ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesi'nin 2024/1835 E. 2024/2015 K. sayılı kararı

Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesi'nin 2024/1835 E. 2024/2015 K. sayılı kararı
1 Okunma

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 17.10.2024 tarihli, 2024/1835 E. 2024/2015 K. sayılı kararı

T.C.

KAYSERİ

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

6. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 2024/1835

KARAR NO: 2024/2015

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ: 26/04/2024

ESAS NO: 2022/1327

KARAR NO: 2024/432

DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden

Kaynaklanan)

İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/10/2024

İSTİNAF KARAR

YAZIM TARİHİ: 18/10/2024

Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 26/04/2024 tarih ve 2022/1327 Esas - 2024/432 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı borçluya banka kanalıyla emanet açıklaması ile 13/11/2020 tarihinde 35.000,00 TL, 08/12/2020 tarihinde 47.000,00 TL, 10/12/2020 tarihinde 43.900,00 TL, 23/11/2020 tarihinde 40.000,00 TL,19/11/2020 tarihinde 45.000,00 TL para gönderildiğini, davalı borçlu tarafından türlü ihtarlara rağmen müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün...E. sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine, icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından borca itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu aleyhine asıl alacağın en az %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı ... isimli şahsın (davacı firma yetkilisi...'in kardeşi), uzun yıllardır tanışıklığı olan ve birbirleriyle iş yaptıklarını, dava dışı ...'in 2020 yılının son aylarına doğru müvekkilini arayarak "kendilerine ait olan firmalar arasındaki banka hesapları arasında problem olması nedeniyle para transferini gerçekleştiremediğini ve ödemelerinin son günü olduğunu" belirterek para transferi gerçekleştirmesi için müvekkilinden ricada bulunduğunu, ...'in, davacı ... Ltd. Şti aracılığıyla müvekkilinin hesabına para göndereceğini, müvekkilinin de dava dışı ... isimli şahsın parayı göndermesini talimat ettiği şahıslara iş bu gönderilen paraları aktaracağını ve diğer şahısların ise ilgili bedelleri dava dışı ... 'in eşi ...'e ait olan ...Ltd. Şti'ye göndereceğini, müvekkiline gönderilen bedellerin açıklamasına da emanet yazılmasının sebebinin bundan ibaret olduğunu, herhangi bir borç ilişkisinin bulunmadığını, somut olayda davacı...Ltd. Şti. yetkilisinin... olarak gözüktüğünü, ...'in, müvekkilinden havale işlemini yapmasında ricada bulunan ...'in kardeşi olduğunu, keza havalelerin en son gönderildiği şirket olan ...Ltd. Şti.'nin ise dava dışı ...'in eşi olan ...'e ait olduğunu, dolayısıyla şirketler arası organik bağ mevcut olduğunu, işbu işlemlerin tarafların bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine asıl alacağın en az %20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; "....Havale kural olarak bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) iddia eden bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda dava konusu 13/11/2020 tarihli dekontta ''emanet gönderilen'' açıklamasının bulunduğu anlaşılmaktadır.Davalı ise karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davalıdadır. (Bkz. Aynı yönde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 26/9/2016 tarihli, 2015/11343 E., 2016/17284 K. sayılı kararı) Davacı dekontta bulunan açıklama ile iddiasını ispat ettiğine göre, borçlu olmadığı ya da borcun söndürüldüğü konusundaki ispat yükü davalıya aittir. 6100 sayılı HMK'nın 200/1 maddesinde belirtilen miktar ve değeri aşan hukuki işlemlerin senetle ispat olunması gerektiğinden dava konusu hukuki işlemin miktarı itibariyle davalının savunmasının senetle ispatlanması gerekir ve olayda kural olarak tanık dinlenemez. Davalı davacının talimatıyla parayı ilgili kişilere gönderdiğini yazılı delille ispat etmesi gerekir. (Samsun 3.HD 2023/1163 E., 20223/1142 K, Ankara 36.HD 2023/91 E., 2023/20 K.) Davalının bu konuda yazılı delil sunmadığı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla davacıya yemin teklifinde bulunmuş, davacıya yemin yaptırılmıştır. Davalı, şirketler arasında organik bağ olduğunu bu durumun araştırılmadığını iddia etse de şirketler arasında organik bağın bulunduğunun kabulü halinde dahi paranın davacının talimatıyla gönderildiğini ispat edemeyeceğinden..." gerekçesiyle Davanın KABULÜ ile; davalının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün ...Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 210.900,00-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Hükmedilen asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 42.180,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İcra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dolayısıyla itirazın haklı olduğunun su götürmez bir gerçek olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 555-560 maddeleri arasında düzenlenen havale işlemi niteliğinde olduğunu, somut olayda davacı şirketin havale eden, müvekkilinin havale ödeyicisi ve dava dışı ..., ..., ... ve ... ise havale alıcısı pozisyonunda olduğunu, keza bu ilişkinin devamında müvekkilinin havale eden, dava dışı ..., ..., ... ve ... ise havale ödeyicisi ve dava dışı ... Ltd. Şti. ise havale alıcısı pozisyonunda olduğunu, görüldüğü üzere müvekkilinin havale sözleşmesinden kaynaklı borcunu ifa etmiş olup havale sözleşmesi kapsamında başka herhangi bir borcu kalmadığını, bu hususun en büyük ispatının ise tanıkların ifadeleri ve ilgili bedellerin gönderim tarihleri olduğunu, dava taraflarına ait banka hareketlerinin celp edildiğinde bu hususun ispatlanmış olacağını, dolayısıyla ilgili bedelin borç olarak gönderildiğine ilişkin ispat yükünün davacıda olup bu iddiasını ispat etmekle mükellef olduğunu, keza bu doğrultuda Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2017/5611 E. 2017/7885 K. 21.06.2017 tarihli kararı olduğunu, somut olayda Yargıtay içtihadında da bahsedildiği üzere taraflarınca vasıflı ikrarda bulunulmuş olup artık ilgili havalenin müvekkiline borç olarak gönderildiğinin ispat yükünün karşı tarafta olduğunu, ancak gerekçeli kararda bu hususun aksi iddia edilerek ispat yükünün taraflarına ait olduğu ve iddiaların ispatlanamadığının belirtildiğini, bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, zira iddiaları sunmuş olduğu dekont kayıtlarıyla birlikte ispatlanmakla birlikte tanık dinletme ve bilirkişi raporu tanzim edilmesi taleplerinin haksız ve hukuka aykırı şekilde reddedilerek anayasal anlamda müvekkilinin hakkının ihlal edildiğini, müvekkilinin bu iddialarının mahkeme tarafından asla dikkate alınmayarak adeta şekli bir hüküm kurularak işin maddi gerçeğinden yoksun ve hakkaniyete aykırı bir hüküm teşkil edildiğini, ne şirketler arası organik bağın araştırıldığını, ne taraflar arası ticari ilişkinin boyutunun araştırıldığını, ne de olaya şahit olan ve ardışık para transferlerine şahit olan tanık olarak bildirdiği şahısların dinlendiğini, ne de bilirkişi raporunun tanzim edildiğini, iddiaların ve delillerin değerlendirilmeden, işin maddi esasının ne olduğu araştırılmadan verilen bu kararın hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, delillerin toplanmasıyla birlikte işbu maddi gerçeğin ortaya çıkacağını ve müvekkilinin davacı şirkete borçlu olmadığının açıkça belli olacağını belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1327 E. 2024/432 K. 26.04.2024 tarihli kararının kaldırılarak davanın reddine yahut eksik tahkikat yürütülmesi nedeniyle delillerin toplanması amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine tekrar gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.

