ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

İstanbul BAM 44. Hukuk Dairesi'nin 2020/2593 E., 2024/286 K. sayılı kararı

İstanbul BAM 44. Hukuk Dairesi'nin 2020/2593 E., 2024/286 K. sayılı kararı
2 Okunma

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nin 15/02/2024 tarihli, 2020/2593 E., 2024/286 K. sayılı kararı

T.C.

İSTANBUL

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

44. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I

DOSYA NO: 2020/2593

KARAR NO: 2024/286

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ: 15/01/2020

NUMARASI: 2018/1163 E. - 2020/22 K.

DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/02/2024

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili, ...'in, diğer müvekkili ... Tic. Ltd. Şti.’ nin müdürü olarak, geçmişte bu şirketi temsilen iş ve işlemler yaptığını, aynı zamanda müvekkil ...'in bu şirketin eski ortaklarından olduğunu, müvekkili eşi ... ise şirketin en büyük hissedarı olduğunu, dava dışı ... ( ... )'in 2009 yılı Ağustos ayında müvekkil ...’ in yanına gelerek, davalıya olan yüksek miktardaki borcundan ve bu sebeple yaşadığı sıkıntılardan bahsettiğini, dava dışı ... ( ... ) ... müvekkili ...’ e ekonomik olarak zor durumda olduğunu, işlerinin çok kötü olması nedeniyle borçlarını ödeyemediğini, davalının yetkilisi olduğu şirkete 90.000,00 TL borçlu olduğunu ve ödeyemediğini, davalının kendisini sürekli arayarak alacağını tahsil etmeye çalıştığını; müvekkilinin piyasasının açık olduğunu bu nedenle kendisine, birlikte iş yaparak yardımcı olabileceğini, böylece kazandığı parayla borçlarını ödeyebileceğini söylediğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu diğer müvekkil şirkete zaman zaman malzeme satın aldığı davalıyı arayarak, dava dışı ...’ nın artık kendisi ile çalışmaya başladığını ve borçlarını ödeyene kadar da kendisi ile çalışmaya devam edeceğini, hazırlık yaptığı büyük bir promosyon işi için ihtiyaç duyduğu bir takım ara malzemeleri, şüpheli ...’ nin yetkilisi olduğu ...Tic. ... Ltd. Şti’ den almak istediğini, bu amaçla, ... ile kendisine, müvekkilin yetkilisi olduğu ve şüpheli ...’ nin özellikle istemesi üzerine, şüpheli ... ve müvekkil ...’ in cirosunun da bulunduğu, müvekkili ...’ in yetkilisi olduğu, diğer müvekkil şirkete ait 100.000,00 TL bedelli 10.10.2009 keşide tarihli ... A. Ş. Gültepe Şubesi’ ne ait ... numaralı hesap adına müvekkil şirket yetkilisi diğer müvekkil ... tarafından bankadan alınmış çek koçanının ... çek numaralı çek yaprağını göndereceğini söylediğini, davalı ...’ nin müvekkilinin yetkilisi olduğu diğer müvekkil şirketin ihtiyaç duyduğu ara malzemelerin ihtiyaç duyduğu miktarı kadarının elinde bulunduğunu eğer isterse gönderebileceğini belirtmesi üzerine, davalının bu sözüne güvenen müvekkilinin söz konusu çek yaprağını, ... ile davalı ...’ye gönderdiğini, müvekkiline gönderileceği taahhüt edilen malzemelerin, taahhüt edilen sürenin dolmasına rağmen davalı tarafından gönderilmediğini, davalı tarafın müvekkiline, istediği malzemeleri kesinlikle vermeyeceğini, dava dışı ... tarafından getirilen müvekkili şirkete ait huzurdaki davaya dayanak çeki ...' nın borcunun teminatı olarak elinde tutmaya karar verdiğini, keşide tarihi olan 10.10.2009 tarihine kadar dava dışı ...' nın kendisine olan borcunu ödememesi halinde müvekkilin söz konusu çekini icraya koyarak, ...' dan olan alacağını müvekkil ...' ten ve yetkilisi olduğu diğer müvekkil şirketten tahsil etmeye çalışacağını belirttiğini, çekin günü geldiğinde ..., söz konusu çek bedelini temin ederek müvekkile teslim edemediğini ve müvekkilinin de gününde söz konusu çekin bedelini hesabında bulunduramadığı için, davalı tarafından müvekkili şirketin çekinin karşılıksız olduğu tespiti yaptırıldığını ve kısa bir süre sonra da müvekkili hakkında Şişli ... İcra Müdürlüğü’ nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili hakkında başlatılan söz konusu icra takibinden sonra, ekonomik imkanlarının bozulması nedeniyle dosya borcunu uzun süre ödeyememesi üzerine, müvekkiline ait oturduğu daireye alacaklı vekilinin talebi üzerine haciz konulduğunu ve yine alacaklı vekilinin talebi üzerine söz konusu daire, 17.08.2010 tarihinde 50.