ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 2023/4157 E., 2024/923 K. sayılı kararı

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 2023/4157 E., 2024/923 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 13.02.2024 tarihli, 2023/4157 E., 2024/923 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

1. Ceza Dairesi

2023/4157 E., 2024/923 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 ... maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 ... maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A.... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.11.2022 tarihli ve 2021/453 Esas, 2022/736 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında;

1. Maktul ...'a yönelik eylemi nedeni ile kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 ... maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddenin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

2. Maktul ...'a yönelik eylemi nedeni ile kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 81 ... maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddenin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

B.... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 23.02.2023 tarihli, 2023/513 Esas,2023/532 Karar sayılı kararı ile: sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 ... maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri, sanığın cezai ehliyeti bulunmadığına , eksik incelemeye ve bölge adliye mahkemesi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden istinaf talebinin reddedildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

1.Sanık ...'in ... ilçesi ... Mahallesi'nde kendisine ait konteynerde kaldığı, olay tarihi olan 22.10.2020 tarihinde gece 01:00 - 02:00 sıralarında maktuller ... ve ...'ın evine giderek kapıyı çaldığı, maktul ...'nin kapıyı açtığı, bu esnada sanığın maktul ...'ye elinde bulunan tüfekle ateş ederek evin içerisine girdiği, evin içerisinde giriş kısmından sol tarafta bulunan odanın kapısından maktul ... ve aynı odada yatmakta olan maktul ...'a 4 el ateş ettiği, 23.10.2020 tarihli Ölü Muayene ve Otopsi Tutanaklarına göre maktullerin ateşli silah yaralanmasına bağlı göğüs içi organ yaralanması ile iç ve dış kanama sonucu öldükleri kabul edilmiştir.

Sanık ...'in maktuller ... ve ...'a silahla ateş ederek öldürmesi neticesinde her bir maktul yönünden ayrı ayrı "Kasten Öldürme" suçunu işlediği sabit görüldüğü ve eylemine uyan 5237 sayılı Kanun'un 81 ... maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.

2. Otopsi raporu, adli tıp ihtisas kurulu raporları, olay yeri inceleme tutanağı, ölü muayene tutanağı, uzmanlık raporları, sanık savunmaları, katılanlar ve tanıkların beyanları dava dosyasında bulunmaktadır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, alınan raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu, Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi ve 4. İhtisas Kurulundan alınan raporlar ile sanığın cezai ehliyetinin tam olduğunun belirlendiği, eksik incelemenin söz konusu olmadığı, suçun kanuni tanımındaki fiili gerçekleştiren sanığın fail olarak kabulünde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, hükümlerde bozma nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Suç vasfı yönünden;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.09.2016 tarihli, 2015/1-334 Esas, 2014/141297 Karar sayılı ilamına göre;

Çeşitli yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, sırf öldürmüş olmak için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürmek, silahı denemek maksadıyla öldürmek gibi haller sadist bir duygu ve düşüncenin eyleme egemen olması bakımından “canavarca his ile” öldürmeye örnek oluştururlar. Benzer biçimde belli toplumsal sınıflara ya da farklı inanç veya mezhep gruplarına duyduğu hınç nedeniyle öldürme, canavarca his sevki ile öldürme suçunu oluşturur.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Dosya kapsamına göre; taraflar arasında önceye dayalı bir husumet olmadığı, öldürmeyi gerektirir bir sebep bulunmadığı, sanığın olay gecesi meleklerin kendisine " sen öldün sevdiğin kişileri de yanına al" demeleri üzerine mahalledeki herkesi sevdiği için hepsini yanıma alacağım dediği, mahalledeki başka şahısların daha evine gidip kapıya vurduğu ancak açmadıkları için onlara zarar vermediği, sanığın 23.10.2020 tarihli ifadesinde "kapıya vurdum, çıkın diye bağırdım, çıkan olmadı, kapıyı açsalardı kim çıkarsa kapıya onu vuracaktım" şeklinde beyanınında bulunduğu, maktul ...'ın kapıyı açması üzerine av tüfeği ile hiçbir şey söylemeden maktulü hedef alarak ateş ettiği, o sırada evde yatağında uyanmış vaziyette yatmakta olan diğer maktul ...'a da ateş ettiği, somut olayda sanığın canavarca his sevkinden başka kendisini eyleme iten herhangi bir sebep mevcut olmadığı, bir an içinden gelen istek doğrultusunda maktulleri sırf öldürmüş olmak için öldürdüğü, sırf öldürmek için öldürme ya da zevk için öldürme dürtüsüyle hareket ettiği, eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen "canavarca hisle nitelikli kasten öldürme suçunu" oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgılı değerlendirme ile kasten öldürme suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 23.02.2023 tarihli ve 2023/513 Esas, 2023/532 Karar sayılı kararının suç vasfı yönünden

