ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 2023/8446 E., 2025/4377 K. sayılı kararı

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 2023/8446 E., 2025/4377 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 28.05.2025 tarihli, 2023/8446 E., 2025/4377 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

1. Ceza Dairesi

2023/8446 E., 2025/4377 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/2594 E., 2023/1848 K.
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması, bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1.maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Katılanlar vekilleri ile sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299/1. maddesi gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü;

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Burhaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.04.2021 tarihli ve 2020/135 Esas, 2021/96 Karar sayılı kararı ile sanıklar .... ve .... hakkında katılanlar ... ve ....’a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 37/1, 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı iki kez 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, sanık ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereği cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

2.Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 17.07.2023 tarihli ve 2021/2594 Esas, 2023/1848 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik sanıklar müdafiileri, katılan ... vekili, katılan ... ile Cumhuriyet savcısının (lehe-aleyhe) istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile;

a.Sanık ... hakkında ....'a yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun'un 82/1-g, 35, 53. maddeleri gereği 17 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,

b.Sanık ... hakkında ....a yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun'un 82/1-g, 35, 53. maddeleri gereği 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,

c.Sanık ... hakkında katılanlar .... ve ....’a yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davalarında sanığın ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri, sanık ...'ın suçu işlediği, diğer sanık ...'in ona yardım ettiği, bu kapsamda cezalandırılmaları gerektiğine,
2.Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle; ateş edenin diğer sanık ... olduğu, bu nedenle sanık ...'in mahkumiyetinin hatalı olduğuna, meşru savunma, haksız tahrik, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
3.Katılan ... vekili ile katılan ... vekilinin temyiz sebepleri özetle; .... hakkında verilen beraat kararının hatalı olduğuna, .... hakkında daha fazla ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE
1. Önleme araması kapsamında üzerlerinden uyuşturucu madde bulunan .... ve ....'ın uyuşturucu alışverişi için sanıklar ... ve .... ile buluşacaklarının jandarma tarafından öğrenilmesi üzerine nöbetçi savcıya haber verilerek buluşma noktasına jandarma personelinin gittiği, resmi araçların gizlendiği, katılanların bulunduğu sivil aracın buluşmak üzere belirlenen noktada beklediği, sanık ...'in sevk ve idaresindeki araçla sanıkların olay yerine geldiği, araçların yan yana durduğu,
sanıkların uyuşturucu alışverişi için beklerken katılanların "dur, Jandarma" şeklinde ikaz ederek silahlarla araçtan inmesi üzerine sanıkların bulunduğu araçtan katılanlarla ateş açıldığı, her iki katılanın hayati tehlike meydana gelecek şekilde yaralandıkları anlaşılmıştır.

2.Sanık ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;
a. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, eksik inceleme bulunmadığı, katılanlardan kaynaklanan haksız söz yada davranış bulunmadığından haksız tahrik, meşru savunma hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmadığı anlaşıldığından, katılanlar vekili ve sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde bozma nedeni dışında hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

b.Uyuşturucu ticareti için buluşacakları öğrenilen sanıkların buluşma noktasına giden jandarma personeli olan katılanlara sanıkların bulunduğu araçtan ateş açıldığı, katılanların ilk beyanlarında "sanıkların bulunduğu aracın sağ ön yolcu koltuğunda oturan kişinin kendilerine ateş ettiğini" anlattıkları, olay yerinde bulunan kamera görüntülerinde sanıkların bulunduğu aracın sağ ön kapısının açılarak ateş açıldığının anlaşıldığı, katılanlar mahkeme beyanlarında da "huzurda bulunan ve olay anında aracın sağ ön yolcu koltuğunda oturan sanık ...'ın kendilerine ateş eden şahıs olduklarını" beyan ettikleri, ....'ın olay sonrası gittiği baba evinde "bize pusu kurdular, ancak ben onları vurdum" şeklindeki anlatımları, ilk beyanında "silahta parmak izim çıkabilir, olay sonrası olay yerinden kaçarken silahla ateş etmek istedim, ancak mermi bittiği için ateş edemedim" şeklindeki anlatımları oluş ve dosya kapsamına göre, katılanlara yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs eylemini sanık ...'ın 5237 sayılı Kanun'un 37. maddesi kapsamında fail olarak gerçekleştirdiği eyleme sanık ...'in 5237 sayılı Kanun'un 39. maddesi kapsamında yardım eden olarak katıldığı, olay yerine birlikte gelerek oradan birlikte sanık ...'ın baba evine kaçtıkları, olay sonrası silahı saklamak isterken ...'in yakalandığı,....'in eyleminin nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardım olarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilmeden iştirakin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı bulunmuştur.

