Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2023/3115 E., 2024/6488 K. sayılı kararı
Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 10.10.2024 tarihli, 2023/3115 E., 2024/6488 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
1. Ceza Dairesi
2023/3115 E., 2024/6488 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/1838 E., 2022/1451 K.
SUÇ : Nitelikli kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması
1.Sanık müdafiinin 08.11.2022 tarihli dilekçesi ile süre tutum talebinde bulunduğu, gerekçeli karar usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği halde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 294. ve 295/1. maddeleri uyarınca süresi içerisinde temyiz sebeplerini içerir gerekçeli temyiz dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
2. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun'un 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.2020 tarihli ve 2019/86 Esas, 2020/271 Karar sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3-a-e maddeleri yollaması ile aynı Kanun'un 87/4-2. cümle 29, 62, 53/1-2-3 maddeleri gereğince 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 31.10.2022 tarihli ve 2020/1838 Esas, 2022/1451 Karar sayılı kararı ile sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvuruları üzerine ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak duruşma açılması suretiyle sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Kanun'un 82/1-d, 29/1, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereğince 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri özetle; haksız tahrik ve takdiri indirim yapılmaması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
A. Tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde maktul ile eşi olan sanık arasında bilinmeyen nedenle çıkan tartışma sonucunda taraflar arasında bir kavganın yaşandığı, kavga sırasında sanığın ele geçemeyen oklava ile maktule vurduğu ve maktulü ittirdiği, maktulün kafasını çarpacak şekilde yere düştüğü, sanığın hazırlık aşamasında maktulün düşerken çarpmış olduğu dolabın üzerindeki vazonun kafa sağ yan bölgesine düştüğünü de iddia ettiği,kavga sırasında çıkan sesleri duyan kızlarının olay yerine geldiği babası olan sanığı elinde oklava olduğu halde ve maktulü de yerde hareketsiz şekilde yatar şekilde bularak sonradan olay yerine gelen abisiyle birlikte hastaneye götürdükleri, burada yapılan tedavilerin ardından maktulün hayatını kaybettiği ve otopsi raporunda maktulün ölümünün künt kafa travmasına bağlı kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanamasından kaynaklandığının belirtildiği anlaşılmıştır.
B. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği, eksik incelemenin bulunmadığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, sanığın savunma hakkına riayet edilerek adil bir biçimde yargılandığının anlaşıldığı, eylemin sanık tarafından kasten gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, maktulden sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranının isabetli olduğu, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından temyiz sebeplerinin incelenmesinde bozma nedeni dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumetin bulunmadığı, iki eş arasında yaşanan ve görgü tanığı bulunmayan olayda sanık savunmalarının aksini gösterir bir delilin bulunmadığı ve alınan Adli Tıp raporunda da maktulün doğrudan kafasına vazo vurulması sonucu öldüğüne dair kesin bir sonuca varılamayacağına ve ölümün sanık anlatımındaki şekilde itme sonucunda kafanın yere çarpması sonucu gerçekleşmiş de olabileceğine ilişkin hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın öldürme kastıyla hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın yaralama kastıyla eşi olan maktulü darp ettiği ve sonucunda maktulün hayatını kaybettiği olayda 5237 sayılı Kanun'un 87/4. maddesi uyarınca üst sınırdan ceza tayini suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli kasten öldürme suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
1. Sanık müdafiinin temyizi yönünden;
Sanık müdafiinin 08.11.2022 tarihli dilekçesi ile süre tutum talebinde bulunduğu, gerekçeli karar usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği halde, 5271 sayılı Kanun’un 294. ve 295/1. maddeleri uyarınca süresi içerisinde temyiz sebeplerini içerir gerekçeli temyiz dilekçesini vermediği anlaşıldığından, temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun'un 298. maddesi gereğince Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
2. Katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekilinin temyizi yönünden;
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle katılan Kurum vekilinin temyiz istemi üzerine yapılan inceleme sonucu suç vasfının yanlış belirlendiği anlaşılmakla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 31.10.2022 tarihli ve 2020/1838 Esas, 2022/1451 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.10.2024 tarihinde karar verildi.