5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, üyeler ... ve ...'ın hükümde isabetsizlik bulunmadığından kararın onanmasına ilişkin karşı oyları ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Sanık hakkında aleyhe temyiz bulunmadığından 5271 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca KAZANILMIŞ HAKKININ KORUNMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süreler dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ... 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.02.2024 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Öldürmek için öldürmek öldürmeden zevk almak, silahını denemek kan dökmek için öldürmek, kan gördükçe kan dökmeye devam etmek istemek, canavarca hisle öldürmeye örnek olarak verilmektedir. Ayrıca ölenin acı çekmesinden zevk duymak, bu kapsamda örnek olarak verilmekteyse de burada eziyet çektirerek öldürmenin de söz konusu olabileceği belirtilmelidir. “Canavar” ifadesi failin duygusuzluğunu, “his” ifadesiyse insansı bir durumu anlatmakta olup “canavarca his”ten anlamsızlığın anlaşılması gerektiği de savunulmaktadır. Bu kapsamda nedensiz yere öldürme halinde de canavarca hissin varlığından bahsedilmektedir. Bu kabulün temelinde esasında daha evvel de belirtildiği üzere mehaz kanunda “canavarca his”ten evvel “yalnızca” ifadesine yer verilmesi yatmaktadır. Oldukça anlamsız ya da uzak olarak kabul edilen bir sebebin bulunduğu her durumda dahi “yalnızca canavarca his” söz konusu olmadığından bu ağırlaştırıcı sebep uygulanmamaktadır. Ancak nedensiz yere öldürmek ya da öldürme fiilinin izahının açıklanamadığı hallerde canavarca hissin varlığından bahsedilemez. Nitekim burada insanın gerçekleştirdiği fiilin nedenden yoksun olmayacağı belirtilmelidir. Ayrıca nedensiz yere öldürme halinde failin artık akıl sağlığının da yerinde olmayabileceği, bu nedenle cezayı

ağırlaştıran bir neden olarak kabulünün yerinde olmayacağına ilişkin savunmaların dahi yapılması mümkündür. Bu yüzden, nedenin bilinememesi ya da açıklanamaması nedeniyle canavarca hissin varlığı kabul edilmemelidir. Muhtemel nedenler ayrık tutulduğunda failin kişiliği, bu kapsamda örneğin kavgacı ya da zorba bir yapıya sahip olmasıyla söz konusu his açıklanabilir. Yine neden eksikliğinin yanında ayrıca failin geçmişinden yararlanmak suretiyle canavarca hissin varlığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Ancak yapılan tüm bu belirleme ya da tanımlama çalışmalarına karşın yine de nesnel bir ölçütün belirlenmesinin zor olduğu belirtilmelidir.

Öldürme sürecinin kendisi, burada tek öldürme dürtüsünü oluşturmaktadır. Bkz. Kühl, StGB § 211, Rn. 4. “Sanığın, içgüdüsel tatmin amacı ile tanımadığı maktule müteaddit defa büyük bir taş kütlesi ile saldırarak, sırf öldürmüş olmak için öldürdüğü, bu doğrultuda failin, canavarca his sevkinden başka kendisini eyleme iten herhangi bir neden mevcut olmaksızın, suçun işleniş biçimi ve eylemin ağırlığı ile ortaya çıkan kastının, kullandığı yöntem itibariyle canavarca hisle öldürme suçuna yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; TCK'nin 82/1-b maddesi kapsamında hüküm kurulması yerine, suç niteliğinin tayininde yanılgıya düşülerek TCK'nin 81 ... maddesi gereğince kasten öldürme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, Y. 1. CD. E. 2019/3513 K. 2019/5634 T. 18.12.2019