3.Sanık ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;
Önleme araması kapsamında üzerlerinden uyuşturucu madde bulunan .... ve ....'ın uyuşturucu alışverişi için sanıklar .... ve .... ile buluşacaklarının jandarma tarafından öğrenilmesi üzerine katılanların buluşma noktasına giderek beklemeye başladıkları, sanık ...'in sevk ve idaresindeki araçla sanıkların olay yerine geldiği, araçların yan yana durduğu, sanıkların uyuşturucu alışverişi için beklerken katılanların "dur, Jandarma" şeklinde ikaz ederek silahlarla araçtan inmesi üzerine sanıkların yakalanacaklarını anlayıp bulundukları aracın sağ ön kısmından katılanlara ateş açıldığı ve her iki katılanın hayati tehlike meydana gelecek şekilde yaralandıkları olayda; katılanların ilk beyanlarında "sanıkların bulunduğu aracın sağ ön yolcu koltuğunda oturan kişinin kendilerine ateş ettiğini" anlattıkları, olay yerinde bulunan kamera görüntülerinde sanıkların bulunduğu aracın sağ ön kapısının açılarak ateş açıldığının anlaşıldığı, olay anında silahla ateş edenin aracın sağ ön yolcu kısmında oturan sanık ... olduğunun duruşmada hazır bulundukları sırada katılanlar tarafından beyan edildiği, sanık ...'ın kolluk beyanında "olay yerinden kaçarken silahla geriye doğru ateş ettim, ancak mermi bittiği için tabanca ateş almadı, bu nedenle silaha dokunduğum için parmak izim çıkabilir" şeklindeki beyanları, olay sonrası sanıkların ....'ın ailesinin evine birlikte gittikleri, olay nedeniyle kaçmak ve saklanmak için ...'ın ailesinden para istedikleri, ....n'ın ailesine "bize ateş açıldı, ama ben onları vurdum" şeklinde anlatımlarda bulunmuş olması hususları da nazara alındığında, sanık ...'ın katılanlara yakın mesafeden hedef gözeterek birden fazla el ateş ettiği, jandarma tarafından yakalanacakları korkusu ile olay yerinden bu şekilde kurtulmak istediği, eylemlerinin kamu görevlisine karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, sanık ...'ın 5237 sayılı Kanun'un 37. maddesi gereği nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan (2-b) ve (3) numaralı paragrafta açıklanan "sanık ...'in yardım eden olarak cezalandırılması gerektiği, sanık ...'ın her iki katılana yönelik atılı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun'un 37. maddesi delaletiyle cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi" nedeniyle katılanlar vekili ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 17.07.2023 tarihli ve 2021/2594 Esas, 2023/1848 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, sanık ... yönünden oy birliğiyle, üye sayın ...'ın "sanık ... yönünden sanığın atılı suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması" yönündeki karşı oyu ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık ... müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-b maddesi uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

28.05.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Suça iştirak için öncelikle faillerin bir suçu işlemek konusunda iştirak iradelerini ortaya koymaları ve anlaşmaları gerekir. İştirak iradesi suç işlenmeden önce veya en geç suçun işlenmesi sırasında ortaya çıkmış olmalıdır. İştirak iradesinin mevcudiyeti için, her şerikin diğer faillerle birlikte belirli bir suçun işlenmesine katıldığını bilmesi gerekir. İştirakin kabulü için failde, suça iştirak iradesi olmalıdır.

