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerdeki 2/8 payın iptali ile 1/8 payın kendi adına 1/8 payın davalı ... adına tescilini talep etmiş, davacı 21.07.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle bir önceki Mahkeme kararının infazı ile dava konusu 6 numaralı bağımsız bölümün 3/8 payının adına tescilinin sağlandığını ancak taşınmaz üzerinde davalının borçlarından dolayı haciz ve ipotek bulunduğunu, adına tescil edilen 3/8 pay ve bu dava sonucu tescil edilecek 1/8 payın tüm takdiyatlardan ari olarak adına tescilini, ayrıca babası ... ...'ya ait 2, 4, 5, 8, 9, 11, 13 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerin 2/8 payının iptali ile adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde tazminat talep etmiştir.

2. Birleştirilen 2016/74 Esas sayılı dosyada davacı ... dava dilekçesinde; davalı ... ... Şirketi ile dava dışı ... Güzellik ve Sağlıklı ... Hiz. Tic. Ltd. Şti. arasında .... Noterliğinde finansal kiralama sözleşmeleri akdedildiğini, sözleşmelerden doğan borçların teminatını teşkil etmek üzere dava konusu 6 numaralı bağımsız bölüm üzerinde 255.000,00 TL bedelli ipoteğin tesis edildiğini, bu ipoteğin kendisi ile alakası olmadığını ileri sürerek davalı Şirket lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada dahili davalı ... Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket tarafından borçlu ...'e karşı yürütülen icra takibi sonrası dava konusu 6 numaralı bağımsız bölüm üzerine haciz şerhi işlendiğini, dahili davalı sıfatıyla davaya dahil edilmelerinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Asıl davada dahili davalı ... Bankası vekili; davacı ile davalı ...'ın babaları muris ... ...'nın borcu nedeniyle dava konusu 6 numaralı bağımsız bölüm üzerine haciz şerhi eklendiğini ancak eldeki davaya dahil edilmeden önce 02.04.2019 tarihinde haczin fek edildiğini yeni bir haciz de konulmadığını, bu nedenle dahili davalı sıfatları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Asıl davada dahili davalı ... vekili; husumet yokluğundan davanın reddini savunmuştur.

4. Asıl davada dahili davalı ... vekili; davalı ... aleyhine 33.391,30 TL alacak için icra takibi başlatıldığını, dava konusu taşınmaz davalı adına kayıtlı olmadığından haciz işlemi başlatılmadığını, tapuda haciz şerhi varsa davalı SGK'nın iyi niyetinin korunması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

5. Asıl davada dahili davalı ... vekili; 1 yıl içerisinde satış talep edilmediğinden haczin düştüğünü bu nedenle dahili davalı sıfatları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

6. Asıl davada dahili davalı ... vekili; usul hukukunda yasal hasım olmadığı sürece dahili davalı ... bulunmadığını, davalı Şirket tarafından borçlu ...'nın borcu nedeniyle taşınmaza haciz şerhi işlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