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben davalı tarafından satın alındığını, açıklanan nedenlerle; yapılacak yargılama sonucunda müvekkillerinin davalıya herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespitine, işbu tespit doğrultusunda müvekkiller hakkında davalı tarafından açılmış olan İstanbul .... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı takibinin iptaline ve söz konusu icra dosyasından haczedilip yapılan satış işlemlerinin devamında davalı adına alacağa mahsuben ihale edilmesi nedeniyle tapuda davalı adına kayıtlı gayrimenkulün, davalı adına olan kaydının iptaliyle müvekkili adına tesciline ve davalı tarafın müvekkillerinden herhangi bir alacağının bulunmadığını bilmesine rağmen, yukarıda belirttiğimiz şekilde müvekkilin rızası dışında eline geçen söz konusu çeke dayalı olarak kötü niyetle huzurdaki davaya konu icra takibini açtığından, davalının takip talebinde yer alan toplam miktar % 20' sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar tarafından açılmış olan huzurdaki davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacıların iddialarının tamamının mesnetsiz olduğunu, dava dilekçesinde dava dışı ... ile davacı arasındaki ilişkiden ve ... davacıyı mağdur etmesinden bahsedildiğini ve manevi tazminata konu olabilecek iddiaların ileri sürüldüğünü, oysaki huzurdaki davanın taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle verilmiş olan kambiyo senedine ilişkin ticari bir dava olduğunu, müvekkilinin davacılarla ticari ilişkisinin olduğunu ve davaya konu çekin de bu ticari ilişki neticesinde verildiğini, müvekkilinin ticari ilişki neticesinde doğan alacak sebebiyle verilen davaya konu çeki bankadan tahsil edemeyince alacağını tahsil amacıyla icra takibi başlattığını, alacağın tahsili amacıyla yapılan yasal icra prosedürleri neticesinde davacı ...'e ait taşınmazın ihaleye çıkarıldığını, ihaleye kimsenin katılmaması sebebiyle alacağa mahsuben müvekkili tarafından alındığını ve ihale bedelinin davacının icra dosyasındaki borç miktarından mahsup edildiğini, davacının gerek icra takibine gerekse de yapılan ihaleye ilişkin her hangi bir itiraz ve davasının mevcut olmadığını, davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, ihale yoluyla alınan taşınmaza ilişkin tapu iptal ve tescil talebinin Asliye Hukuk Mahkemesinin alanına girmekte olup, iş bölümü itirazlarının olduğunu, açıklanan nedenlerle; Haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacılar aleyhine icra dosyasının toplam borcunun %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "..Somut dava, davacılar tarafından çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, davaya konu çekin davalıdan alınacak mallara karşılık olarak verildiğini, ancak davalı tarafından malların teslim edilmediğini, dava dışı ...' in borcuna istinaden tutulduğunu, bu sebeple çekin bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Davalı ise, davaya konu çekin ticari ilişki kapsamında doğan alacak nedeniyle alındığını savunmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Çek, Türk Borçlar Kanunu'nun 555. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale gibi hukuksal niteliği ödeme vasıtası olduğuna göre bu yasal karinenin tersini ileri süren yani çekin başka bir amaçla verildiğini ileri süren, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Buna göre davacının malları teslim aldığının kabulü gerekir. Çekin bedeli kadar malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı ve sahibi lehine delil kabiliyetinin bulunmadığı, mal alımı için verildiği iddia olunan çekin kayıtlarında bulunmadığı ve çek üzerindeki imzalar inkar edilmediğine ve yukarıda anılan kanun maddeleri uyarınca davacıların davasının ispat edemediğine kanaat getirilerek, davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatının ise şartları oluşmadığından reddine" karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;-İlk derece mahkemesince verilen kararın deliller ve gerekçe bölümünün 5. Paragrafında davalı tarafın ticari defter ve belgelerinde çekin verildiği 2009 yılında huzurdaki davaya konu çek bedeli kadar müvekkilinden alacağı olduğunu gösteren herhangi bir kayıt bulunmadığını, verilen kararın deliller ve gerekçe bölümünün son fıkrasında, huzurdaki davanın reddi gerekçeleri arasında gösterilen müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı bu nedenle lehine delil kabiliyetinin bulunmadığını mal alımı için verdiğini iddia ettikleri huzurdaki davaya dayan çekin kayıtlarında yer almadığı gerekçesinin de kabulünün mümkün olmadığını, dava dilekçesinde davalının söz konusu çeki müvekkilinden nasıl aldığını belirttiğini ve delillerinin toplanması halinde söz konusu iddialarının ispat edilmiş olacağını belirttiklerini; ancak mahkemece toplanmasını talep ettikleri delillerinin tamamı toplanmadığından iddialarını tam olarak ispat edemediklerini, -müvekkilinin de durup dururken davalıya 100.000,00 TL' lık çek vermeyeceğini, hayatın olağan akışına aykırı olanı iddia eden davalı olduğuna göre davalının müvekkilden alacaklı olduğu bu nedenle müvekkilinin kendisine huzurdaki davaya konu çeki verdiğini ispatlaması gerektiğini, davalının müvekkilinden söz konusu çek bedeli kadar alacağı bulunduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, davalının ticari defter ve belgelerinin davalının müvekkilinden olduğunu iddia ettiği alacağı doğrulamadığını, -TBK 207. maddesinde yer alan " Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler." hükmüne göre huzurdaki davaya konu uyuşmazlık irdelendiğinde, davalı müvekkilinden aldığı çek karşılığında mal vermeyi taahhüt ettiği halde müvekkiline herhangi bir mal vermeyip, söz konusu çeki dava dışı ...' in borcu karşılığında elinde tuttuğunu ileri sürmesi karşısında, müvekkilinin 100.000,00 TL bedelli söz konusu çek karşılığında davalıdan mal almadığını yazılı delillerle ispatlaması gerektiğinin ileri sürülmesi kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin, davalının kendisine mal teslim etmediği şeklindeki eylemli bir durumu yazılı delillerle ispat etmesi zaten mümkün olmadığını, müvekkiline söz konusu çek karşılığında mal teslim ettiğini iddia eden davalının iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini, -müvekkili ...'in, gerek davalıyı gerekse dava dışı ... yaklaşık 10 yıldır tanıdığını ve bu kişilerin yetkilisi olduğu şirketlerle, yetkilisi olduğu şirketin geçmişte zaman zaman ticari alışverişleri olduğunu, huzurdaki davaya konu çekin müvekkillerinin borcu nedeniyle davalıya verilmediğini, söz konusu çekin davalının müvekkiline vermeyi taahhüt ettiği mallar karşılığında verildiği halde, davalının bir süre sonra kötü niyetle söz konusu çeki kendisine getiren ve çek üzerinde cirosu bulunan dava dışı ...in borcunun müvekkillerinden tahsili amacıyla kötü niyetle elinde tutulduğunu ve günü geldiğinde arkası yazdırılarak icraya konulduğunu, bu nedenle delillerinin toplanması gerektiğini, tanıkları dinlenmeden verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çekin kambiyo vasıflarına haiz olup, kambiyo senetlerinin özelliklerini taşıdığını, davacı ile dava dışı ...ma arasındaki temel ilişkinin müvekkilini bağlamadığını, davaya konu çekte hem davacıların hem de dava dışı ... imzaları mevcut olup, borçtan müteselsil sorumlukları olduğunu, davacının, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, taraflar ile ticari ilişkileri olduğunu ancak huzurdaki davada, temel ilişkide bulunan dava dışı ... ile davacı olduğunu, müvekkilinin huzurdaki dava yönünden iyi niyetli son hamil olduğunu, Davacının, huzurdaki davayı doğrudan ilişki içinde bulunduğu dava dışı ... 