Yani suça katılanlar önceden, belli bir suçu işleme konusunda aralarında anlaşmalı, irade birliğine varmalıdırlar. Kararlaştırılan bir suç işlenirken, faillerden birisinin diğerlerinden habersiz bir başka suçu daha işlemesi halinde ise önceden anlaşma olmadığı için, ikinci failin icrasına yardım etmeyen diğer failler, bu suçtan sorumlu tutulmazlar. Herhalde failin başkasının fiiline katıldığını bilmesi ve bunu istemiş olması lazımdır. İstenmemiş olan neticenin husulünde her failin sadece tesadüfi olarak fiillerinin birleşmiş olması iştirake yeterli değildir. Bir suça iştirak ettiğini bilmeyen kimsenin bu cehaleti kastı ortadan kaldırır. İştirak halinde suç işlenmesi halinde, iştirakin nevini saptamak için faillerin karar verme ve icra safhalarındaki tüm hareketlerinin nazara alınması ve topluca değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kast insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olup, kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir.

Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin saptanması için, eylemin bir evresindeki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm kanıtların birlikte değerlendirilmesi gerekir. Suç işleme kararının aynı suç konusunda alınması gerekir.Yeni ceza yasası kusur teorisini benimsediğini ileri sürmesine rağmen, iştirak konusunda irade teorisini esas almış gözükmektedir. Zira kusur teorisi nedensellik bağından sarfı nazar edemez. İştirak anlaşmasına konu hareket işlenirken kastı aşan bir netice meydana gelmişse, bundan tüm ortaklar kusurları derecesinde sorumlu olurlar.

Uyuşmazlık konusunun isabetli bir şekilde çözümlenebilmesi için müşterek faillik için gereken şartlardan birisi olan "suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurma" unsurunun ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesinde Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.

İştirak anlaşmasına konu suç dışında bir suç işlenmişse, ortakların sorumluluğu bu suça iştirak etmiş sayılıp sayılmayacakları hususunun tespitinden sonra tayin edilmelidir.

Sanıklardan birisinin kendince başka bir amaçla mağdura yönelik yaptığı eylemden sonra diğer sanık veya sanıkların ani bir kasıtla beklenmeyen ağır veya başka nitelikteki suçlardan iştirakten sorumlu tutulmaları TCKnın 20. maddesindeki ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine aykırılık teşkil edecektir.

Sanıkların olay yerine geliş veya bulunma amaçları, hangi suç veya suçlar için harekete geçildiği, silahlı veya silahsız olaya katılmaları, suç veya suçlara hangi hareket veya hareketlerle katıldıkları, hangi aşamada olaya katıldıkları, olayların seyir aşamaları, basit düzeyde katılınan suçun şeriklerden birinin ani bir kastı ile ağırlaşıp yani amaç suç dışı bir sonuca ulaşıp ulaşmadığı, basit bir düzeyde bir suç amaçlanmış iken çok ağır bir neticeyle karşılaşılacağını tahmin etme durumunda ağır eylemi yapmayan şeriklerin bu olaya başlangıç aşamasında dahi katılıp katılmayabilecekleri adil bir sonuca ulaşmak için doğru bir şekilde değerlendirilmelidir.

Amacı her somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit bulunan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak, adlandırılan ve Latince; "in...." olarak da ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü bir ceza davasında sanığın
cezalandırılmasına karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık lehine değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ve gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi durumunda da geçerlidir. Sanığın üzerine atılı bulunan suçlardan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye yer vermeyecek kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaatlere değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa ihtimale dayanılarak sanığın mahkûmiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir.

Bu açıklamalar ışığında; Burhaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.04.2021 tarihli ve 2020/135 Esas, 2021/96 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında katılanlar .... ve .... yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 37/1, 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı iki kez 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, sanık ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereği cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 17.07.2023 tarihli ve 2021/2594 Esas, 2023/1848 Karar sayılı kararı ile kaldırılarak sanık ... hakkında Süleyman'a yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun'un 82/1-g, 35, 53. maddeleri gereği 17 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, ....'a yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun'un 82/1-g, 35, 53. maddeleri gereği 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ilişkin kararı inceleyen Dairemizce sanık ...'in bu suçlara yardım eden sıfatı ile katıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de;