7. Birleştirilen 2016/74 Esas sayılı davada davalı ... Yönetimi ... Şirketi cevap dilekçesinde; davalı Şirketin davaya konu alacakları ... ... Şirketinden satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/74 Esas sayılı dosyasının Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/606 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.01.2017 tarihli ve 2012/606 Esas, 2017/103 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında davacı aynı apartmanda 2, 4, 5, 8, 9, 119, 13, 15 nolu bağımsız bölümlerin de yine muris muvazaasına dayalı olarak tapusunun iptalini talep etmiş ise de davalının rızası hilafına müddeabihin arttırılamayacağı kuralına göre davalı tarafın da bu konuda rızası bulunmadığı gerekçesiyle davacının bu yöndeki istemin reddine; davacının birleştirilen 2016/74 Esas sayılı dosyasındaki talebinin taşınmaz üzerine davalı ... ve ... lehine konulan ipoteğin fekkine dair olduğu, bu konuda Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/404 Esas, 2012/378 Karar sayılı kararı ile söz konusu ipoteğin fekkine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, böylece bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; toplanan deliller, dinlenen tanık ve tüm dosya kapsamından davacının muris muvazaasına ilişkin iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19.06.2017 tarihli kararıyla, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olduğu, ipoteğin fekkine karar verilen payın eldeki davadaki paydan farklı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2017/319 Esas, 2017/675 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 1 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin davalı ... adına kayıtlı 5/8 hissesinin 1/8 hisseye tekabül eden kısmının tasarrufunun iptali ve muris ... ...'dan davacı ve davalıya veraseten intikal eden 2/8 payın 1/8 payından tüm haciz ve yükümlülüklerin kaldırılması suretiyle bu payın davacı adına kayıt ve tesciline, kalan 1/8 payın ise davalı ... üzerinde bırakılmasına, birleştirilen 2016/74 Esas sayılı dosya ile ilgili talebinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına; davacının ... 1562 parsel üzerinde kurulu ...Apartmanın 2, 4, 5, 8, 9, 11, 13, 15 nolu bağımsız bölümlere yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarihli kararıyla, davacının ıslah dilekçesinde belirttiği parsellerin değerinin belirlenmediği, ayrıca davacının bu ıslah talebinde diğer taşınmazlardaki payların toplanarak 6 nolu bağımsız bölümün tümünün adına tescilini istediği ancak bu taleple ilgili karar verilmediği, dava konusu 1 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerde bulunan haciz ve yükümlülüklerin alacaklılarının ve borçlularının kim olduğu araştırılmadan ve alacaklıları davaya dahil edilmeden onların yokluğunda karar verilmesinin hatalı olduğu, birleştirilen davada ipoteğin hangi oranda ve hangi taşınmaz üzerinden kaldırıldığına yer verilmemesi gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 21.07.2015 tarihli ıslah dilekçesine konu ettiği ve ilk dava dilekçesinde bahsedilmeyen 2, 4, 5, 8, 9, 11, 13, 15 nolu bağımsız bölümler yönünden yapılan değerlendirmede, bilindiği ve 04.02.1948 tarih 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yolu ile davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı, böylece dava konusu yapılmayan anılan bağımsız bölümlere yönelik tapu iptali ve tescil / bedel ile diğer payların toplanarak 6 numaralı bağımsız bölümün tümünün adına tescili yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına; dava konusu 1 numaralı bağımsız bölüm yönünden yapılan incelemede, taşınmazın 1/2'şer pay ile davacı ve dava dışı ... ... adına kayıtlı olması sebebiyle tapu iptali ve tescil talebinin ve ayrıca bedele dair talep için de yine davalının hiç payının olmaması ve özellikle 1/2 davacı payının da Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/563 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile hükmolunduğu için bedel talebinin de reddine; dava konusu 6 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki haciz ve ipoteğin mevcut ATK fiil ehliyeti raporu ve dosya kapsamına göre yolsuz olduğu kanaati ile takyidatlar hükümde tek tek belirtilmek suretiyle terkinine, ayrıca davalının iptal edilip davacı adına olan paya eklenerek adına tesciline karar verilen pay üzerinde, davacının alacaklı olduğu icra dosyalarındaki hacizlerinde - alacaklı borçlu sıfatlarının birleşmesi sebebiyle hükmü kalmayacağından / başka bir ifadeyle davacının alacaklı olduğu dosyalardaki hacizler, davalının kalan payı üzerinde devam edeceğinden terkinine; diğer yandan alacaklısı ... lehine İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2009/34559 Esas sayılı dosyasındaki haciz yönünden yapılan incelemede, icra dosyasındaki tarafların eldeki dava tarafları ile tutmadığı anlaşılmakla birlikte, haczin devam ettiğine dair 08.02.2023 tarihli İcra Dairesi yazı cevabı ve özellikle tapudaki haciz takyidatındaki 24.02.2011 tarihli ve 2569 yevmiye nolu açıklama kısmında "Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2010 tarih ve 2008/335 Esas, 2010/495 Karar sayılı kararın kesinleşmesi ve taşınmazın borçlu ... adına kayıt ve tescil edildiği anda borçlu hissesine şamil olarak hüküm ifade edecektir." belirtme bulunduğunundan, bu haczin terk edilmemesine; birleştirilen dosyada terkini talep edilen ipoteğin konulduğu 15.12.2005 tarihinde muris annenin fiil ehliyetinin bulunmadığının Mahkemenin 2008/335 Esas (bozmadan sonra 2011/404 Esas) sayılı dosyasında alınan ATK raporu ile belirlenmesi sebebiyle ve özellikle birleştirilen davada davacı tarafça davalı ...'ya ait hisse üzerindeki ipoteğin terkinin talep edilmesi nedeniyle ipoteğin terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada dahili davalı ... vekili, asıl davada dahili davalı ... ve 19 Mayıs Vergi Dairesi vekili, asıl ve birleştirilen davada davacı vekili, asıl davada davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine, toplanan delillere, tarafların murisinin alınan adli tıp raporuna göre taşınmazın davalı tarafça alındığı temlik tarihlerinde ehliyetsiz olmasına, ehliyetsiz olduğu belirlenen muristen alınan hisseler üzerine sonradan yolsuz tescil ile tapu maliki olan ve ilk el olan davalı hissesi üzerine konulan haciz şerhlerinde taşınmaz yolsuz olarak tescil edildiğinden bu taşınmaz hisseleri üzerine konulan hacizlerde davalı ilk el olduğundan iyiniyetin korunamayacağına, davacının davaya konu 1 nolu bağımsız bölüm yönünden isteminin davalı bu taşınmazda hiçbir zaman hissedar olmadığından dinlenemeyeceğine, dava ile ilgisi olmayan diğer taşınmazlarda ıslah ile dava açılamayacağına, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada dahili davalı ... vekili, asıl davada dahili davalı ... ve 19 Mayıs Vergi Dairesi vekili, asıl ve birleştirilen davada davacı vekili, asıl davada davalı ... vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ıslah dilekçesiyle dahil ettikleri taşınmazlar yönünden karar verilmemesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince tesciline karar verilen paylardaki kaldırılmayan iki haczin de kaldırılması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Asıl davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının akıl zayıflığı nedeniyle vesayet altına alındığını, davacı tarafın muvazaayı ispat edemediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Asıl davada dahili davalı SGK vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının tapuya güven ilkesi gereğince kazanımının korunması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