'ya açmak yerine, iyi niyetli son hamil olan müvekkili aleyhine açtığını, davacıların dava dışı ...'ya karşı sahip olduğu şahsi defileri iyiniyetli temellük eden müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, davada davacıların davaya konu çekin bedelsiz olduğunu iddia ettiğini, aynı zamanda müvekkili ile aralarında ticari ilişki olduğunu ikrar ve kabul ettiğini, bir kambiyo ilişkisinin varlığının esasen davacılar tarafından kabul edildiğini, müvekkilinin kambiyo alacağını ayrıca başka delillerle ispat etmesine gerek olmadığını, bedelsizlik iddiasının davacının öne sürdüğü bir vakıa olduğuna göre bunu ispat yükünün de davacıya ait olduğunu, senede karşı senetle ispat zorunluluğu olduğundan davacının tanık dinletmesine muvafakatleri olmadığını, davacının aksini yazılı delille ispatlayamadığını, davacı iddiasını senetle ispatlayamadığı gibi ticari defterleri usulüne uygun tutulmadığı için kendi lehine delil olarak kullanılamayacağını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacıların keşidecisi ve cirantası olduğu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti için açtığı menfi tespit davasıdır. Davalı tarafça, İstanbul .... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı icra dosyası ile davacılar ve dava dışı ... hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibe dayanak çekin ... Gültepe Şubesine ait ... nolu, 10/10/2009 keşide tarihli, 100.000,00-TL bedelli çek olduğu, keşidecisinin davacı .... Ltd. Şti. olduğu, hamiline yazılı olduğu, ilk cirantasının ... ikinci cirantasının diğer davacı ... olduğu, çekin son cirantasının davalı ... Denetçi olduğu ve davalı tarafından ibraz edildiği, karşılıksız işlemi gördüğü anlaşılmıştır. Şişli C.Başsavcılığının 2010/35123 Sor. No dosyası celp edilmiş, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçluların takibe konu çekin avans çeki olduğu, çek karşılığı teslim edilecek malların teslim edilmediği ve çeklerin bedelsiz olduğu iddiası ile menfi tespit davası açtığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir. Kambiyo senetlerinin ticari defterlere kaydı zorunlu değildir (Yargıtay 13. HD'nin 05/05/2016 tarihli ve 2015/8407 E., 2016/12396 K. sayılı ilamı). Dava konusu çekin kambiyo senedi vasfında olup sebepten mücerret olduğu ve davacının söz konusu senet nedeniyle borçlu bulunmadığını kesin delille ispat yükü altında bulunduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla (örneğin avans olarak) verildiğini iddiasının davacı tarafça (6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi gözetilerek) ispatlanması gerekmektedir. Somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından dava dilekçesinde dava konusu çeklerin büyük bir promosyon işi için ihtiyaç duyduğu bir takım ara malzemeler için verildiği, davalı tarafın çekleri teslim almasına karşın çeklere karşılık olan ürünlerin teslim edilmediği şeklinde beyanda bulunulduğu, 6098 sayılı TBK m. 207/2 hükmü uyarınca satış sözleşmelerinde sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü oldukları, bu çerçevede çekin ödeme vasıtası olması nedeniyle avans olarak verildiğinin davacı tarafça 6100 sayılı HMK m. 200 hükmündeki ispat kuralları uyarınca ispat edilmesi gerektiği, bu itibarla dosya mevcuduna yansıyan delillere göre davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece yukarıdaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, incelemenin istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15/01/2020 tarih ve 2018/1163 E. 2020/22 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427,60-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 373,20-TL harcın davacılardan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/02/2024

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/istanbul-bam-44-hukuk-dairesinin-20202593-e-2024286-k-sayili-karari