ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/8633 E., 2021/7653 K. sayılı kararı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/8633 E., 2021/7653 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 08.12.2021 tarihli, 2021/8633 E., 2021/7653 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

1. Hukuk Dairesi

2021/8633 E., 2021/7653 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar dahili davalı ... A.Ş. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacılar, dava dışı mirasçılarla birlikte intikal işlemleri için 11.08.1998 tarih 9887 yevmiye no’lu vekaletname ile davalı ...’ı vekil tayin ettiklerini, bilahare davacı ...’nin davalı ...’ı 10.02.1999 tarihinde vekillikten azlettiğini, azilnamenin 19.02.1999 tarihinde davalı vekile tebliğ edildiği halde tebliğden sonra davalıların intikal ve satış işlemleri yaptıklarını, hile ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması sonucu dava konusu 207 ve 209 parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer paylarla davalılar adına, diğer dava konusu taşınmazların ise davalı ... adına tescil edildiğini, davacı ...’nin oğlu, davacı ...’in de kardeşi olan davalıların iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek dava konusu 101 ada 1, 103 ada 27, 104 ada 5, 115 ada 12, 115 ada 41, 135 ada 2, 142 ada 19, 151 ada 8 parsel ile 207, 209, 190, 194, 208, 360 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişler; Dairenin bozma ilamından sonra 6100 saylı HMK'nın 125/1. maddesi gereğince 101 ada 1 ve 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalarını yeni malik Ziraat bankası A.Ş.’ye yöneltmişlerdir.

Davalı ..., savunma getirmemiş, davalı ... aşamalarda, davacı annesi ve kız kardeşinin yalnızca mirasbırakan babası ...’dan kalan taşınmazların intikal işlemleri için davalı ...’a vekaletname verdiklerini, taşınmazların satışı için vekaletname verilmediğini, vekillikten azli hem kendisinin hem de davalı ...’ın bildiğini, sırf banka kredisi kullanabilmek amacıyla davacıların paylarını da satışa konu ettiklerini, davaya bir diyeceğinin olmadığını bildirmiştir.

Dahili davalı ... A.Ş. vekili, davalılar ... ve ...’in bankadan temin ettikleri kredi nedeniyle çekişme konusu 101 ada 1 parsel( toplulaştırma sonucu 886 ada 2 parsel) ve 104 ada 5 parsel (toplulaştırma sonucu 887 ada 3 parsel) sayılı taşınmazların üzerine tapu siciline güvenerek iyiniyetli olarak ipotek tesis edildiğini ve taşınmazların davalı banka tarafından alacağına mahsuben cebri ihale ile satın alındığını, bilahare taşınmazların 3. kişilere taksitle satıldığını, taksit ödemelerinin devam ettiğini, davanın husumetten ve zamanaşımından da reddinin gerektiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.

Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; "dava tarihinden sonra 27.05.2014 tarihinde cebri satış işlemiyle dava dışı bankaya temlik edildiği anlaşılan ret kapsamındaki dava konusu 101 ada 1 ve 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 6100 saylı HMK'nın 125/1. maddesi gözetilerek gerekli usuli işlemlerin yerine getirilmesi, ondan sonra işin esası hakkında karar verilmesi" için bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişme konusu tüm taşınmazlar bakımından iptal tescile karar verilmiş; karar dahili davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların 11.08.1998 tarihinde davalı ...'ı vekil tayin ettikleri, davacı ...'nin 10.02.1999 tarihinde ...'ı vekillikten azlettiği, azlin vekile 19.02.1999 tarihinde tebliğ edildiği, vekilin, davacıların çekişme konusu 101 ada 1 parsel( toplulaştırma sonucu 886 ada 2 parsel) ve 104 ada 5 parsel (toplulaştırma sonucu 887 ada 3 parsel) sayılı taşınmazlardaki 1/4’er paylarının tamamını 12.11.1999 tarihinde kardeşi olan diğer davalı ...’e devrettiği, yargılama sırasında taşınmazların cebri satışla ipotek alacaklısı Ziraat Bankası adına 27.05.2014 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Davalı vekil ...’ın azilden sonra temlik yaptığı ve diğer davalı ilk el ...’in de bu hususu bildiği veya bilebilecek konumdaki kişi olduğu gözetildiğinde, ilk el ...’e yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğunda bir tereddüt bulunmamaktadır.

Ne var ki, yargılama aşamasında cebri icra yoluyla taşınmazları temlik alan ve HMK’nın 125. maddesi gözetilerek hakkında tapu iptali ve tescil yönünde seçimlik hak kullanılan dahili davalı bankanın iyiniyetli olması halinde kazanımının korunacağı kuşkusuzdur.

Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.

Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1.fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.

Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.

Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.

Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğin den (resen) nazara alınacağı ilkeleri 08.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.

Hal böyle olunca, dahili davalı ... Bankasının TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunda inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönde bir hukuki değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Dahili davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-1-hukuk-dairesinin-20218633-e-20217653-k-sayili-karari