4. Asıl davada dahili davalılar Atışalanı ve 19 Mayıs Vergi Dairesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; vergi borçlusuna ait pay üzerine kamu borcu nedeniyle haczin konulduğunu, davalının tapuya güven ilkesi gereğince kazanımının korunması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat ile haciz ve ipoteklerin terkini, birleştirilen dava ipoteğin terkini istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1927 doğumlu ... ...'nın 29.03.2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak kızı davacı ...; kızı davalı ...'nın kaldığı; murisin ölmeden önce .... Noterliğinin 29.09.2006 tarihli ve 20795 numaralı vekaletnamesiyle davalı ...'nın oğlu ...'ı satış yetkisi de içeren vekaletnameyle vekil tayin ettiği, dava konusu 1 numaralı bağımsız bölümün 21.09.2007 tarihinde ...'ye vekaleten ... tarafından babası...'ye satış suretiyle devredildiği, 1 numaralı bağımsız bölüm maliki...'nin taşınmazı 03.11.2011 tarihinde ...'ye satış suretiyle devrettiği; ... ...'ya vekaleten ... tarafından dava konusu 6 numaralı bağımsız bölümün 24.09.2007 tarihinde annesi davalı ...'ya satış suretiyle devredildiği anlaşılmıştır.

Davacı ... ile davalılar ..., ... ve ... arasında eldeki davaya da konu 1 ve 6 numaralı bağımsız bölümler için ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı yargılama sonucunda, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 19.07.2010 tarihli raporuyla muris ... ...'nın vekaletname düzenleme tarihi olan 29.09.2006 tarihinde ve taşınmazların satışı tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığının anlaşıldığı, murisin eşinin yargılama sırasında yaşıyor olması nedeniyle davacının miras payının 3/8 olduğu gözetilerek dava konusu 1 ve 6 parsel sayılı taşınmazların 3/8 payının davacı adına tescili ile kalan payın davalılar üzerinde bırakıldığı, Mahkeme kararının 13.11.2014 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, İlk Derece Mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu hâline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Davacı vekilinin ıslah dilekçesiyle davaya dahil edilmesini talep ettiği taşınmazlarla ilgili karar verilmemesi hukuka uygun olup davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Dava, temyiz edilen kısım yönünden, 1 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin 1/8 payının davacı adına tüm takdiyatlardan ari olarak tescili istemine ilişkindir.

Asıl davada davalı ... vekili temyiz itirazları yönünden incelemede; davalı ... ile davacı ...'ın anneleri muris ... ...'nın davaya konu bağımsız bölümlerin davalıya devir tarihinde ehliyetsiz olduğunun Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 19.07.2010 tarihli raporuyla tespit edildiği ve davacının, annesi murisin terekesinde 1/2 pay sahibi olduğu anlaşıldığından davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Asıl davada dahili davalı SGK vekili ile dahili davalılar Atışalanı ve 19 Mayıs Vergi Dairesi vekilinin ve davacılar vekilinin kaldırılmasını istediği takdiyatlara ilişkin temyiz itirazları yönünden incelemede; usul hukukumuzda davaya dahil (dahili davalı-dahili davacı) diye bir müessese bulunmayıp ıslah suretiyle dahi tarafın değiştirilemeyeceği genel usul kuralıdır. Bir başka anlatımla zorunlu dava arkadaşlığı hariç bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesi olanağı bulunmadığı gibi, davada taraf olmayan kimse veya kişi hakkında hüküm kurulması mümkün değildir.

Hal böyle olunca, davacı tarafın taşınmazların takdiyatlardan ari olarak adına tescil talebi bulunduğuna göre haciz alacaklıları aleyhine dava açmak üzere davacıya süre verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usul hukukunun temel ilkelerine aykırı şekilde dava konusu taşınmazlarda haciz alacaklısı olarak görünen kişilerin dahili davalı olarak davaya dahil edilerek karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Asıl davada davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin ıslah yoluyla dahil edilmesini talep ettiği taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE,

3. Asıl davada dahili davalı SGK vekili ile dahili davalılar Atışalanı ve 19 Mayıs Vergi Dairesi vekilinin tüm temyiz itirazlarının ve davacılar vekilinin değinilen yönlerden temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

4. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-1-hukuk-dairesinin-20252155-e-20252870-k-sayili-karari