VALEYE TESLİM EDİLMİŞ ARACIN KAZAYA KARIŞMASI HALİNDE ARAÇ MALİKİ İLE TRAFİK SİGORTACISININ SORUMLULUĞU KALKMAMAKTADIR
Kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Davaya konu kaza nedeni ile ortaya çıkan maddi, manevi zararlardan aracın maliki olan davalının da sorumlu olduğu kabul edilerek kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
T.C.
Yargıtay
4. Hukuk Dairesi
2021/18006 E., 2021/7993 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalı ... AŞ vekili tarafından talep edilmiş, davacılar vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.02.2021 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ... AŞ vekili Av.... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler, diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili ile davalı ... ve ... Sigorta AŞ vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların desteğinin karşıdan karşıya geçerken davalı ...'ın sevk ve idaresindeki, davalı ...’ye ait, diğer davalı ... şirketine trafik sigortalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, araç sürücüsü ...'ın davalı... Cafe Restoran İşl. ve Tic. Ltd. Şti’nin çalışanı olup bu davalının da TBK 66. md. gereğince adam çalıştıranın sorumluluğu nedeniyle zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu açıklayıp fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, cenaze ve defin giderleri ile destekten yoksun kalma tazminatı yönünden toplam 3.500,00 TL maddi tazminat ile davacı ... için 75.000,00 TL, davacı ... için 75.000,00 TL, davacı ... için 75.000 TL, davacı ... için 50.000 TL, davacı ... için 25.000 TL, davacı ... için 25.000 TL, davacı ... için 25.000 TL olmak üzere toplam 350.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini davacı ... için 110.942,78 TL; davacı ... için 9.550,45-TL olarak artırmıştır.
Davalı ... AŞ vekili, KTK 104. md. gereğince ve Trafik poliçesi genel şartları A.3-h mad. gereğince zararın teminat dışı kaldığını, aracın, sigortalı araç işleteni tarafından otopark görevlisine (vale) park edilmesi amacıyla verildiğini, aracın diğer davalı gözetiminde iken kazaya karıştığını, davalı ... Cafe Restoran İşl. ve Tic. Ltd. Şti’nin
gözetim yükümlülüğünde iken kazaya karıştığını, bu sebeple araç maliki ...'nin de işleten sıfatına sahip olmayacağından sorumluluğuna hükmedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; Borçlar Kanununun vedia sözleşmesini düzenleyen hükümleri gereğince trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm ile illiyet bağlarının kesildiğini, davacının meydana gelen zararlardan sorumlu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Cafe Restoran İşi. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; sürücü ...'ın işletmenin çalışanı olmadığını, zarardan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; işyerinde vale olarak çalıştığını, işyeri yetkililerinin telkinleri nedeniyle, çalışmadığını söylediğini, destekten yoksun kalma tazminatı koşulları oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile, davacı ... için 110.942,78 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile, 1.000 TL cenaze ve defin gideri; davacı ... için 9.550,45 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan sigorta şirketinden dava tarihinden, diğer davalılar ..., ... ve ... Cafe Rest. İşl. San. ve Tic. LTD.ŞTİ'den ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline; manevi tazminat talepleri yönünden davanın kısmen kabulü ile, davalı ... yönünden manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için 25.000,00 TL; davacı ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... Cafe Rest. İşl. San. Ve Tic. LTD.ŞTİ'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, anılan karara karşı davacılar vekili, davalı ... Cafe Rest İşl San ve Tic Ltd. Şti vekili ve davalı ... vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... Cafe Rest İşl San ve Tic Ltd. şirketinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ...'nin ve davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/b-2 madde gereğince kabulü İle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/b-2 madde gereğince açılan dava hakkında maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davalı ... yönünden açılan davanın reddine, davacı ... için 110.942,78 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile, 1.000 TL cenaze ve defin giderinin; davacı ... için 9.550,45 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan sigorta şirketinden dava tarihinden, diğer davalılar ... ve ... Cafe Rest. İşl. San. Ve Tic. Ltd.Şti'den ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talepleri yönünden davanın kısmen kabulü ile, davalı ... yönünden manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... İçin 25.000,00 TL; davacı ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Cafe Rest. İşl. San. Ve Tic. Ltd.Şti'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili ile davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede;