Olay ile ilgili Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan idari tahkikat rapor içeriğine göre, olayın J.Asb.Çvş. ...'ın .... AVM bölgesinde iki şüpheli şahsı görüp yaptıkları üst aramasında bir miktar uyuşturucu madde ele geçirildikten sonra Cumhuriyet Savcısına haber verilip talimatının alınmasına müteakip yaptıkları mülakat sonucu, ... AVM arkasında uyuşturucu ticareti yapılacağını öğrenmeleri üzerine zamanın azlığı genç ve tecrübesizlikleri bir an önce uyuşturucu madde yapacak şüphelileri suç üstü alışveriş yapılırken yakalama isteği ve heyecanı ile kolluk amirlerine haber vermeden asayiş noktasında sivil bulunan .... Merkez Jandarma Karakol komutanlığında görevli Jandarma Uzman Çavuş ... ve ...'yu hizmet kağıdına yazarak görevlendirip buluşma noktasında unsur halinde tertiplenildiği, araçlarının tepe lambalarının kapalı olması, Jandarma personelinin buluşma noktasında sivil araç ile bulunmasının olayın en büyük nedeni olduğu değerlendirilmesi ile olayda devriye komutam olarak bulunan ...'ın kusurlu bulunduğunun tespit edildiği,
Önleme araması kapsamında üzerlerinden uyuşturucu madde bulunan .... ve ....'ın uyuşturucu alışverişi için sanıklar .... ve .... ile buluşacaklarının jandarma tarafından öğrenilmesi üzerine nöbetçi savcıya haber verilerek buluşma noktasına jandarma personelinin gittiği, resmi araçların gizlendiği, katılanların bulunduğu sivil aracın buluşmak üzere belirlenen noktada beklediği, sanık ...'in sevk ve idaresindeki araçla sanıkların olay yerine geldiği, araçların yan yana durduğu, sanıkların uyuşturucu alışverişi için beklerken katılanların "dur, Jandarma" şeklinde ikaz ederek silahlarla araçtan inmesi üzerine sanık ... tarafından katılanlarla ateş açıldığı, her iki katılanın hayati tehlike meydana gelecek şekilde yaralandıkları,
17.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda, kamera açısına bir jandarma aracının girdiği ve kamera önünden geçerek uzaklaştığı, jandarma aracının tepe lambalarının yanmadığı, görüntü kaydının 3.dakikasında kamera açısına beyaz renkli hatch-back bir aracın girdiği, aracın kamera açısı içerisinde ilerledikten sonra kameranın bulunduğu yere uzak olacak şekilde durduğu, beyaz renkli station .... bir aracın girerek daha önceden kamera açısına girip park etmiş olan diğer aracın yanına gittiği, diğer araca paralel olarak ve aralarında yaklaşık bir araba sığacak kadar boşluk olacak şekilde diğer aracın yanında durduğu, kamera açısına sonradan giren ve kamera açısına göre solda olan aracın, kamera açısına göre sağda bekleyen aracın yanında durduktan sonra yaklaşık 10 saniye herhangi bir hareket yaşanmadığı, ardından soldaki aracın ön yolcu kapısı ile sağda bekleyen aracın her iki ön kapısının açıldığı, bu esnada sağda bekleyen aracın şoför kapısından bir kişinin indiği, araçtan inen kişinin elini solda duran araca doğru uzattığı, bu sırada sağda bekleyen aracın yolcu kapısından da bir kişinin inerek aracın üzerinde solda bekleyen aracı hedef aldığı, tam bu sırada sağda bekleyen aracın şoför koltuğundan inen şahsın yere düştüğü, aracın yolcu koltuğundan inen şahsın ise siper alarak aracın arkasına gizlenmeye çalıştığı, bu sırada daha önce kamera açısında girip çıkan jandarma aracının bekleyen araçlara doğru yaklaştığı, şoför kapısından inen şahsın yere düşmesi üzerine yolcu kapısından inen şahsın (elinde silah olduğu değerlendirilmiştir) aracın arkasına doğru hareket ettiği, solda bekleyen aracın yolcu koltuğunda şahıs aracın kapısını kapatmaya çalıştığı sırada arkasından bir el uzandığı ve silahla ateş edildiği, sonrasında araç içerisinden bir kez daha ateş edildiği, bu ateş üzerine solda bekleyen aracın yolcu koltuğundan inip aracın arkasına geçen şahsın 15 nolu görüntüde gösterilen ateş sonucunda yaralandığı ve aracın yan kısmına geçerek çömeldiği, aynı anda solda bekleyen aracın ön yolcu kapısının kapatıldığı, aracın kapısı kapandıktan sonra aracın hareket etmek üzereyken tekrar durduğu, yaklaşık 5 saniye bekledikten sonra yeniden hareket ettiğinin tespit edildiği.