Ancak YCGK benzer bir olayda ise bu ağırlaştırıcı nedeni uygulamamıştır. Nitekim söz konusu karar şu şekildedir: “Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın, komşusu maktul ile birlikte apartmanın sığınağına indikleri… Sanığın, eşya indiren maktulle birlikte girdiği apartmanın ... katında, maktulün, etrafta dağınık şekilde bulunan eşyaların belli bir düzene göre konulmasının uygun olacağını söylediği esnada, depoda bulunan baltanın künt tarafı ile maktulün kafasına vurduğu, daha sonra yere düşen maktule başını gövdeden ayıracak şekilde birçok kez baltayla vurmak suretiyle öldürdüğü olayda; sanığın maktulü öldürme nedeninin tespit edilememesi ve öldürme kastına yönelik çok sayıdaki yaranın tek başına canavarca hisle kasten öldürme suçunun kanıtı sayılamayacağı, sanığın canavarca hisle öldürme amacıyla hareket ettiğini gösterir nitelikte delil bulunmadığı, bu şekilde sanığın fiilinin TCK’nun 81. maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.” YCGK E. 2015/1-334 K. 2016/317 T. 20.9.2016

Dosya kapsamına göre; taraflar arasında önceye dayalı bir husumet olmadığı, öldürmeyi gerektirir bir sebep bulunmadığı, sanığın olay gecesi meleklerin kendisine " sen öldün sevdiğin kişileri de yanına al" demeleri üzerine mahalledeki herkesi sevdiği için hepsini yanıma alacağım dediği, mahalledeki başka şahısların daha evine gidip kapıya vurduğu, ancak kapıyı açmadıkları için onlara zarar vermedikleri, sanığın 23.10.2020 tarihli ifadesinde "kapıya vurdum, çıkın diye bağırdım, çıkan olmadı, kapıyı açsalardı kim çıkarsa kapıya onu vuracaktım" şeklinde beyanının bulunduğu, maktul ...'ın kapıyı açması üzerine maktule doğru direkt av tüfeği ile hiçbir şey söylemeden ateş ettiği, o sırada evde yatağında uyanmış vaziyette yatmakta olan diğer maktul ...'a da ateş ettiği, somut olayda sanığın canavarca his sevkinden başka kendisini eyleme iten herhangi bir neden mevcut olmadığı, bir an içinden gelen istek doğrultusunda maktulleri sırf öldürmüş olmak için öldürdüğü, sırf öldürmek için öldürme ya da zevk için öldürme dürtüsüyle hareket ettiği, eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 82 nci maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde düzenlenen "canavarca hisle nitelikli kasten öldürme suçunu" oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgılı değerlendirme ile kasten öldürme suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuş ise de;

Sanığın Cumhuriyet savcılığı huzurunda beyanlarında kendisi ile 3 harflilerin uğraştığını, bunun üzerine ... Mahallesinde bulunan hocaya giderek kendisine muska yaptırdığını, 22.10.2020 tarihinde konteynerde uyuduğu sırada rüyasında Allah'ın kendisine sevdiği kişileri almasını söylediğini, bunun üzerine uyanıp evinden çıkarak kendisine ait olan ruhsatsız tüfeğini alıp Hacımahmutlar Mahallesi'nde oturan ...'ın evine geldiğini, evin camından içeri baktığında bir karartı gördüğünü ve sonrasında peşini bıraktığını, akabinde Yakup Günebakan'ın evine gittiğini ve seslenmesine rağmen kimse çıkmayınca ... ve ...'ın evine gittiğini, kapıyı çaldığında kimsenin açmadığını, daha sonra kapıya tekrar vurduğunda kapıyı maktul ...'nin açtığını, kapıyı açtığı anda tüfeği ile kendisine 2 el ateş ettiğini, ateş ettikten sonra ne olduğuna bakmadan evden çıkıp gittiğini,

