Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2024/3607 E., 2025/3383 K. sayılı kararı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 30.06.2025 tarihli, 2024/3607 E., 2025/3383 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
1. Hukuk Dairesi
2024/3607 E., 2025/3383 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2105 E., 2024/835 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/84 E., 2021/300 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalıların babası ...'nin kardeş olduğunu, tarafların murisi ...'nin ölmeden önce davacının altsoyu bulunmaması nedeniyle davalı tarafın daha fazla hak sahibi olması gerektiği hususunda söylemleri olduğunu, bu kapsamda davacıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak dava konusu 277 ada 5 parsel, 584 ada 10 parsel, 413 ada 31 parsel sayılı taşınmazları davalı torunlarına satış suretiyle devrettiğini, murisin bir kısım taşınmazlarda çıplak mülkiyeti devrettiğini, 2014 tarihinde yapılan devirde davalı ...'in 15 yaşında olduğunu, davalıların taşınmazları satın alabilecek maddi yeterlilikleri bulunmadığını ileri sürerek dava konusu 277 ada 5 parsel, 584 ada 10 parsel, 413 ada 31 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın miras payı oranında açılmasının mümkün olmadığını, yapılan satış işleminden davacının haberdar olduğunu, murisin geride birçok taşınmazının bulunduğunu, murisin 31.10.2000 tarihinde 584 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davacıya bedelsiz devrettiğini, davacıya 275 ada 4 parsel sayılı arsayı alması için murisin para verdiğini, davacının çocuğu olmaması nedeniyle davalı ...'in doğumundan sonra kendisine evlatlık verilmesi talebinin reddedilmesiyle aile içi sorunların başladığını, davacının murisin cenazesine dahi gelmediğini, davalıların anne ve babalarının birikimiyle dava konusu taşınmazları satın aldığını, murise ve eşine davalı tarafın baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların murisi 1933 doğumlu ...'nin 05.02.2020 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak davacı kızı ile dava dışı oğlu ... ve dava dışı eşi ...'ı bıraktığı, murisin sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için yazılan yazı cevaplarından muris adına mevcut herhangi bir hesaba rastlanmadığı, murisin taşınmazları satmayı tüm çocuklarına teklif etmediği yine gerek mahalli bilirkişilerin gerek tanıkların taşınmazların bulunduğu yerde murisin taşınmazları satacağı konusunda ilan yaptırdığına dair beyanda bulunmadıkları, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamından murisin taşınmazları satmakta haklı ve makul bir nedeninin olmadığı, zira murisin dava konusu taşınmaz haricinde maliki olduğu pastahaneden kira gelirinin mevcut olduğu, aynı zamanda mandalina bahçesinden gelir elde ettiği, murisin eşinin de muristen ayrı malvarlığının bulunduğu, murisin amacının dava konusu taşınmazı ihtiyacı nedeniyle satmaktan çok davacı kızı ...'ı ... etmek olduğu, terekesinde satışının karşılığında herhangi aktif bir değerin tespit edilmediği, murise elden ödeme yapıldığı iddiasının ise ispat edilemediği, murisin davalıların yanında yaşadığı ve onlar tarafından bakıldığı kabul edilse bile murisin davalıların yanında yaşaması, onlar tarafından gözetilmiş olması aile birliğinin gerekli kıldığı ahlaki görevden kabul edileceği ve bu tür hizmetin satış bedeli olarak nitelendirilmesine olanak olmadığı, davalıların işlem tarihlerindeki yaşları ve ekonomik durumları dikkate alındığında murisin dava konusu taşınmazları davalılara bağışlama arzusunun satış işleminin arkasında gizlenmiş olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki satış işleminin tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesinin de Türk Medeni Kanunu, Tapu Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan işlemin muvazaalı olduğu, muvazaalı işlemin başından itibaren geçersiz olup hiçbir hüküm doğurmayacağından davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; semenin mutlaka para ile ödenmesi gerekmediğini, murisin bakım ve gözetim yükümlülüğünün davalılar tarafından yerine getirildiğini, tanık beyanlarından davacının yıllardır babasıyla ilgilenmediğinin anlaşıldığını, 400.000,00 TL değerinde olan pastahanenin minnet duygusuna binaen davalılara 350.000,00 TL bedelle satıldığını, pastahane olan taşınmazın davalının şahsi çabası ile geliştiğini, narenciye bahçesi olan taşınmazın bakımıyla da davalının ilgilendiğini, diğer yandan murisin herhangi bir mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu ...'nin 05.02.2020 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak kızı davacı ..., davalıların babası dava dışı oğlu ... ve dava dışı karısı ...'ın kaldığı; murisin ölmeden önce 10.10.2012 tarihinde 787 parsel sayılı (yeni 277 ada 5 parsel) taşınmazı 1/2'şer paylarla satış suretiyle davalılara devrettiği; 24.09.2014 tarihinde 5826 parsel sayılı (yeni 584 ada 10 parsel) taşınmazı intifa hakkını üzerinde tutarak çıplak mülkiyeti 1/2'şer paylarla satış suretiyle davalılara devrettiği; 29.05.2019 tarihinde 413 ada 31 parsel sayılı taşınmazın intifa hakkını süresiz davalı ...'e tanıyarak çıplak mülkiyeti davalı ...'e satış suretiyle devrettiği anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99.347,69 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.06.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.