Olay sonrasında olay yerinde yapılan incelemede, çok sayıda kovan ve mermi çekirdeğinin bulunduğu, ayrıca olay yerinde bulunan araçlarda çok sayıda mermi giriş deliği olduğunun tespit edildiği, sanıklara ait .... plakalı araçta yapılan aramada, 9 mm çapında iki adet kovan ve 3 adet fişek gömleği ile iki adet deforme merminin ele geçirildiği,

İstanbul Jandarma Kriminal Dairesinin 30.04.2020 tarih 2020/867 sayılı uzmanlık raporunda olay yerinden elde edilen 37 adet boş kovanın 13, 11, 8 ve 5 olmak üzere 4 ayrı silahtan atıldığının belirtildiği,

Müştekiler ... ve ... hakkında ... Devlet Hastanesince düzenlenen 19.10.2020 tarihli raporlar sonucunda; müştekilerin basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandıklarının belirlendiği,

Jandarmaya ait .... plakalı aracın sol arka kapı camı sol kenar ortasında 1 adet mermi giriş deliğinin bulunduğu, sol ön kapı kenarında 20-30 santimetre ebadında kan lekesi sol arka kapı üzerinde kan lekesinin bulunduğu,

Sanık ...'a ait.... plakalı lodgy Dacia'nın arkasında 5, 6 sağ ön ve orta kapı hizasında 7, 8 ,9, 10, 11. 12, 13, ön cam ve üst tarafında 14, 15 sol ön kapıda 16, orta kapıda 17 ve 18 numaralarda tespit edilen toplam 14 adet ateşli silah mermi giriş deliklerinin bulunduğu,

Sanıkların olay yerine uyuşturucu madde ticareti amacıyla gelmiş olmaları, jandarmanın kendilerini tuzağa düşürdüklerini bilmeleri halinde olay yerine hiçbir zaman gelmeyecekleri için önceden sanıklar arasında uyuşturucu madde ticareti suçu dışında adam öldürmeye teşebbüs mahiyetinde suçları da işlemeyi kararlaştırdıklarından söz edilemeyeceği, sanıkların adam öldürmeye teşebbüs suçunu işlemeyi önceden kararlaştırdıklarına dair bir delinin de dosyada bulunmadığı,
Sanık ...'in arabasını kaçırmaya kalkmasına rağmen 4 Jandarmanın attığı 37 atıştan 14'ünün bu araca isabet ettiği de dikkate alındığında sanığın sanık ...'ın başlattığı atışlarına jandarmaca aracın sağ, sol ve arka tarafından karşılık verildiğinde gerek kendisini, gerekse aracınının zarar görmemesi için aracını hareketlendirilmesinin normal bir davranış olduğu, sanığın bu sırada sanık ...'ın mağdurları rahatça vurmasını sağlamak veya onu kaçırmak gibi bir amaçla hareket etmediği, olay öncesinde sanıklar arasında bir konuşma olmadığı, sanık ...'a bir talimat vermediği, kaldı ki sanık ...'ın ani bir kararla yaptığı toplam 6 atışın birkaç saniye içerisinde vuku bulması ve Jandarmaca eş zamanlı ani karşılık verilmesi, bu sırada aracın isabet alması sebebiyle sanık ...'in düşünecek ve sanık ...’a müdahale edebilecek bir zaman ve durumunun bulunmadığı,

Sanık ...'in aracını kaçırmasına rağmen arkadan 5, 6 numaralı deliller (2 isabet) sağ ön ve orta kapı hizasında 7, 8 ,9, 10, 11,12, 13, ön cam ve üst tarafında 14, 15 numaralı deliller (9 isabet),