Mahkememiz huzurunda alınan beyanında ise bu beyanlarından farklı olarak yaşadığı köyde ... isimli şahsın kızı ile evlenmek istediğini ancak ...'in kendisini kovup aynı zamanda katılanların eşine hakaret ettiklerinin anlaşılması üzerine ...'in kendisine tüfek verdiğini, maktullerin evine gittiğinde ise zaten ölmüş olduklarını, yalnızca tavana bir el tüfekle ateş ettiğini, ...'in telkinleri altında olduğunu ve ...'in ateş ettiğini beyan ettiği anlaşılmakla sanığın eylemin sonuçlarının ağırlığı karşısında kendisini cezalandırılmaktan kurtarmak maksadı ile yapmış olduğu çelişkiler içeren kaçamaklı savunmalarına itibar edilmemiş, zira dosya kapsamında ifadesine başvurulan tanık ..., sanığın köyde husumetli olduğu herhangi bir kimseden kendisine bahsetmediğini, herhangi bir isim vermeden de bir kıza aşık olduğunu, ancak çekindiği için kıza dahi bu düşüncesinden bahsedemediğini kendisine anlattığını beyan etmiş, yine tanık ... alınan ifadesinde maktullerle herhangi bir husumetinin olmadığını, yalnızca muhtar olma meselesi nedeni ile katılan ... ile husumetinin olduğunu, bu husumetle alakalı herhangi bir konuyu sanığa anlatmadığını, sanığın kızı ile evlenmek istemesine ilişkin de herhangi bir durumun olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla, dosya kapsamında yer alan tanık beyanlarının sanığın ileri sürmüş olduğu hususları da desteklemediğinin açıkça anlaşıldığı, ayrıca sanık hakkında hazırlık aşamasında kendisi ile 3 harflilerin uğraşarak rüyasında da Allah'ın sevdiği kullarının yanına almasını söylediğine dair beyanlarına istinaden sevkinin sağlandığı Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan tetkikler neticesinde düzenlenen 03.08.2022 tarih 6482 numaralı raporda; sanığın cezai sorumluluğunu müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı ve zeka geriliği saptanmadığı, adli dosya tetkikinde sanığın mezkur suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak boyutta bir akli arızanın içinde olduğuna delalet edecek herhangi bir tıbbi bulgu ve belgeye de rastlanmadığı, bu duruma göre ...'in 22.10.2020 tarihinde işlediği iddia edilen suça karşı cezai ehliyetinin tam olduğunun bildirildiği, ayrıntısı gösterilen raporlardan anlaşılacağı üzere, eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak edebilmekle muhtemel bir müessir fiilden ayırt edebilen sanığın kendisi yönünden yaşantısını etkileyebilecek mahiyetteki böyle bir olayda gerçekleşmemişken maktullere ateş ettiğine dair kendisi hakkında isnatta bulunmasının hayatın olağan akışına uygun görülmemesi, bunun yanında sanığa atfedilen eylemlerin soyut ve afaki olmayıp, başkaca delillerle desteklenen, somut ve spesifik olması

hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanık ...'in maktuller ... ve ...'a silahla ateş ederek öldürmesi neticesinde her bir maktul yönünden ayrı ayrı "Kasten Öldürme" suçlarından 5237 sayılı TCK'nın 81 ... maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılması şeklindeki ilk derece Mahkemesi ile İstinaf Mahkemesinin görüşü dosya kapsamına uygun bulunmakla birlikte yukarıda belirtildiği üzere sanığın maktulleri sadece adam öldürmek için keyfi olarak öldürme maksadı ile mi, yoksa daha sonra ki savunmalarında belirtildiği üzere ...'in telkinleri altında mı veya açıklamak istemediği başka nedenlerle mi maktulleri öldürdüğü net bir şekilde belirlenemediği için oluşan şüpheli bu durumun sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinden sanığın eylemlerinin TCK'nın 81 ... maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşüyle bozma görüşüne katılmıyoruz. 13.02.2024

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/yargitay-1-ceza-dairesinin-20234157-e-2024923-k-sayili-karari