Dava; ödünç sözleşmesi nedeniyle alacağın tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir.

Davacı, davalıya ödünç verdiğini belirtmiştir. Hal böyle olunca bunun ödünç olarak verildiğini davacının ispatlaması gerekmektedir. Davacı tarafından davalıya toplam 210.900,00 TL gönderildiği, havale evrakında "emanet" açıklamasının bulunduğu görülmektedir.

Havale, hukuki niteliği itibariyle borç ödeme vasıtası olup davacının paranın hangi amaçla gönderildiğini ispat külfeti altındadır.

HMK madde 200- (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.

HMK m.202/1'de senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde yazılı delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği düzenlenmiştir. HMK 202/2'de delil başlangıcı ise; iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse tarafından verilmiş veya gönderilmiş bir belgeyi delil başlangıcı kabul etmiştir.

Davacı, davalıya gönderdiği 210.900,00 TL bedelli havalenin davalıya ödünç olarak gönderdiğini iddia etmiş ve bu durumu havale evrakındaki açıklama ile ispat etmiş olmakla davalının bu paranın davacı yanın talimatı ile başka kişilere gönderildiğini, para transferine aracılık ettiğini ileri sürdüğü görülmüştür. Davaya ve takibe konu açıklama içeren havalenin ödünç ilişkisinden kaynaklı olarak verildiği iddiası davacı tarafça ispat edildiğinden davalı iddiasını ispatla yükümlü olup yazılı delillerle ispat yükü üzerinde olan davalının iddiasını ispat edemediği, davalı tarafça davacıya teklif edilen yeminin davacı tarafından eda edildiği görülmekle davanın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmış, davalının istinaf talebinin reddi gerekmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/579 Esas 2022/2074Karar, 2020/11068 Esas 2021/10771 Karar)

Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK'nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK'nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin istinafa konu edilen 26/04/2024 tarih ve 2022/1327 E. - 2024/432 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Alınması gerekli olan 14.406,57 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 3.601,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.804,92 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,

3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,

4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 17/10/2024

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/kayseri-bam-6-hukuk-dairesinin-20241835-e-20242015-k-sayili-karari