Sol ön kapıda 16, orta kapıda 17 ve 18 numaralarda (3 isabet) olmak üzere 14 isabet aldığı, aracını kaçırmaması halinde jandarmanın yaptığı 37 atışın tamamının araca isabet etmesi halinde kendisinin de ağır bir şekilde yaralanması veya ölmesinin de söz konusu olabileceğinden aracı hareketlendirmemenin anormal bir davranış sayılması gerektiği,
Sanık ...'ın araçtaki uyuşturucu maddeleri ve kendilerini uyuşturucu madde ticareti suçundan kurtulmaları için silahını kullanıp kullanmayacağının kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı hususunda aleyhine hiç bir delil bulunmadığı gibi, sanık ...'ın silahla atışlara başlamasının akabinde kullandığı araca da jandarmalar tarafından atışlara başlanması sırasında bu atışlardan aracının ve kendisinin de isabet alabileceği korkusuyla aracı bir anlık panik ile hareketlendirmiş olmasının anormal bir davranış sayılamayacağı, aracın gazına basmasının sanık ...'ın mağdurlara daha rahat atış etmesini sağlamaya yönelik olduğunun da kabul edilemeyeceği, aksine sanık ...’ın atışlara başlaması ve atışlara devam ederken jandarmaların araca ateş etmesi sırasında sanık ...'in aracın gaz pedalına basarak aracı hareketlendirmiş olmasının sanıkların bulunduğu araç ileriye gitmiş olacağından sanık ...'ın bu sırada geride kalmaları ve aradaki mesafenin açılacak olması sebebiyle atış açıları iyice kötüleşeceğinden onları vurmasının neredeyse imkansız hale geleceği, başka bir anlatımla sanık ...'ın ani bir karar ile tabancayla araç içerisinden atışlara başlaması ve jandaramaların karşılık vermesi sonrasında aracı ve kendileri kaçırmaya yönelik olarak aracı uzaklaştırmasının sanık ...'ın katılanları daha rahat bir şekilde vurmasını sağlamaya yönelik değil aksine onları kurtaracak bir davranış olarak değerlendirmesinin daha doğru olacağı,

Kaldı ki mağdur Jandarmaların sanık ... aracını hareketlendirmeden önce mağdurların sanık ...'ın ani atışlarıyla zaten vurulmuş oldukları için aracı hareketlendirmesinin sanık ...'ın mağdurlara yönelik öldürmeye teşebbüs suçlarına hiçbir katkısının olmadığı,

Ayrıca aracı hareketlendirmesinin sanık ...'ın jandarmalardan uzaklaşması sebebiyle onlara rahatça nişan alıp Ateş etmesini de engellemiş olduğu da gözetildiğinde sanık ...'in ani gelişen bu olay sebebiyle sanık ...'ın mağdurlara yönelik öldürmeye teşebbüs suçlarına bilerek isteyerek katıldığı kabul edilemeyeceği gibi, Dairemiz çoğunluğunca kabul edildiği üzere TCKnın 39. maddesi anlamında bu suçlara yardım eden sıfatıyla katıldığından da söz edilemeyeceği,

Zira Ani gelişen bir olay sebebiyle aracı kaçırırken doğal olarak araç içindeki jandarmaları öldürmeye teşebbüs eden sanık ...'ı da götürmesinin ise olay öncesinde böyle bir olayın yaşanacağı daha önceden hiç konuşulmadığı veya olay tahmin bile edilemeyeceği için bu hareketin TCK'nın 39/2-a maddesinde belirtilen fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaad etmek kapsamında kabul edilemeyeceği, bu davranışın ise TCK'nın 283/1. maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma (sırf suç işleyen kimseyi araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtarmak) amacıyla da hareket etmediğinden bu suçun da söz yasal unsurlarının da oluşmadığı,

Bu itibarla sanık ...'in üzerine atılı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından TCK'nın 223/2-a maddesi uyarınca (yüklenen fiilin Kanunda suç olarak tanımlanmamış olması) beraatine karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-1-ceza-dairesinin-20238446-e-20254377-k-sayili-karari