2-Dava, trafik kazasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, meydana gelen kazada desteğin öldüğünü açıklayıp zarar sorumlularından tazminat talebinde bulunmuştur. Bu doğrultuda davalı ...’nin de araç maliki/işleteni olarak zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp araç maliki yönünden de tazminat talebinde bulunmuş, davalı ... vekili, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm ile müvekkili arasındaki illiyet bağının vedia sözleşmesi gereğince kesildiğini, müvekkilinin davalı işyerine gittiğinde valeye aracının anahtarını teslim ettiğini, araç anahtarının ehliyetsiz valeye değil yetkili ve ehliyetli valeye teslim edildiğini, kazayı yapan şahsı tanımadığını, aracı teslim alanın vedia sözleşmesi gereğince koruma ve yetkisiz kullanmama yükümlülüğü olduğunu, bu yükümlülüğe aykırı davranılması sebebiyle meydana gelen zararlardan sorumlu olduklarını, bu sebeple husumet itirazında bulunduklarını, araç malikinin/davalının işletmeden ayrılırken aracın kaza yaptığının kendisine söylenmediğini, arayan polislerin karakola davet etmesi ile kazayı öğrendiğini, kaza ile ölüm arasında illiyet bağını kesecek birçok yan unsur bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ...’nin araç maliki/işleteni olarak göründüğü, ancak aracını diğer davalı işletmenin valesine teslim ederek bir vedia akdi ilişkisine girdiği, aracın diğer davalı ... tarafından vedia akdi amacına aykırı olarak kullanılmasının davalı ... açısından işleten sıfatını kesen, illiyet bağını ortadan kaldıran bir husus olduğu gerekçesi ile davalı ...’nin zarardan sorumlu olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
2918 sayılı KTK'nin 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere İşlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir.
Araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde, işletenliğin devri niteliğini taşıyacak sözleşmenin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ayrıca ve en önemlisi de bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması şarttır.
Somut olayda kazaya karışan aracın, araç maliki davalı ... tarafından diğer davalı işletmenin/cafenin vale görevlisine kendi rızası ile teslim edildiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Araç maliki davalı ..., soruşturmadaki ifadesinde bir saat sonra cafeden aracını alarak ayrıldığını, daha sonra karakoldan aranması üzerine aracı ile kaza gerçekleştiğini öğrendiğini belirtmiştir. Araç malikince aracın valeye tesliminin az yukarıda bahsedildiği anlamda araç üzerindeki yararlanılmayı bir başka kimseye devir ettiğinden söz edilemeyeceği gibi, söz konusu teslim işlemi de çok kısa süreli gerçekleşmesi karşısında davalı ...’nin aracını fiili ve hukuki yararlanması başkasına ait olacak şekilde devir ettiğinden de söz edilemez. Açıklanan bu nedenlerle kısa süreliğine vedia akdi kapsamında aracını vale görevlisine teslim eden araç malikinin işletenlik sıfatının kalktığından, zarar ile arasındaki illiyet bağının ortadan kalktığından ve zarardan sorumlu olmadığından söz edilemeyecektir.
Diğer taraftan her ne kadar kazaya konu araç, vedia sözleşmesi kapsamında davalı işletmeye bırakılmış ise de, davalı işletmenin KTK’nın 104. maddesi kapsamında sayılan motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerden olmaması nedeni ile taraflar arasındaki bu vedia ilişkisi de sözleşmenin tarafları arasında/iç ilişkide geçerli olup 3. kişileri etkileyecek nitelikte olmadığından davalı ...’nin sorumluluğu bu kapsamda da ortadan kalktığından söz edilemez.
Tüm bu anlatılanlar karşısında davaya konu kaza nedeni ile ortaya çıkan maddi, manevi zararlardan aracın maliki olan davalı ...’nin de sorumlu olduğu kabul edilerek kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma ilamının neden ve şekline göre davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
4-Davalı ... AŞ vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dosyanın incelenmesinde, ilk derece mahkemesince verilen hüküm yönünden davalı ... AŞ tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Böylelikle aleyhine verilen hükmün istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olması nedeni ile davalı ... AŞ’nin kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... AŞ vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ... AŞ'ye geri verilmesine, 28/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.