MAĞDURUN BEDEN MUAYENESİ VE VÜCUTTAN ÖRNEK ALINMASINA RIZA GÖSTERMEMESİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

T.C.
Yargıtay
14. Ceza Dairesi
2015/8254 E., 2019/12152 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma, nitelikli cinsel saldırı (sanıklar); kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali (sanık ...)
HÜKÜM : Sanık ...’in atılı suçlardan beraatine; sanıklar ..., ... ile ...’in nitelikli yağma, nitelikli cinsel saldırı suçlarından mahkûmiyetlerine
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınıp, sanık ... müdafisinin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık ... müdafisinin vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Mahkemece 04.07.2014 günü yüzüne karşı verilen hükmü sanık müdafisinin CMUK'nın 310/1. maddesinde düzenlenip, tefhimden işlemeye başlayan bir haftalık kanuni süresinden sonra sunduğu 06.08.2014 tarihli dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanıklar ..., ... ile ... haklarında mağdurlar ..., ... ve ...'ya yönelik nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; sanıklara isnat edilen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin belirlendiği, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezaların nevi ve miktarları itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşılmakla, sanık ... ile sanıklar ..., ..., ... müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz taleplerinin reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar ..., ... ile ... haklarında mağdureler ... ile ...'ya yönelik nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Mağdureler ... ile ...'nın soruşturma evresinde muayeneye rıza göstermedikleri için gerekli muayene ve incelemelerin yapılamaması, sanık ...’in diğer sanıkların eylemlerine yönelik savunmasının kapsamı ve tüm dosya içerği nazara alındığında, sanıkların üzerlerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... ile sanıklar ..., ..., ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
5. Ceza Dairesi
2015/1213 E., 2019/2001 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
.... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından cinsel istismar suçundan yürütülen soruşturmada hakim kararıyla mağdurların iç beden muayenelerinin yapılması amacıyla ....Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan talimat uyarınca mağdurların sevk edildikleri.... Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığında görevli öğretim görevlisi olan sanık hakkında mağdurların kabul etmemeleri nedeniyle gerekli muayeneyi yapmamak suretiyle ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, sanığın mağdurları muayene etmemesi üzerine mağdurların aynı günün gecesinde.... Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanlığı, bir kaç gün sonra da ....Devlet Hastanesi tarafından muayene edilmiş olmaları karşısında, mağdurlara yönelik cinsel istismar suçundan yürütülen soruşturmanın akıbeti araştırılarak delil kaybına veya gözaltı ya da tutukluluğun uzamasına sebebiyet verilip verilmediğinin belirlenmesinden sonra eylem nedeniyle kamunun zararı veya kişilerin mağduriyetine neden olma ya da kişilere haksız menfaat sağlama biçimindeki objektif cezalandırma koşullarından birinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin denetime imkan verecek şekilde karar yerinde gerekçeleriyle gösterilip değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hükümde CMK'nın 223/2-c maddesine yer verilmeyerek aynı Kanunun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
4. Ceza Dairesi
2011/5356 E., 2013/6985 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre dosya incelendi:
Soybağına ilişkin davalar hakkındaki ispat hukuku kuralları 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 284. maddesinde şöyle düzenlenmiştir:
Madde 284: “Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır:
1. Hakim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.
2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.”
Diğer taraftan, sonraki tarihli olup ispata ilişkin kuralları özel olarak düzenleyen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Soybağı tespiti için inceleme” başlıklı 292/1. maddesinde; “Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden tehlike oluşturmamak şartıyla herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde, hakim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir.” hükmü yer almakta ise de uyuşmazlığa konu eylem tarihi itibariyle konunun yürürlükte bulunan Medeni Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Medeni Kanunun 284. maddesi uyarınca taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlü kılınmışlar ise de, davalının bu yöndeki araştırma ve incelemeye rıza göstermemesi durumunda sonucun aleyhine değerlendirilebileceği öngörülmekle, davalı hakkında bu uygulama için zor kullanılamayacağı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan zor kullanmanın yasal ve gerekli bulunduğu durumlarda da Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun bu dosya hakkındaki 07.12.2009 tarih ve 2281 sayılı görüşünde açıklandığı üzere, soy bağının tespiti amacıyla sadece kan örneği alınması gerekli olmayıp, ayrıca kişiye daha az sıkıntı verebilecek olan bukkal sürüntü (ağız
içerisinden her iki yanak iç yandan özel applikatörü vasıtası ile alınan sürüntü) örneği veya (çekilerek alınan) köklü saç kılı örneği vb. yöntemler kullanılabileceği gibi, zor kullanma görev ve yetkisi de doktora değil, ilgili mahkeme kararını uygulamakla görevli C. Başsavcılığına ait olduğundan bu konudaki tedbirlerin Başsavcılık ve kolluk görevlilerince alınması gerekeceği,
İncelenen dosyada mahkeme yazısında kan örneği alınması için davalının rızasının alınmasına gerek bulunmadığı belirtilmiş ise de, yazı gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunan C. Başsavcılığınca doku örneğinin zorla alınabilmesi için gereken önlemlerin de alınmamış bulunması karşısında, ilgilinin rızasının bulunmaması nedeniyle sağlığı bakımından tehlike oluşturmadan doku alamayan adli tıp uzmanı sanığın eyleminin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmayacağı anlaşılmakla, eyleme yönelik temyiz iddiaları yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, CMK'nın 324/1, 327/2 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak hüküm fıkrasının "sanık müdafiinin vekalet ücreti talebinin reddine" kısmının çıkarılarak "beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, CMK'nın 324/1, 327/2 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca, 1000 TL vekalet ücretinin Hazine'den alınarak sanık ...'ya verilmesine" ibaresinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
(Kapatılan)14. Ceza Dairesi
2012/1955 E., 2012/4351 K.
"İçtihat Metni"
Çocuğun cinsel istismarı suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma işlemleri sırasında, Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının başka türlü delil elde etme imkanı olmadığından bahisle, mağdurun vücudu üzerinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 76 ve 77. maddeleri gereğince muayene yapılması konusunda karar verilmesine ilişkin talebinin reddine dair Çorum 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.09.2011 tarihli ve 2011/711 Değişik İş sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Çorum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2011 tarihli ve 2011/283 Değişik İş sayılı kararının;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek ve cerrahî bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet Savcısının istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet Savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet Savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz "şeklindeki 76/1 ve "Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur" şeklindeki 76/2. maddesindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde; mağdurun rızası aranmaksızın vücudu üzerinde suç delillerinin tespiti amacıyla muayene kararı verilebileceği gözetilmeksizin, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 26.10.2011 gün ve B.03.0.CTG.0.00.00.04-105-19-8166-2011/13547/55402 sayılı kanun yararına bozma istemlerine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek ve
cerrahî bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet Savcısının istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet Savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet Savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz " şeklindeki 76/1 ve "Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur" şeklindeki 76/2. maddesindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde; mağdurun rızası aranmaksızın vücudu üzerinde suç delillerinin tespiti amacıyla muayene kararı verilebileceği gözetilmeksizin, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden Çorum 3. Asliye Mahkemesinin 26.09.2011 tarihli ve 2011/283 Değişik İş sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.