Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2009/10114 E., 2009/12836 K. sayılı kararı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 10.12.2009 tarihli, 2009/10114 E., 2009/12836 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
1. Hukuk Dairesi
2009/10114 E., 2009/12836 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : DURSUNBEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2009
NUMARASI : 2003/5-2009/79
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu 1 ada, 33 parsel sayılı taşınmazda kök muris M.T..’un pay maliki olduğunu, 08.11.1962 tarihinde vefat ettiğini, Dursunbey Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.10.1985 gün, 1985/358 Esas, 366 karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmediğini, bu mirasçılık belgesinin iptal tescil davasına esas alındığını, muris baba M. T.. ve bekâr- çocuksuz ölen kardeş R.. T..’tan intikal eden 18/120 payın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, 27.07.2004 tarihli, harcı tamamlanan ıslah dilekçesi ile de 29, 32, 69 ve 71 parsel sayılı taşınmazlarda da miras payının ketm-edildiğini belirterek muristen ve muristen sonra ölen R. T..’tan intikal etmesi gereken miras paylarının davalılar adına kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, muris M. T..’un ölümünden sonra taşınmazları aralarında taksim sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme uyarınca dava konusu taşınmazlardaki payını davalılardan İ.T..’a devrettiğini, davacıya bekâr ve çocuksuz ölen R.’in evinin düştüğünü, sözleşmenin yangında kaybolduğunu, yazılı delil ibraz edemediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı İ.T.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; ketm-i verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 1 ada, 33 parsel sayılı taşınmazın davalılarla birlikte irsen maliki olduğu halde mirasbırakanın ölümü neticesinde ketmedilerek davalıların taşınmazı intikal ettirdikleri, işlemin dayanağı mirasçılık belgesinin hasımlı olarak açılan dava sonunda iptal edilerek elde edilen veraset ilamına göre davacının da mirasçılığına karar verilmiş ve böylece ketm-i verese olgusu sabit görülerek bu taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öyleyse; ketm-i verese olgusu sabit olduğuna göre bu parsel yönünden davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı İ. T..’un temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine,
Ancak, 1 ada, 33 parsel sayılı taşınmazı dava ettiği halde yargılama sırasında hiç dava konusu edilmeyen 29, 32, 69 ve 71 parsel sayılı taşınmazlar bakımından da aynı sebebe dayalı olarak davasını ıslah yoluyla dava konusu etmiştir...
Bilindiği üzere 04.02.1948 tarih, 10-3 sayılı, İçtihatları Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Kaldı ki HUMK’ nun 185. maddesinin 2. bendinde de davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceği kabul edilmiştir.
Oysa değinilen bu düzenleme gözetildiğinde; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır..Bir başka ifadeyle sayısı belirtilen parsellerin ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceği gözardı edilmek suretiyle mahkemece bu taşınmazlar bakımından da davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.
Diğer taraftan temyiz aşamasında ibraz edilen 21.02.1980 tarihli taksim sözleşmesinde mirasbırakanın eşi H. T..sağ olduğu halde sözleşmede yer almamıştır. 4721 sayılı TMK’ nun 676. maddesi hükmü uyarınca miras taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımlarıyla düzenlenmesi ve yazılı olması kaydıyla geçerlidir.
Ne varki, anılan belgenin belirtilen sebeple yasanın aradığı koşulları içerdiği söylenemez.
O halde davacının 29, 32, 69, 71 parsel sayılı taşınmazlar yönünden usulü dairesinde açılan bir dava bulunmadığı halde bu parsellerin de kabul kapsamına alınması doğru değildir.
Öyleyse; davalı İ.. T..mirasçılarının bu parsellere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.